Yaratıcı Problem Çözme Teorisi; İnsanların karşı karşıya kaldıkları temelde 2 tür problem vardır; (bakın burası çok önemli) ilki genelde çözümü bilinen, diğeri ise çözümü bilinmeyen problemlerdir. Çözümü bilinen problemler, çoğunlukla kitaplardan, makalelerden veya alanında uzman kişilerden elde edilen bilgilerle cevaplanır ve bu tarz problemlerin çözümleri için belirli/standart bir yol izlenir. Burada insanı cezbeden ise bir diğeri “Yaratıcı Problemler”dir (Inventive Problems).
Yaratıcı Problemler standart yöntemlerle çözülemediği için 4. Yüzyılda heuristic (sezgisel) olarak adlandırdığımız bazı kavramlar ortaya çıkmıştır. Burada uygulanan yöntemin doğruluğunun ispat edilmesi gerekmez, tek istenen karmaşık bir problemi daha basit hale getirmesidir. Modern zamanda da, yaratıcı problemler psikoloji altında ele alınmaktadır. Bunun da nedeni psikolojinin beyin, sezgi ve inovasyon arasındaki bağ üzerine çalışmasıdır. Genelde çözüm için beyin-fırtınası (brainstorming) veya deneme-yanılma (trials-and-error) yöntemleri uygulanır. Ancak, problemin karmaşıklığına göre deneme sayısı da artıp azalmaktadır. Beyin fırtınası noktasında da kişiler en fazla kendi deneyimleri veya sezgilerine göre fikirler üretebilirler.
Beyin Fırtınası

Tam da bu noktada daha iyi bir yaklaşım olarak, TRIZ yöntemi doğmuştur. TRIZ hikâyesi patent inceleme uzmanı Genrich Altshuller’ın geriye dönük 200,000 patenti incelemesiyle başlıyor. Bu inceleme sonucunda, patentlerin 98%’inin yani neredeyse tamamının mevcut bir ilkeye/teoriye dayandığını keşfediyor. Diğer bir deyişle sadece 2%’si yeni buluşlar olarak adlandırılmaktadır. Daha sonraları 1.5 milyon patentin incelenmesi sonunda sadece 40.000 tanesinin bir şekilde yaratıcı çözümler olduğu ortaya konmuştur. İşin felsefesine kısaca girmek gerekirse, her şeyin özünde imitasyon vardır. Yani insanoğlu yeni bir şeyi ortaya koyabilme vasfına sahip değildir. Tek yapabildiği doğada gözlemlediğini ihtiyacı doğrultusunda yeniden tasarlayarak ortaya koymasıdır. Bu da buluş olarak adlandırılmaktadır. Bu buluşlar da toplumda değer yaratmaya başladığında inovasyon olarak adlandırılmaktadır.
Konumuza geri dönecek olursak daha sonraki yıllarda Altshuller çözümleri sektörel bazda sınıflandırmak yerine aşağıdaki gibi kategorilere ayırıyor. Bunun sonucunda da aynı problemlerin defalarca 40 temel yaratıcılık prensibi kullanılarak çözümlendiğini ortaya çıkartıyor.
Buluşların Seviyesi

TRIZ ile problem çözümü için 5 temel yaklaşım vardır. Bunlar;
- Inventive Principles (Buluş Prensipleri)
- Contradictions (Çelişkiler)
- Ideality (İdealillik)
- Standard Solutions (Standart Çözümler)
- Trends of Evolution (Gelişim Trendleri)
Bu 5 temel yaklaşımlar içinse bazı araçlar ve yöntemler vardır;
- 40 Inventive Principles (40 Keşif/Buluş Prensibi)
- 39×39 Contradiction Matrix (39×39 Zıtlık/Çelişki Matrisi)
- 9 Window Approach (9 Pencere Yaklaşımı)
- Size Time Cost Operators (Boyut, Zaman, Maliyet Operatörleri)
- ARIZ (ARIZ – Algorithm for Inventive Problem Solving)

TRIZ bir problem için size çözümü vermez ancak, bir problemin çözümünün yaklaşık olarak neye benzediğini gösterebilir. Temelde AR&GE / mühendislik faaliyetleri kapsamında kullanılıyor algısı olsa da günümüzde her türlü iş alanına indirgenmiş uygulamaları mevcuttur. Örnek vermek gerekirse, 40 yaratıcı prensipler arasında olan Bölümleme, organizasyonların daha iyi yönetilebilmesi için ürünler/görevler bazında ayrılmasına bir örnektir. Bir diğer prensip olan “Hızlı Hareket”ten yola çıkarsak, müşteri ihtiyaçları doğrultusunda belirlediğimiz çözümler için MVP’nin (Minimum Viable Product – Uygulanabilir Asgari Ürünün) ortaya çıkartılmasını örnek gösterebiliriz.
Bu yazı kapsamında kullandığım kaynaklar; http://eskiweb.amasya.edu.tr/media/158623/wold.pdf