
Telekom operatörlerinin yaşam döngüleri boyunca bir çok zorlukla karşı karşıya kalmıştır. Bu zorluklar başta fiziki koşullar ve varlıklar sebebi ile kapsama alanı, hız ve altyapı yatırımlarıydı. Süre içerisinde gelen yatırımlar ve emekler sonucunda bu sorunlar günümüzde artık yok denecek kadar azdır. Ancak bu sürede de farklı zorluklar ve pazar dinamikleri telekom dünyasını yeniden şekillendirdi. Mobil teknolojilerin gelişmesi ve sahip olma olanağının artması ile birlikte sokaklardaki ankesörlü telefonlar; instagramda nostaljik fotoğraflarımız için arka plan oldu. Evlerimizde ise sabit internet kampanyaları sebebiyle mecburen(!) tuttuğumuz telefon(PSTN) hatlarımız atıl kaldı. Ancak operatör tabanlı mobil haberleşme teknolojileri de bu değişimden nasibini aldı. Mobil haberleşme servisleri de; internet tabanlı haberleşme servisleri olan ClubHouse APP, Whatsapp, Telegram gibi uygulamalara karşı güç kaybetti.
Ancak OTT (Over the top) uygulamalarının yeni nesil ihtiyaçlarımızı çözmesi ile birlikte tüketim alışkanlıklarımız değişti. Bu da gelenekelse haberleşme servislerini etkiledi. SMS kullanan kaldı mı? SMS, yerini whatsapp vb ott uygulamalarına bırakırken; ses yerini VOIP (Voice over IP) ye bırakmaya başlamıştı. Peki tüm bunların Clubhouse App ile ne ilgisi var?
Şimdi Clubhouse APP’ni iki başlıkta inceleyerek neden bu yazıya yer verdiğime değineceğim.
Başlıklarımız
Clubhouse APP, Telekom Operatörlerinin Ses Gelirinde Yıkıcı Etki Yaratır Mı?
Telekom operatörlerinin değişen müşteri taleplerine ve teknolojilerine karşılık olarak kendilerine yeni oyun alanları oluşturdurklarından bahsetmiştik. Dijital dönüşüm ve IoT yatırımlarının birer tercihten ziyade zorunlu evrim olduğunu da dile getirmiştik. Çözüm tabanlı ekosistem iş modeline geçerek birbirinden farklı ve SES, SMS, Veri gibi ana iş kalemlerini kapsamayacak alanlarda da bir oyuncu haline geldiler.
Aslında tüm bu evrimin ve yeni oyun alanlarının sebebi aşağıdaki tabloda açıklığa kavuşmaktadır. Çünkü bu tabloyu hazırladığım dönemde de dikkatimi çeken nokta şu olmuştu; Telekom operatörleri güçleri yerinde iken ya yeni gelir kanalları yaratacak ya da altyapısı büyük kendi küçük birer internet servis sağlayıcısı olacaklardır.

Grafiklere bakıldığında bir tek veri gelirlerinin yükselen bir trendte olduğu görülmektedir. Ancak bana göre bu grafik tek başına yetersiz kaynaktır. Hemen EBITDA ve ARPU’ya da bakmak gerekmektedir. Lakin bu grafiklerin tamamın tek ortak mesajı, telekom operatörlerinin doğru ve etkin yeni nesil teknolojiler stratejisi oluşturup buna bağlı kalmazlar ise, altyapı sağlayıcısı rolünde sıkışıp kalacaklardır. Bu durumda eski ihtişamlı günlerini CLUBHOUSE APP içerisinde açacakları sanal odalarda yad edecekleridir.
Geleneksel | Yeni Trend / Tercih |
---|---|
SES, Arama | VOIP, CLUBHOUSE APP, Whatsapp Call vb |
SMS, MMS | Whatsapp, BİP, Sosyal Medya Uygulamaları Chat vb |
Veri, Bilgi | Google,Facebook, Amazon vb |
Bulut Depolama, Veri Merkezi | Amazon, Microsoft, Google vb |
İnternet Erişimi | Public wifi, Starlink vb |
IoT/M2M Haberleşme | Lora,Sigfox vb LPWAN |
Katma Değerli Servisler | Çeşitli OTT Uygulamaları, Youtube vb |
CLUBHOUSE APP vb Uygulamaların Başarı Sırrı Nedir?
Teknolojinin gelişmesi ile birlikte müşteri tarafında değer yaratan iş modelleri de değişiklik göstermektedir. Günümüzün iş modellerinin temelinde MECE( mutually exclusive and collectively exhaustive) metodolojisi yatmaktadır. Geneli kapsayan ancak tekilde de özelleştirilebilen, müşterinin kendini merkeze konumlandırabildiği iş modellerinden ve teknolojik olanaklardan bahsediyoruz.

Öte yandan yenilikçi iş modelleri yerine hala geleneksel iş modelleri ile yeni nesil teknoloji yatırımlarının yani IoT projelerinin başarısız olma nedenlerini de incelemiştik.
Bugün Netflix, Iphone, Uber, Getir gibi girişimlerin başarısının arkasında yatan etken de; Platform teknolojilerinin kullanılarak MECE metodolojisine dayalı iş modellerine cevap verebilmesidir.
Talebe Arz Edilen Özellik/Yetenek
Örneğin; Iphone; üretimdeki özellikleri ile yaşam döngüsü boyunca sınırlı kalan telefon anlayışını kökten değiştirdi. Fiziksel ürünlerin değişmeden yeni özellikler kazanabildiği, kullanıcıya göre özelleştirildiği bu yaklaşım ile telefon dünyasında yıkıcı bir yeniliğe yol açmış oldu. Detayda ise tüm telefonların bir platforma bağlı olduğu ve güncellemelerini bu platformdan aldığına da dikkat çekmek gerekir. Bu örneği “Talebe arz edilen özellik” başlığında tutalım.
Talebe Arz Edilen Servis/Hizmet
Netflix ise benzer yaklaşımla ön hazırlık gerektirmeksizin merkezden tüm abonelerine yeni içeriklerini yayınlama teknolojisi ile dvd/cd pazarında yıkıcı bir yeniliğe sebep oldu. Tüm kullanıcılar bir merkeze bağlı ancak her kullanıcı kendi zevkine göre içeriklerle karşılanıyor. Netflix’i de “Talebe Arz Edilen Servis” başlığında tutalım.
Talebe Arz Edilen Fiziki Varlık
Uber’in de yaklaşımı Iphone ve Netflix benzer temelinde ancak UBER fiziki varlıkların anlık olarak talebinize yönlendirmesini başardı. UBER’i de ‘Talebe Arz Edilen Fiziki Varlık’ başlığında tutalım.
Tüm bu modellerin arkasında yatan başarı kriteri olarak ekosisteme dayalı olması ve farklılaşan çözümleri bir arada kullanmanıza olanak sağlaması diyebiliriz. App store’dan dilediğiniz uygulamayı inderebilir, Netflix’ten keyfinize göre içerik seçebilir ve uber’den araç tercihinde bulunabilirsiniz. Tüm bunların arkasında tek bir firmanın tek başına çözüm sunması değil ekosistemin buluşabileceği bir ortak payda platform oluşturulması olarak değerlendirebiliriz.
Clubhouse APP, UBER, GETIR IoT Projesi Midir?
Öncesinde Nesnelerin interneti nedir? yazımızda nesnelerin interneti tanımını, bir nesneye internet erişimi kazandırılması olarak olarak özetlemiştik. Bu açıdan bakıldığında bir IoT cihazı üzerinden kurulmuş katma değerli servistir; Clubhouse app. Başarısının temelinde ‘kişiye göre özelleştirilebilir olduğu gibi (kendi odanızı oluşturma vs) genele de hitap edebilme’ yatmaktadır. Clubhouse app; ‘Talebe arz edilen özellik/yetenek ve Servis/hizmet‘ iş modelini kapsamaktadır.
Bununla birlikte UBER ve GETIR gibi girişimlerin varlığını IoT teknolojilerine borçlu olduğu bilinen bir gerçek olup bir başka günün içeriği olarak; şimdilik burada bırakalım.
IoT için Başarılı İş Modelleri
Öncelikle belirtmek isterim ki; Nesnelerin interneti dünyasının da benzer bir yaklaşımla başarıya ulaşacağını düşünüyorum. Nesnnelerin interneti projelerinin başarısının yerlileştirme ile sağlanacağını biliyoruz. Bu yaklaşım ile yerli ekosistemi bir araya getirebileceğiniz global standartlarda bir platform ile kendi ekosisteminizi oluşturabilirsiniz.
İlk olarak seçtiğiniz platform ile yerli teknoloji geliştiricilerimiz için bir altyapı sunmakla birlikte; bu teknolojilerin global ekosisteme dahil olması için bir araç sunmuş olursunuz. Sağladığınız bu platform sayesinde girişimcilerin müşteri ihtiyaçlarına yönelerek teknik ve güvenlik detaylarının büyük bir kısmını kendi üstünüze alır ve onların yenilikçi fikirlerini hayata geçirebilmesini mümkün kılarsınız.
Sonrasında oluşmakta olan ekosistem ile de müşteri tarafında “Talebe arz edilen özellik, servis ve varlıklar” ile müşterilerimizin aynı platformda kendilerine münhasır çözümleri bir araya getirebilecek MECE temelinde bir iş modeli sunmuş oluruz.
Veri Güvenliği Nasıl Sağlanır?
IoT saldırıları 2019’da %900 arttı. Dünya çapındaki işletmeler 2019’da IoT güvenliği için 1,5 milyar dolar harcadı. Normal bilgisayarların aksine, IoT cihazlarında güvenlik duvarı veya virüs tarayıcısı yok. Bu nedenle IoT cihazlarının bağlandığı platformların kesinlikle güvenli olması gerekiyor. IoT Platformların da önemli özelliklerinden biri bu: güvenlik.
Bu sebeple güvenliğe bütünsel yaklaşmak gerekiyor. Standart bir IoT projesi cihaz/sensörden başlar kullanıcı arayüzlerine kadar gider. Sırasıyla katmanlar;
Cihaz/sensör, Haberleşme,platform,uygulama,kullanıcı arayüzü. Cihazlar kendi güvenlik önlemlerine sahipken platform tekil cihaz yönetimi ve tünel bağlantı yapısı ile güvenlik katmanını güçlendirmiş oluyor. Haberleşme katmanındaki güvenlik önlemleri ise telekom operatörlerinin ana işi…
Platform katmanında ise her müşteri her çözüm her cihaz tekil yönetildiğinden buradaki herhangi bir saldırı olması durumunda sadece ilgili noktayı etkiler. Bu tür saldırıların önüne geçilmesi için de platform global güvenlik güncellemelerini periyodik olarak alınmalıdır.
Son söz olarak karşılaştırma yapmak gerekirse IoT Platformları görece tekil firmalar tarafından geliştirilen çözümlere nazaran çok daha güvenlidir. Geliştiriciler bu güvenlik önlemleri için harcayacakları eforu müşteri ihtiyacına yönelterek tasarruf sağlayabilirler. Çünkü sunduğunuz IoT Platform altyapısı ile güvenlik önlemlerini üstlenmiş olursunuz.
IoT Verilerinin İşlevselliği
Ancak IoT fiziksel dünyanın dijitalize edilmesi ise, fiziksel dünyanın gerçekliğini ve işleyişini veriler vasıtasıyla anlayabiliriz. Bu haliyle veriler bir ‘ÇIKTI’ olmaktan çıkıp yapay zeka platformları için birer ‘GİRDİ’ haline dönüşmektedir.
Verileri anlamladırmaya çalışmadan önce birkaç soruyu kendimize sormamız gerekiyor.
Volume- Hacim; Günümüzün muazzam miktardaki verisine hızla erişebilir, entegre edebilir, depolayabilir, işleyebilir ve analiz edebilir miyiz?
Variety -Çeşitlilik; Yeni IoT verisi türleri hala ortaya çıkıyor. Tüm farklı veri türlerini ve çeşitli biçimleri- yapılandırılmış, yapılandırılmamış, yarı yapılandırılmış- anında yönetebilir miyiz?
Velocity- Hız; Cep telefonu kameraları, sosyal medya ve akıllı saatler gibi cihazlar tarafından metin, görüntü ve video verilerinin ne kadar hızlı oluşturulduğunu düşünün. IoT, veri tsunamisinin sadece küçük bir kısmı. Tüm bu verileri yakalamak ve analiz etmek için yeterince hızlı hareket edebilir miyiz?
Veracity – Doğruluk; İşlenmemiş haliyle, IoT verileri; “kirli” – filtrelenmemiş, doğrulanmamış, profili oluşturulmamış veya temizlenmemiş. Öyleyse IoT verilerini güvenilir kılmak adına, böylece veri odaklı karar verme için temel olarak kullanılabilir, veri kalitesi ve veri kontrolü gibi veri yönetimi standartları oluşturmanız gerekir. Orijinal veri kaynaklarının güvenilir olmasını nasıl sağlayabiliriz?
Elbette ki tüm bu gelişmeler, yapay zeka servisleri için ilk adım olarak nitelendirebilir. Çünkü yapay zeka algoritmaları devasa oranda büyük, doğru, ve çeşitlendirilmiş veriler ile çıktı üretebilen sistemlerdir. 5G ile birlikte verinin toplanması ve bulut tabanlı platformlar ile işlenmesi hız kazanacağından biz de bugünden hazırlıklarınızı yapmalısınız.
Veri Odaklı IoT Stratejesi
IoT Stratejimizi 5 alt strateji başlığında toplayabiliriz. Öncelikle IoT’de en temel başarı kriterinin bir ekosistem kurulması olduğunu hatırlatmak isterim. Buna mukabil olarak da sadece IoT değil, IoT ye dokunan habeleşme teknolojilerinde de bir ekosistem oluşmaktadır.
Haberleşme katmanında tüm haberleşme teknolojilerini desteklemeyi hedefleyin.
Device- Cihaz katmanında ise IoT Platform hazır ekosistemin bir parçası olun. Bu açıdan bakıldığında IoT platformu cihaz konusunda bir standart getirdiğinden; burada cihaz üreticisi bağımsız çözümler sunabilmeyi hedefler.
Platform ve uygulamalar katmanında ise farklı uygulamlarla entegre olabilmeniz ve bunlarla uyum içerisinde çalışmanız gerekmektedir. Bakınız Clubhouse app, instagram ve twitter entegrasyonu…
Büyük veri, tüm bu elde edilen edilecek veriler, bir girdi olmak adına birikmektedir. Bu birikim sayesinde farklı disiplinlerin harmanı ile yeni büyük servisleri oluşturmayı hedeflemelisiniz.
Bugünü Ve Geleceği Takip Edin
IoT, Yapay zeka büyük işlemci gücüne ihtiyaç duyabilen bulut tabanlı altyapılardır. Nesnelerin yapay zekası! Bu açıdan bakıldığında edge (saha) tarafı ile anlık haberleşme ve aynı sahada anlık haberleşebilecek desteklenen cihaz miktarı 5G’ye ihtiyaç duyma sebeplerimiz arasında yer almaktadır. Bir başka deyişle 5G, bireysel kullanımının yanı sıra endüstriler için geliştirilmiş yüksek hızlı servis tabanlı bir mobil jenerasyondur.
IoT noktasında Nb-IoT gibi teknolojilerin kullanım yaygınlığının artması ile birlikte cihaz başı bağlantı sayısı artma eğiliminde. Aynı sahada milyonlarca cihazın/sensör olacağı anda bu haberleşme SLA sadece 5G ile verilebilecek durumda olacaktır. Eskiden gelen gateway/modem mantığının sensör/cihaz bazlı haberleşmeye yerini bırakması ile birlikte bir apartmandan yüzlerce, bir sokaktan binlerce bir mahalleden milyonlarca sensör/cihaz aynı baz istasyonuna bağlantı isteği gönderecektir. Bu sensörlerin bazılarının da görev kritik senaryolar için kullanılacağı düşünüldüğünde 5G ‘ye ihtiyaç duyacağız. Bu taraf IoT ve 5G ilişkisinin sensör bacağı…
Bunnunla birlikte Bulut platformla haberleşmesine gelecek olursa sahada cihaz bazlı bir analytic yapmak istediğinizde; bu talebi karşılayacak cihaz maliyetleri katlanılmayacak boyutlara ulaşabilmektedir. Burada fizibilitenin pozitif yönlü olabilmesinin altında cloud computing yatırımları ön plana çıkmaktadır. Görece dummy cihazların sahada konumlanması ve sadece veri transferini sağlaması; ihtiyaca cevap olacak analiz işlemlerinin ise bulutta yapılması yüksek hızlı internet ihtiyacı doğurmaktadır.
IoT Projelerinde Başarı İçin Clubhouse APP İş Modeli Analizi
Son olarak bu ott uygulamasının başarısının arkadsındaki metodolojiyi ve iş modelini özetleyelim;
İlk olarak MECE yani genele yaygın olmakla birlikte munhasır özelleştirme imkanı
İkinci olarak, pazara çıkış noktasında doğru platform tercihi ve mevcut bir ekosistemin parçası olmak
Üçüncüsü de, her şeye değil tek değer teklifine odaklanması ve bu konuda net olması.
Son olarak tüm bu maddeler göz önüne alındığında IOT girişimcileri de yukarıdaki adımlara benzer adımları kendilerine uyarlayabilirler.
Ek olarak da telekom operatörleri kendi oyun alanlarına sürekli değişen ve artan tüketici taleplerine karşılık olarak bu tür uygulamaları desteklemeleri ve mümkünse kendi yatırımlarını Iphone dünyasına benzer bir şekilde yatırımlarına yön vermelidir.
Bir cevap yazın