2017’nin başlarından beri teknoloji dünyasında bitcoin ve otonom araçlar kadar olmasa da; beyin makine arayüzü ile ilgili heyecan verici gelişmeler haberlerde yer veriliyor. Beyin makine arayüzü ile araçlarımızı zihnimizle kullanabilecek olmanın etkisini üzerimizden atamamıştık ki; Elon Musk’ın da bu alanda bir firma kurduğu, çalışmalarına ve işe alımlarına son hız devam ettiğini öğrendik. Heyecanımız bir kat daha arttı, ama nedir ki bu beyin makine arayüzü?
Beyin Makine Arayüzü Nedir?
Beyin makine arayüzü, basitçe, insan beyninin başka bir insan beyni ya da teknolojik bir cihazla iletişim kurmasını sağlayan teknolojidir.
Her ne kadar üzerindeki ilgi son yıllarda artmış olsa da konu hakkındaki çalışmalar çok daha eskiye dayanıyor. Önceleri çalışmalar engelli bireylerin suni uzuvlarını beyinleri ile kontrol ettirmeleri şeklinde biliniyordu.
2006 yılının Haziran ayında Paris’te yapılan Avrupa Araştırma ve Yenilik Fuarı’nda Amerikalı bilim adamı Peter Brunner; tamamen giyilebilir elektrotlu bir başlık ile zihnindeki mesajı bir ekranda yayınlamayı başardı. 2009 yılında ise Honda’nın meşhur Asimo’sunun sadece düşünce gücüyle yönetilebilmesinin ardından yapılabileceklerin sınırlarının hayal gücümüz olduğu da geniş çevrelerce anlaşılmış oldu.
Zihinle Yönetilen Bilgisayarlar Devri
Birçok fütüristin yapmış olduğu çalışmalar ve tahminlemelerinden birine göre ise; bireylerin beyin makine arayüzü ile sanal birer kimlikleri oluşacak ve bugün hayatlarının bir parçası olan araçlara beyin ve internet bağlantısı ile ulaşabilecekler. Dijital versiyonlarımız, Stephan Hawking’in zihniyle yönettiği bilgisayarının ileri versiyonlarına denk gelebilir ama büyük çoğunluğumuzun bu döneme yetişeceği aşikâr.
Elimizde tuttuğumuz telefonlarımızda maillerimiz, kişisel mesajlarımız, müziklerimiz, resimlerimiz, sosyal medya hesaplarımız ve daha birçok kişisel bilgimiz artık “bulut”taki hesaplarımızda yedeklenmiş durumda. Bilgisayarlarımız, iPadlerimiz, televizyonlarımız ve hatta adımsayar özellikli ayakkabılarımızdan topladığımız bilgileri yine “bulut”ta saklıyoruz.
Beyin Makine İnternet Bağlantısı
Cihazımızın ekrandaki ya da çıkardığı seslerdeki bilgileri gözlerimiz ve kulaklarımız ile algılayıp; beynimizin karar verdiği aksiyonları ise ellerimiz ya da sesimiz ile yapıyoruz. Dijital versiyonumuzun yine dijital alandaki bilgilerimizle iletişimi sağlandığında sürekli olarak şarjı biten telefonlarımıza, bilgisayarlarımıza ve daha birçok iletişim aracına ihtiyacımız kalmayacak. Dijital ortamdaki bilgisayarlarımıza, telefonlarımıza, uygulamalarımıza ulaşabiliyor olacağız. Bunun için beyin makine internet iletişiminin sağlanması ve uzun zaman gerekiyor olsa da kendimizi yavaş yavaş sanal toplantılara, belki aylarca evden çıkmamaya ve bu teknolojik gelişmenin etik boyutlarını tartışmaya hazırlayabiliriz.
Bugün bu çalışmalar birçok farklı disiplinden ve branştan bilim adamları tarafından yüksek bütçeli projelerle hız kesmeden devam ediyor. Peki, nereye gidiyor bu çalışmalar?
Stephan Hawking’in web sitesinde de bahsettiği gibi kendisi de hala yanak kasıyla tetiklediği bilgisayar kullanımının, şu an beyin makine arayüzü ile yaptığı denemelere göre daha kolay ve az yorucu olduğu yönünde. Bu alanda yapılacak çalışmaların daha uzun bir yolu var gibi gözüküyor. Dünya düzenini kökten değiştirecek böyle bir yeniliğin zamanı belirsiz belki ama artan nüfus ve tüketim oranları bu değişimi kaçınılmaz kılıyor.