• Birinci navigasyona geç
  • Skip to main content
  • Birinci sidebar'a geç
  • 5G
  • Nesnelerin İnterneti
  • Blockchain
  • LPWAN
  • İçerik Gönder
  • S.S.S
  • Sözlük
  • Dökümanlar
  • İletişim

akillisebekeler.com

Yeni Nesil Akıllı Teknolojiler

  • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • Gizlilik Politikası
    • Şartlar ve Koşullar
    • Yasal Uyarı
    • İçerikleri Listele
  • Blog
  • Makaleler
    • Akıllı Binalar
      • Neden Bina Enerji Yönetim Sistemleri?
    • Akıllı Sayaçlar
      • OSOS Nedir? OSOS Yönetmeliği ve Haberleşme Teknolojileri
        • LPWAN İle OSOS
        • NB-IoT İle OSOS
        • LORAWAN ile OSOS
        • Sigfox İle OSOS
      • OSOS (Otomatik Sayaç Okuma)
      • Dağıtım Şirketlerinde Otomatik Sayaç Okuma Sistemi (OSOS)
      • Akıllı Şebeke Mi, Yoksa OSOS mu?
    • Alternatif Enerjili Elektrik Sistemleri
      • Rüzgar Enerjisi
      • Güneş Enerjisi
    • Blockchain
      • Akıllı Şebekeler ve Blockchain
      • Blockchain ile Enerji Ticareti
      • Bankacılık Sektöründe Blockchain
    • Elektrikli Araçlar
      • Bugün Arabayla Çıkmasak mı?
      • Elektrikli Araba Mı Baksak?
  • Medya
    • Haberler
    • Röportajlar
  • Danışmanlık
  • Eğitim
    • Sektör
  • Analiz
    • 5G
      • 5G ve IoT
      • 5G Stratejileri
      • 5G Özellikleri ve Senaryoları
      • Değişen İş Modelleri ile 5G
      • 5G ile Akıllı Şebekeler
      • 5G Uygulamaları: Enerji Sektöründe Beklenen Teknolojik Yenilikler
    • Nesnelerin İnterneti
      • Nesnelerin İnterneti (IoT) Değer Zinciri
      • IoT İş Modeli
      • Telekom Operatörleri için IoT İş Modeli
      • IoT’nin Türkiye’deki Durumu
      • Nesnelerin İnternet (IoT); Enerji Çözümleri
      • Nesnelerin İnterneti (IoT); 2019 Özet – En Önemli IoT Teknolojisi Atılımları
    • LPWAN
      • LPWAN Nedir?
      • LoRAWAN ile IoT Deneyimi
      • eLTE-IoT Nedir?
      • LPWAN İle OSOS
    • Köşe Taşı İçeriklerimiz
      • Tek ve Çok Zamanlı Tarife Nedir?
      • Elektrik Tüketiminde Tek ve Üç Zamanlı Tarife Seçenekleri.
  • İletişim
    • Ekibimiz
    • İçerik Gönder
    • S.S.S
    • Sözlük
Buradasınız : Ana Sayfa / Arşivleri enerji depolama

enerji depolama

2018 Enerji Trendleri

Okunma Süresi: 5 Dakika Yazar: Sertaç Şamioğlu Güncelleme: Ocak 12, 2021 13:25Yorum yapın Kategori: Haberler Etiketler: akıllı şebekeler dönüşüm, camgemini, elon musk, enerji depolama, enerji ticareti, enerji trendleri, enerjide dijitalleşme, yenilenebilir enerji

Abone ol


Perry Stoneman, Capgemini, (IoT- Nesnelerin İnterneti, Akıllı Enerji ve Şebeke Servisleri Yöneticisi) 2017 yılının enerji sektörü için çok çalkantılı geçtiğini ve 2018 yılının enerji sektörünü şekillendireceğini beklediği enerji trendleri. Bu trendler arasında Elon Musk’ın enerji depolama çözümlerindeki katettikleri gelişmelere, yenilenebilir enerji teknolojilerindeki fark yaratan gelişmelere, evde elektrik üret-sat ile kendi kendine yetebilen enerji abonelerine, yapay zeka ve robotlara kadar bir dizi analize değinmektedir.

Bu tahminler birbiri ile çelişir gibi görünen iki ihtiyaca dayanıyor; yenilik ve tasarruf ihtiyacı.

2018 Enerji Trendleri

Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Enerji Pazarını Yeniden Şekillendirecek

(Renewable Technologies) “RenTech” terimi henüz pek fazla bilinmeyebilir, ancak yenilenebilir enerji teknolojilerinin ve şirketlerinin enerji sektöründeki yarattığı farkı açıklar nitelikte.

RenTech’in oynadığı rolün ve bu enerji sektörünü nasıl etkilediğinin daha net bir şekilde tanımlanabilmesi için; incelenmeye başlanabilecek en iyi noktanın, hali hazırda farklılaşmaya başlayan ve tamamen farklı bir sektör -Finansal Hizmetler.

Ödemeler, sigortalar ve kişisel finansal yönetimi alanlarında sayısız yeni ve yenilikçi finansal hizmetler sunmak için; tüketicilere ve işletmelere teknolojiyi kullanan işletmeleri tanımlayan “FinTech” terimini duymaya alışkın durumdayız.

FinTechs’in yükselişi, geleneksel olarak bu tür hizmetleri sunmak için kurulmuş finansal kuruluşlara dayanan Finansal Hizmetler sektöründe yıkıcı ve şaşırtıcı bir etkiye sahipti.

Tıpkı FinTechs’in Finansal Hizmetler endüstrisi üzerinde yıkıcı bir etkisi olduğu gibi, RenTechs’ de enerji sektöründe aynı etkiye sahip olacaktır.

yenilenebilir enerji nedir
yenilenebilir enerji kaynakları nelerdir
yenilenebilir enerji sistemleri
yenilenebilir enerji avantajları
yenilenebilir enerji amacı
yenilenebilir enerji alanları
yenilenebilir enerji bölümleri
yenilenebilir enerji ile ilgili cümleler
yenilenebilir enerjinin çevreye etkisi
yenilenebilir enerji kaynaklarının çevresel etkileri
yenilenebilir enerji dezavantajları
yenilenebilir enerji geleceği
yenilenebilir enerji haberleri
yenilenebilir enerji hakkında bilgi
yenilenebilir enerji hakkında makale
Yenilenebilir Enerji Trendleri

Google, Amazon, Apple, Walmart vb. büyük şirketlerin enerji alanına girdiklerini görmeye başlıyoruz. Maliyet tasarrufu, yeşil enerji ve iklim değişikliği gibi sosyal sorumluluk olsun ya da her ikisine birden çözüm arayan büyük teknoloji şirketleri, enerji tüketimi ihtiyaçlarını %100 yeşil enerjiden karşılayabilmek adına kendi güneş ve/veya rüzgar çiftliklerini kuruyor ya da satın alıyorlar.

Bu girişimler, şirketlerin kendi ihtiyaçlarından fazlasını şebekeye satabilme seçeneğini doğuruyor. Bu da enerji tedarik ve üretiminde kaçınılmaz değişimi temsil eder. Kendi üretim tesislerini kendi enerji ihtiyaçlarını karşılamak için zaten kurmuş olan RenTechs, alternatif bir enerji tedarikçisi olarak rol alabilir.

Bununla birlikte, kamu otoritelerinin de yenilenebilir enerjilerin geliştirilmesine yatırım yapması teknoloji şirketlerinin, girişimcilerin ve tüketicilerin yenilenebilir enerjiye yönelmesini sağlıyor. Bu ilginin artması ile geleneksel enerji ticareti iş modellerinin değişime uğramasını ve enerjide dijitalleşmeyi kaçınılmaz kılıyor.

Geleneksel Elektrik Aboneleri Enerjisini Üreten-Tüketen-Satan Abonelere Dönüşecek

Yenilenebilir enerji teknolojilerini hızlı gelişimi ve bu teknolojilere sahip olma maliyetlerinin düşmesi ile sadece tüketici konumunda olan elektrik abonelerinin yenilenebilir enerji kaynaklarına sahip olarak kendi enerjilerini üreten-tüketen-satabilen gruplar haline gelecektir.

Yerel yönetimler ve semt/mahalle ihtiyaçlarını karşılamak amaçlı oluşan gruplar ve bireysel abonelerin enerji ticareti için oluşturacağı ve bir platform üzerinden enerji ticareti yapan abone grupları olarak Enerjisini Üreten-Tüketen-Satan Aboneleri iki grup altında toplayabiliriz.

Enerji ticareti için geleneksel yolların yerini yeni teknolojilerin alması (örneğin; blockchain ile enerji ticareti vb.) ve Enerjisini Üreten-Tüketen-Satan Abonelerin sayısında meydana gelecek artış, bugünkü enerji ticaret şirketleri için gelir kaybı gibi görünebilir. Ancak enerji ticaret şirketleri bunun geleceğini görmeli ve sektörün geleceği için doğru adımları atmalı. Bu gelişmeler sektörde, yeni iş modelleri, yenilenebilir enerji işletme, bakım gibi mühendislik hizmetleri ve daha birçok girişime önümüzdeki 20 yıl boyunca tanık olacağız anlamına geliyor.

Elon Musk; Batarya Teknolojileri ile Enerji Depolamanın Potansiyelini Ortaya Koyacak

batarya teknolojileri pdf
batarya teknolojilerinin enerji depolama sistemleri içerisindeki yerinin incelenmesi
batarya teknolojileri nedir
batarya teknolojisi
batarya teknolojisi nedir
batarya teknolojisi neden gelişmiyor
batarya teknoloji
batarya teknoloji haberleri
batarya üretim teknolojisi
Batarya Teknolojileri

2018 yılı Elon Musk önderliğinde enerji depolama teknolojilerinin yılı olacak. Dünya çapında geniş ölçekli enerji depolama projelerine tanıklık edeceğiz.

Yapay Zeka ve Robotlar Tüketici Kavramını Yeniden Şekillendirecek

Bu alanda bugüne kadar yaşanmış gelişmeler ile Yapay Zeka ve Robotların 2018 yılı içerisinde sektörde yaratacağı derin değişikliklere tanık olacağımızın kanıtıdır.

EDAŞ’lar Akıllı Şebekeler Dönüşümünü Hızlandıracak ve Enerjide Dijitalleşme Süreci Başlayacak,

2018 yılı içerisinde Edaş’ların enerjide dijitalleşme yatırımlarının hızlandığına tanık olacağız.

Capgemini | www.capgemini.com​​​​​​​

2018 Enerji Trendleri yer alan bazı maddeleri; ICSG 2018 Oturumlarında yer alıyor.

25 Nisan Oturumları
26 Nisan Oturumları

Yazar: Sertaç ŞamioğluYorum yapınKategori: HaberlerEtiketler: akıllı şebekeler dönüşüm, camgemini, elon musk, enerji depolama, enerji ticareti, enerji trendleri, enerjide dijitalleşme, yenilenebilir enerji



Hidrojen Depolama ve Karbon Nanotüp

Okunma Süresi: 4 Dakika Yazar: Samed GURGUROĞLU Güncelleme: Şubat 16, 2020 09:53Yorum yapın Kategori: Makaleler Etiketler: CNT, depolama, enerji, enerji depolama, hibrit otomobil, hidrojen depolama, iletkenlik, karbon, karbon nanotüp, nano, samed gurguroğlu, tüp

Abone ol


Malzeme bilimi nedir?

Teknolojinin ilerlemesi,günlük yaşamın kolaylaştırılması,ihtiyaçlar doğrultusunda  malzemelerin özelliklerini, yapılarını, ve davranışlarını inceleyen ve yeni malzeme türlerini araştıran, canlı ya da cansız kökenli doğal ya da yapay hammaddelerden, seramik, polimer benzeri ve metal mühendislik malzemelerinin üretimini, bu malzemelerin davranışlarını, yapı, özellik ve işlenebilirliğini inceleyen bilim dalıdır.

Malzeme biliminin ilerlemesi ve yeni yapıların ortaya çıkmasıyla beraber enerji depolamada yeni teknolojilerin kullanılması kaçınılmaz duruma girmiştir.

Klasik enerji depolama birimleri yerlerini lityum iyon piller vs. gibi ileri teknoloji ürünlerine bırakmıştır.

Bu bağlamda ortaya çıkan farklı fikirler ve malzeme bilimi işbirliğiyle denenen farklı konularda bulunmaktadır.

Bunlardan biri enerji depolama birimi olarak “Karbon nano tüpleri(Carbon Nanotube)(CNT)”  soğurma yeteneklerini kullanarak hidrojen depolama birimi olarak kullanmaktır.

Malzeme bilimi nedir? Karbon Nano Tüp nedir?

Nanotüpler , kristal grafitlerden oluşan hegzagonal örgüdeki karbon atomlarının oluşturduğu silindirik yapılardır. Üstün mekanik ve elektriksel özellik sergilemektedirler.

Karşılaştırma olarak düşünecek olursak çelikten 10 kat daha güçlü ve 6 kat daha hafiftirler. 3000C ‘ye kadar kararlı kalıp bozunmadan işlevselliğini devam ettirebilirler.

Bunların yanında iletkenlikleri 1 Milyar Amper/m^2 ye kadar ulaşabilmektedir.En iyi iletkenlerden biri olan bakır 1 milyon Amper/m^2 iletkenliğe sahiptir.

Son dönemlerde Malzeme biliminin üzerinde yoğun çalışmalar yürüttüğü bir konu olarak karbon nanotüpler Ni-Co kaplamalar ,enerji depolama üniteleri gibi birçok alanda önem kazanmaya devam etmektedirler.

Hidrojen Depolama Nedir?

Günümüzde büyük miktarlarda enerji depolamak için hala uygun bir yöntem bulunamamış olması, hidrojenin önemini daha da arttırmaktadır.

Depolanabilirliği, hidrojenin belki de en önemli özelliğidir.Bunu örnekle açıklamak daha uygun olacaktır.

Hidroelektrik santrallerde veya farklı sistemlerde üretilen enerji üretildiği andan itibaren kullanılmak durumundadır dolayısıyla üretilen enerji direkt olarak hatlara verilmekte ve ihtiyaç olmasa dahi kullanılması zorunlu olmaktadır.

Yapılan araştırmalar sonucunda, mevcut koşullarda hidrojenin diğer yakıtlardan yaklaşık üç kat ucuz olduğu ve yaygın bir enerji kaynağı olarak kullanımının, hidrojen üretiminde maliyeti düşürücü teknolojik gelişmelere bağlı olacağı ortaya çıkmıştır.

Bununla birlikte, ihtiyaç fazlası elektrik enerjisinin hidrojen olarak depolanması günümüz için geçerli bir alternatiftir. Bu tarzda depolanan enerjinin yaygın olarak kullanılabilmesi, biraz da yakıt piline dayalı otomotiv teknolojilerinin geliştirilmesine bağlıdır.

Hidrojen önemli olmasına rağmen depolanması büyük problem oluşturmaktadır.

Hidrojen bir şekilde sıvı özellikleri göstermekte ve neticesinde karbon nanotüplerin içinde ve etrafında depolanabileceğini deneysel bulgularla sabitlenmiş bulunmaktadır.

Geçiş elementleri (Pt, Pd ,Ti, V vs.) ile aktif hale getirilen nanotüpler hidrojeni içinde absorbe ederek depolanabileceğini göstermiştir.

Bu buluşun, geleceğin enerji kaynaklarından olan hidrojen enerjisinin kullanımını otomobillerde kullanılacak verimli yakıt hücreleri ve katalizötlerin tasarımda kullanılması düşünülmektedir.

Karbon nanotüplerin hidrojen soğurma yetenekleri çok yeni olan bir konu olmakla birlikte üzerlerinde hala araştırmalar sürmektedir.

Deneysel çalışmalar değişik basınç ve sıcaklık durumlarına göre farklı oranlarda hidrojen soğurma kapasitelerinin olduğunu belirtmiştir.

Nanotüplerdeki absorbe işlemi, karbon atomlarının hidrojen moleküllerine uyguladığı Van Der Waal’s kuvveti ile gerçekleşmektedir.

Yani kimyasal değil, fiziksel bir olaydır.

Fakat karbon nanotüplerin üretim maliyetlerinin yüksek olması günümüzde kullanılmalarını zorlamaktadır.

Malzeme bilimindeki gelişmelerle birlikte üretimin ucuzlaması ve geleceğin enerji depolama ürünleri olabileceğini zaman gösterecektir.

Samed GURGUROĞLU

Yazar: Samed GURGUROĞLUYorum yapınKategori: MakalelerEtiketler: CNT, depolama, enerji, enerji depolama, hibrit otomobil, hidrojen depolama, iletkenlik, karbon, karbon nanotüp, nano, samed gurguroğlu, tüp



Lityum İyon Piller

Okunma Süresi: 5 Dakika Yazar: İçerik Gönder Güncelleme: Şubat 16, 2020 10:00Yorum yapın Kategori: Makaleler Etiketler: artan pil kullanımı, enerji depolama, lityum iyon pil

Abone ol


Lityum İyon Piller alanında Son yıllarda teknolojideki hızlı gelişmelerle global bir saha haline gelen dünyamızda enerjiye olan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır.

Uygarlığın başlangıcından beri düzenli ve konforlu hayat standardını sağlayabilmek için enerji kaynakları sürekli araştırılmış ve enerji kaynağı olarak da özellikle fosil yakıtlar, nükleer enerji ve güneş enerjisi gibi kaynaklar kullanılmıştır.

Rezervleri gün geçtikçe azalan fosil yataklarının hızla tüketilmesi; küresel ısınma ve hava kirliliği gibi çevre sorunlarının büyük boyutlara ulaşmasına neden olmuş, böylece daha ucuz, çevre dostu ve güvenli alternatif enerji kaynaklarına olan ilgi daha da artmıştır.

Fosil yakıtları yenilenebilir enerji kaynakları olmadığı için alternatiflerinin bulunması gerekmektedir [1].

 Yenilebilir enerji kaynaklarının en önemli konularından bir tanesi de özellikle enerji depolama konusudur.

Lityum İyon Piller ile Enerji Depolama İhtiyacı

Taşınabilir elektronik cihazlar, iletişim cihazları (örn; cep telefonları, taşınabilir bilgisayarlar ve navigasyon cihazları, vs.), bilgisayar hafıza sistemleri, medikal cihazlar (insan vücuduna yerleştirilen minik devreler), elektrikli ve hibrit araçlar, çevresel koruma ve sensörler sürekli olarak çalışabilmek için enerjiye ihtiyaç duymaktadırlar.

Bu nedenle, enerji depolamaya olan gereksinimler sürekli olarak artmaktadır.

Bu gelişmelere paralel olarak düşük boyutlarına oranla yüksek spesifik enerjiye, yüksek enerji depolama kapasitesine ve yüksek çevrim sayısına sahip olan doldurulabilir lityum piller, son dönemde üzerinde büyük bir titizlikle çalışılan alternatif enerji kaynağı haline gelmiştir.

 Piller; kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren elektrokimyasal aletlerdir.

Bu pillerin küçük boyutlardan, büyük boyutlara kadar üretim imkânı olup yüksek kapasitelerinden dolayı hızlı bir şekilde kurşun-asit ve nikel-kadmiyum pillerinin yerini almaya başlamıştır.

Özellikle son yıllarda lityum iyon pillerin gelişiminde altın çağa doğru gidilmektedir. 

Tüketicilerin taşınabilir bilgisayarlar gibi teknolojik araçlara olan ilgisi ile satışların hızla artması; hükümetlerin özellikle çevre ve yakıt emisyonuyla ilgili çıkardığı yasalar göz önüne alındığında lityum iyon piller üzerine yapılan yatırımlar git gide büyümektedir ve bu pillerin geliştirilmesi üzerine çalışma yapan birçok ticari firma ve kurum bulunmaktadır [2].

Yüksek enerji yoğunluğu ve yüksek deşarj gerilimine (3,7 volt) sahip ilk ticari lityum iyon piller 1991 yılında Japon Sony Energetic tarafından ticari olarak piyasaya sürülmüş olup halen ticari anlamda başarılı bir şekilde kullanılmaktadır [3].

Günümüzde şarj edilebilir piller her ne kadar umut verici olsalar da optimize edilmesi konusunda hala birçok problem mevcuttur.

Artan Pil Kullanımı

Artan pil kullanımı insan sağlığı ve çevre için potansiyel tehlike oluşturmaktadır. Dolayısıyla kullanılmış pillerin tehlike oluşturmaması için ayrı toplanması, taşınması ve geri kazanılması gerekmektedir.

Ayrıca pillerdeki tehlikeli ve zararlı metallerin azaltılması da önemli bir konudur. Buna rağmen zehirleyici olmayan, birçok malzeme ve farklı üretim yöntemleriyle üretilebilen bu piller tekrar kullanılabilir kaynaklar sunmaktadır.

Uzun dönemde pillerin hücre birimlerinin kararlılığını koruması, şarj ve deşarj esnasında meydana gelen ısının kontrol edilmesi, yüksek kalite ve düşük maliyet gibi hususlar üzerinde daha fazla çalışma yapılması gereken konulardır [4].

Şuana kadar gelinen noktada özellikle 1990’dan bu yana lityum iyon pillerde kullanılan malzemelerde büyük değişimlerin gözlemlendiği görülmüştür.

Lityum iyon pillerin özellikle katot malzemeleri, teknolojik açıdan büyük evrimler geçirmiştir. Anot olarak ele alındığında ise bu tür pillerde halen grafit kullanılmakta olan en gözde malzemedir.

Grafitin özellikleri incelendiğinde ise yaklaşık olarak 372 mAh/gr gravimetrik ve 818 Ah/l’lik bir hacimsel kapasiteye sahip olduğu görülmektedir. Grafitin anot malzemesi olarak tercih edilmesinin yanı sıra bir takım metaller de anot malzemesi olarak çalışılmıştır.

Bunun en temel nedeni ise grafitten çok daha yüksek kapasitelere sahip olmalarıdır [2].

Kaynaklar:

[1]  GÖKTEPE,H.,“Demir Katkılanmış Lityum Içerme Bileşiklerinin Sentezi Karakterizasyonu Ve Doldurulabilir Lityum Piller”, Kimya Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi , Erciyes Üniversitesi, 2003;1.

[2] GÜLER, M.O, ”Li-İyon Pillere Uygun Nanokristal SnO2 Kaplamaların İncelenmesi”, Sakarya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi 2010; 1-3,15-19.

[3] AKTAŞ, S., “Bitmiş Lityum İyon İkincil Pillerinden Metalik Değerlerin Geri Kazanimi Ve Fray-Farthing-Chen (FFC) Cambridge Prosesiile Metalik Kobalt Üretimi”, İstanbul Teknik ÜniversitesiFen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, 2007;12-13.

[4] TUĞRU, M.S., “Atık Çinko-Karbon ve Alkali Pillerden Çinko ve Mangan Geri Kazanımı”, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, 2009;

Hazırlayan : Çiğdem ATAY

Düzenleyen : Samed GURGUROĞLU

Yazar: İçerik GönderYorum yapınKategori: MakalelerEtiketler: artan pil kullanımı, enerji depolama, lityum iyon pil



Dağıtık Üretim Tesislerini Şebeke ile Bütünleştirmek

Okunma Süresi: 5 Dakika Yazar: Mehmet Tan TURAN Güncelleme: Şubat 14, 2012 16:35Yorum yapın Kategori: Makaleler Etiketler: akıllı şebeke, akıllı şebekeler, akıllı şebekelerin bölümleri, dağıtık enerji kaynakları, dağıtık üretim, enerji depolama, frekans kontrolü, kapasite faktörü, Smart grid, smart grid operations, türkiyede akıllı şebekeler, voltaj

Abone ol


Dağıtık üretim yatırımlarını cesaretlendirmek için temiz ve güvenli enerji üretiminin de dahil olduğu pek çok sebep bulunsa da üretim dağıtık olmasına rağmen; (üçüncü parti firmaların veya doğrudan tüketicinin elinde olacak şekilde) kontrolden hâlâ merkezi sistemin sorumlu olması akla şebeke ile dağıtık üretim merkezleri arasındaki uyumsuzluklardan kaynaklanabilecek kimi sorunları getirebilir.

Akıllı Şebekeler (Smart Grid) güvenlik, güç kalitesi, izolasyon senaryoları; altyapı yönetimi, sistem planlaması ve kontrolü gibi konuları da kapsayan bu soruların çoğuna olumlu cevap verebilmek için hayati öneme sahiptir.

Beklenmeyen bir arıza anında dağıtık üretim sistemleri tesisler, personel, kullanıcılar ve diğer üçüncü parti uygulayıcılar için güvenli sağlayabilecek yapıda olmalıdır.

Akıllı sayaçlar ve haberleşme tekniklerinin entegrasyonu; özel veya genel kullanıma açık Wi-Fi, WiMAX uygulamaları gibi çözümler sayesinde akıllı şebekeler tersine güç akışını, sıra dışı durumları ve üretimin anlık değerlerini denetleyebilir.

Akllı şebeke haberleşme çözümleri standart denetleme mekanizmaları ile kombine edildiğinde; önceden sahip olmadığımız kadar net bir bakış açısı ve daha sağlıklı ön görülere sahip olabileceğiz.

Ana şebeke ile bağlantının kopması gerekli kalite, seviye ve frekansta güç iletimini zora soktuğu için; endüstride dağıtık üretim tesislerinin kapalı bir şebeke içinde çalışması genellikle istenmeyen bir durumdur.

Dağıtık üretim tesislerinin güvenli olarak sistemden ayrıştırılabilmeleri için ek kontrol mekanizmalarına ihtiyaç duyulur.

Uzun süredir erkin olarak kullanılmakta olan güvenlik sinyali temelli yöntemler maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle; yerini akıllı şebekelerin beraberinde getirdiği nispeten ucuz ve güvenilir haberleşme çözümlerine bırakacak gibi görünmekte.

Örneğin geniş alanda WiMAX çözümlerine yönelecek tesisler bu yüksek hızlı haberleşme tekniği sayesinde; klasik yöntemlere kıyasla çok düşük bir maliyeti göze alarak bu sorunu çözebilecektir.

Dağıtık Üretim Tesislerinin Akıllı Şebekelere Bağlanması

Çoğu tesis çeşitli seviyelerde dağıtık otomasyon kontrol sistemlerine ve SCADA çözümlerine sahip olarak; yüksek hassasiyetle akım kontrolü ve analizine uygun olanaklara sahiptir.

Ancak daha düşük seviyede kontrol altında tutulan bir şebekeye dağıtık üretim tesisleri bağlandığında kimi sorunlar ortaya çıkabilir; dağıtık üretim çıktısı minimum veya maksimum üretim anlarında stabilizasyon kaybına yol açabilir.

Daha çok yenilenebilir dağıtık üretim kaynağı şebekeye entegre edildikçe bu etkiler katlanarak artacaktır.

Bu noktada akıllı şebekelerin getireceği yüksek hassasiyetli haberleşme çözümleri bu etkileri anlamak ve minimalize etmek için gerekli verileri sağlayabilecektir.

Tesisler ayrıca akıllı şebeke dağıtım yönetim sistemlerini de kontrol merkezlerine entegre edebilmek için yakın takip altında tutarlar.

Bu sistemler akıllı alarm uygulamaları, yük yönetimi ve daha iyi güvenli çalışma şartlarını sağlamalıdır.

Ayrıca heterojen dağılımlı dağıtık üretim kaynakları arasında eş güdüme de izin vermelidir. (Rüzgar, Güneş, Biyokütle vs.)

Enerji Depolama Teknolojileri

Enerji depolama teknolojileri geliştikçe pik noktalarında üretim dalgalanmalarını ortadan kaldırmak için hem yük hem kaynak gibi davranabilen uygulamalar geliştirileceği için; akıllı şebekelerin sistem etkilerini hem üretici hem tüketici gözünden inceleyebilecek seviyeye gelmesi gerekmektedir.

Dağıtık üretim kaynaklarının yükselen kullanım eğilimi kapasite faktörü, voltaj ve frekans kontrolü gibi hesaplamaların önemini artırmakta.

Rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kendi doğaları sonucu ortaya çıkan diğer zorluklar da; hesaba katılınca uzun dönemli dağıtık enerji üretiminin kontrol altında tutulabilmesi bütün dağıtık enerji kaynaklarının özelliklerinin ve karakteristiklerinin dikkatlice incelenmesini gerekliliğini de beraberinde getiriyor.

Şebekelerin bu şartlar altında güvenli bir çalışma sağlayabilmesi için; gerçek zamanlı verilere ve bu verilerin uygun biçimde işlenmesine ihtiyaç duyduğu görülebilir.

Dağıtık üretim tesislerinin akıllı şebekelere entegrasyonunda bir diğer anahtar nokta da tesislerin kaynağın kendisinden ve şebekenin geri kalan kısmından gelen bilgileri okuma, işleme ve buna göre hareket etme yeteneğinde yatmaktadır.

Gelişen bilgi teknolojileri ve getirdikleri yeni çözümler (ESB’ler gibi) sayesinde -bilgi işleme araçlarının da yardımıyla- sensör bilgileri ile hareket bilgileri arasındaki zaman aralığı gittikçe daralmakta, daha hızlı ve etkili tepki veren sistemler mümkün olmaktadır.

Mehmet Tan TURAN

Yazar: Mehmet Tan TURANYorum yapınKategori: MakalelerEtiketler: akıllı şebeke, akıllı şebekeler, akıllı şebekelerin bölümleri, dağıtık enerji kaynakları, dağıtık üretim, enerji depolama, frekans kontrolü, kapasite faktörü, Smart grid, smart grid operations, türkiyede akıllı şebekeler, voltaj



Birincil kenar çubuğu

Sosyal Hesaplarınızda Bize de Yer Verin!

+30.000 okuyucumuza teşekkür ederiz. Siz de aramıza katılarak ekosisteme katkıda bulunun...

Eposta adresinizi paylaşmak istemiyor musunuz? Size uygun platformlar için ↓↓↓

  • Facebook
  • Google+
  • Instagram
  • LinkedIn
  • Medium
  • Pinterest
  • RSS
  • StumbleUpon
  • Tumblr
  • Twitter
  • YouTube

En’ler

  • Tek ve Çok Zamanlı Tarife Nedir?
  • Elektrik Faturası Açıklamaları

Köşe Taşı İçeriklerimiz

türkiye akıllı şebekeler 2020 yol haritası projesi türkiye'de akıllı şebekeler Taş 2023 projesi ile edaşların olgunluk seviyeleri araştırılmaktadır.

TAŞ 2023 Nedir?

Copyright © 2022 - akillisebekeler.com | Yeni Nesil Akıllı Teknolojiler -Giriş