• Birinci navigasyona geç
  • Skip to main content
  • Birinci sidebar'a geç
  • 5G
  • Nesnelerin İnterneti
  • Blockchain
  • LPWAN
  • İçerik Gönder
  • S.S.S
  • Sözlük
  • Dökümanlar
  • İletişim

akillisebekeler.com

Yeni Nesil Akıllı Teknolojiler

  • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • Gizlilik Politikası
    • Şartlar ve Koşullar
    • Yasal Uyarı
    • İçerikleri Listele
  • Blog
  • Makaleler
    • Akıllı Binalar
      • Neden Bina Enerji Yönetim Sistemleri?
    • Akıllı Sayaçlar
      • OSOS Nedir? OSOS Yönetmeliği ve Haberleşme Teknolojileri
        • LPWAN İle OSOS
        • NB-IoT İle OSOS
        • LORAWAN ile OSOS
        • Sigfox İle OSOS
      • OSOS (Otomatik Sayaç Okuma)
      • Dağıtım Şirketlerinde Otomatik Sayaç Okuma Sistemi (OSOS)
      • Akıllı Şebeke Mi, Yoksa OSOS mu?
    • Alternatif Enerjili Elektrik Sistemleri
      • Rüzgar Enerjisi
      • Güneş Enerjisi
    • Blockchain
      • Akıllı Şebekeler ve Blockchain
      • Blockchain ile Enerji Ticareti
      • Bankacılık Sektöründe Blockchain
    • Elektrikli Araçlar
      • Bugün Arabayla Çıkmasak mı?
      • Elektrikli Araba Mı Baksak?
  • Medya
    • Haberler
    • Röportajlar
  • Danışmanlık
  • Eğitim
    • Sektör
  • Analiz
    • 5G
      • 5G ve IoT
      • 5G Stratejileri
      • 5G Özellikleri ve Senaryoları
      • Değişen İş Modelleri ile 5G
      • 5G ile Akıllı Şebekeler
      • 5G Uygulamaları: Enerji Sektöründe Beklenen Teknolojik Yenilikler
    • Nesnelerin İnterneti
      • Nesnelerin İnterneti (IoT) Değer Zinciri
      • IoT İş Modeli
      • Telekom Operatörleri için IoT İş Modeli
      • IoT’nin Türkiye’deki Durumu
      • Nesnelerin İnternet (IoT); Enerji Çözümleri
      • Nesnelerin İnterneti (IoT); 2019 Özet – En Önemli IoT Teknolojisi Atılımları
    • LPWAN
      • LPWAN Nedir?
      • LoRAWAN ile IoT Deneyimi
      • eLTE-IoT Nedir?
      • LPWAN İle OSOS
    • Köşe Taşı İçeriklerimiz
      • Tek ve Çok Zamanlı Tarife Nedir?
      • Elektrik Tüketiminde Tek ve Üç Zamanlı Tarife Seçenekleri.
  • İletişim
    • Ekibimiz
    • İçerik Gönder
    • S.S.S
    • Sözlük
Buradasınız : Ana Sayfa / Arşivleri fosil yakıt

fosil yakıt

Dağıtık Üretim

Okunma Süresi: 7 Dakika Yazar: Sertaç Şamioğlu Güncelleme: Şubat 15, 2020 19:50Yorum yapın Kategori: Alternatif Enerjili Elektrik Sistemleri Etiketler: dağıtık üretim, enerji verimliliği, fosil yakıt

Abone ol


Dağıtık Üretim Nedir? Günümüzde gelişmiş ülkeler enerji ihtiyaçlarının büyük bir kısmını fosil yakıt kullanan; suyun potansiyel enerjisinden faydalanan veya nükleer enerjiden yararlanan büyük ölçekli ve merkezi enerji üretim tesisleri vasıtasıyla sağlamaktadır.

Bu tesisler her ne kadar üretim verimi açısından parlak rakamlar ortaya koysa da; genellikle üretilen enerjinin yerleşim birimlerine ve sanayi tesislerine iletimi için uzun enerji iletim hatlarına ihtiyaç duyarlar ve bu durum da iletim kayıplarına sebep olur.

Ayrıca elektrik enerjisi üretim tesislerinin kurulacakları yerlerin seçilmesinde ekonomik, tıbbi, coğrafi, politik ve güvenliğe dayalı endişelerden kaynaklanan pek çok faktör göz önünde bulundurulmaktadır.

Örneğin; bir hidroelektrik santralinin yapısı gereği kendisini taşıyabilecek özelliklere sahip bir akarsuyun üzerine kurulması gerekirken bölgenin jeolojik ve ekolojik yapısı ile bölgede yaşayan insanların hayatlarına sosyal boyutta etkileri de göz önünde bulundurulmalıdır.

Bu ve benzeri durumlar enerji üretiminin önünde birer doğal sınır olarak geçerliliğini korumaktadır. Üstelik günümüzde gittikçe artan çevresel duyarlılık nedeniyle; bu santrallerin  salınımları ve hava kirliliğine olan etkileri de birer soru işareti olarak akıllarda yer bulmaktadır.

Tam da bu noktada uzun zamandır düşük üretim kapasiteleri nedeniyle; görmezden gelinen yerel enerji kaynaklarının efektif bir şekilde kullanılmasına yönelik fikirler canlanmıştır.

Geçmişte rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanmak için geniş alanlarda güneş tarlaları ya da rüzgar çiftlikleri kurmak gerekirken; artık bu tesislerin daha düşük kapasiteli ve dağınık bir şekilde kurulmuş bile olsalar etkin bir biçimde şebekeye entegre edilmesi söz konusudur.

Dağıtık Üretim Nedir? – Akıllı Şebeke Altyapısı

Akıllı şebeke altyapısı ve onun getirdiği çift yönlü enerji aktarımı, etkin ve hızlı hata kontrolü gibi özellikler sayesinde; yerel enerji kaynakları (rüzgar, güneş, jeotermal vs) atıl olarak beklemekten kurtulmuştur. Bu şekilde dağınık halde kurulan ve yoğun çeşitlilik arz eden tesisler vasıtası ile enerji üretimi özelliklerinden de anlaşılabileceği gibi yaygın olarak “dağıtık üretim” şeklinde adlandırılmaktadır.

 Fosil yakıtlarda görülen tükenme işaretleri bu yakıtlar geleneksel enerji üretme metotlarıyla yakından ilişkili olduğu için; enerji fiyatlarında beklenmedik artış ve dalgalanmalara yol açmaktadır.

Öte yandan ise bu fosil yakıtların kullanımından kaynaklanan sera gazı salınımı ciddi bir çevre sorunu olarak tehdit unsuru olma niteliğini korumakta ve her geçen gün daha ciddi bir hâl almakta, “küresel ısınma” ise gezegenimizin geleceğini tehdit etmekte.

Zaman zaman bu sorunlara alternatif çözüm olarak gösterilen ve bir zamanlar kendisine büyük umutlar bağlanan nükleer enerjinin ne kadar tehlikeli olduğu Japonya’nın Fukushima tesislerinde meydana gelen kaza ile bir kez daha ortaya çıkmış oldu.

Günümüzde işletmede bulunan merkezi elektrik güç santralleri oldukça ileri teknolojilere sahiptir. Ancak arıza olasılıklarının azalmış olması ve üretim veriminin yüksekliği ortaya çıkan enerji dar boğazını gizleyemez.

Daha önce riski minimize etmek için kurulmuş olan bu merkezi sistem bugün kendi başına ciddi riskler taşımaktadır. Nitekim günümüzde elektrik kesintilerinin çoğu, iletim hatları veya trafo merkezleri kökenli arızalardan kaynaklanmaktadır.[8] Ayrıca bu hatlarda yaşanan enerji kayıpları verimi düşürmektedir.

Dağıtık elektrik üretimi, sistem genelinde bakıldığına şu başlıklar altında sıralayabileceğimiz kimi avantajları sağlamaktadır;

  • Enerji verimliliği,
  • Yakıt çeşitliliği,
  • Etkin risk koruması,
  • Esneklik,
  • Arz sürekliliği ve güvenliği,
  • Yerel kalkınma,
  • İlave yatırıma ihtiyaç duymaması.

 Enerji Marketinin Liberalleşmesi

“Liberal” market kavramında en önemli unsur değişen ekonomik gelişmelere en esnek biçimde uyum sağlayabilmektir.

Dağıtık Üretim Nedir? Dağıtık üretim teknolojileri nispeten küçük boyutları ve kısa kurulum süreleri sayesinde bu avantajı ellerinde tutmaktadır.

Bu nedenle mevcut marketteki açıkları kapatmak için üreticiler gittikçe artan bir ivmeyle dağıtık üretime yoğunlaşmakta ve bu alana ilgilerini yöneltmektedir. Bu aynı zamanda bir tüketicinin kendisine en “uygun” enerji kaynağını seçebilmesi anlamına da gelmektedir.

Mevcut tüketici alışkanlıkları nedeniyle rüzgar ve güneş gibi; nispeten yenilikçi enerji kaynaklarına yönelmekte bir toplumsal direnç söz konusu olsa da; dağıtık üretimin artan ekonomik avantajı bu direncin gittikçe zayıflamasına sebep olmakta, yakın gelecekte büyük oranda ortadan kalkacağının işaretlerini vermektedir.

Dağıtık üretim acil enerji ihtiyaçlarına hızlı ve esnek bir çözüm sunduğu için; bu tarz “pik” anlarında oluşabilecek potansiyel fiyat dalgalanmalarının da önüne geçerek doğal bir filitre görevi de görmektedir.

Güvenilirlik ve Güç Kalitesi

Elektrik şebekelerinde güvenilirlik problemleri denince genellikle akla ani voltaj düşümleri gelmektedir. Bu düşüşler kimi zaman uzun vadeli sorunlara yol açmakta ve bazı örneklerde kısmi veya genel “çökme” durumlarına neden olabilmektedir. 

Pek çok gelişmiş Avrupa ülkesinde güvenilirlik seviyeleri ileri mühendislik standartları nedeniyle oldukça yüksektir ve tüketiciler bu gerilim düşümlerinden pek etkilenmez. Onu bir sorun olarak görmelerine gerek kalmaz.

Ancak enerji marketinin yapısındaki değişiklikler ve artan “liberalleşme” kaliteyi ön plana çıkaran bu yaklaşımı değiştirerek fiyat bazlı bir yaklaşıma kaymaya neden olduğu için gelecekte düşecek standartlar tüketicilerin bu sorunları daha ciddi biçimde hissetmesine neden olabilir.[9]

Öte yandan endüstri üretimi için güvenilir ve sürekli enerjinin önemi oldukça açıktır. Haberleşmeden kimya endüstrisine kadar pek çok alanda aksi durumda ortaya çıkacak hasarların maddi karşılığı oldukça yüksek olabilir.

Bu endüstrilerde yer alan firmaların şebeke kaynaklı enerjide yaşanabilecek güvenilirlik sorunlarını ortadan kaldırmak için kendi yüksek standartlarını oluşturma yoluna gitmeleri ve bunun için kendi dağıtık üretim tesislerini kurup bu alana yatırım yapmaları oldukça olasıdır.

Bahsi geçen yüksek dereceli voltaj düşümlerinin yanı sıra şebeke yapısındaki sorunlar ve açma kapama hataları kaynaklı daha düşük etkili voltaj düzensizlikleri ve ideal dalga formundan sapmalar yaşanabilir, şebeke üzerinde harmonikler ve faz dengesizlikleri oluşabilir. Bu durum ise mevcut güç kalitesinin düşmesine sebep olmaktadır.

Güç kalitesi üzerinde dağıtık üretimin etkilerine dair çelişkili görüşler kendi savlarını ortaya koymaktadır.

Bir yandan güç iletiminin zor olduğu ve güç ihtiyacının yüksek bulunduğu yerlerde mevcut şebeke ile senkronize çalışabilecek ek tesisler ihtiyacın karşılanmasını sağlayabileceği gibi öte yandan dağıtık üretimin doğasında yer alan iki yönlü enerji iletimi şebeke dengesini bozucu rol de oynayabilir.

Yazar: Sertaç ŞamioğluYorum yapınKategori: Alternatif Enerjili Elektrik SistemleriEtiketler: dağıtık üretim, enerji verimliliği, fosil yakıt



Akıllı Enerji Teknolojilerinin Geleceği

Okunma Süresi: 9 Dakika Yazar: Sertaç Şamioğlu Güncelleme: Aralık 14, 2020 10:33Yorum yapın Kategori: Alternatif Enerjili Elektrik Sistemleri Etiketler: akıllı dağıtım, akıllı şebeke, akıllı şebekede rüzgar enerjisi, akıllı şebekeler, alternatif enerji, Elektrikli Araçları, fosil yakıt, güneş enerjisi, kömür, milli şebeke, ruzgar enerjisi, şarj, Smart grid, smart grid operations, yenilenebilir enerji kaynakları, yerel yatırım

Abone ol


Akıllı Enerji Teknolojilerinin Geleceği ile Akıllı Şebekeler,Rüzgar Enerjisi ve Elektrikli Araçlar Hakkında Düşünmediklerimiz

Mevcut şebekelerden olan şikayetlerimiz , küresel anlamdaki çevre kirliliğine olan duyarlılığımız ve daha güvenilir daha esnek daha yeşilci bir güç sistemi arayışımız içerisinde tanımı bir çok tanımcı tarafından farklı yapılabilen ve çoğu kişiler için hala soyut bir kavramın ötesine geçemeyen; smart grid (akıllı şebekeler) için bugüne kadar enerji ihtiyacının kurtarıcısı olarak bahsettik ancak bir internet sitesinde okuduğum bir makale aşağıdaki yazıma kaynak olmuştur.

 Bir çok ülke ve neredeyse tüm bilim insanları; yeryüzüne zarar vermeyecek artan enerji talebini karşılayacak bir güç sistemi arayışı içinde çalışmalar yapmaktadırlar.

Bu amaçla yenilenebilir güneş,rüzgar, yağmur,gelgit,jeotermal ısı gibi doğal enerji kaynaklarına yönelmişlerdir. Geliştirilen teknolojiler; rüzgar, dalga, kaya gazı, hidroelektrik,solar, biyokütle ve biyoyakıtlar gibi kaynakları kapsayan çeşitliliktedir.

Ancak hemen hepsi doğada var olan ve kendini yenileyebilen enerji kaynakları doğayı doğrudan kirletmemesine rağmen; endüstriyel süreçte kullanılacak malzemeler ve inşaat makinalarının kullanımı sırasında beklenenden fazla israfa, kirliliğe yol açabilir.

Bununla beraber işgal edilecek büyük arazilerden arazinin tarımsal karından düşük miktarlarda enerji elde edilmesi durumunda; ekonomik ve zirai zararlara sebep olabileceği ihtimali göz önüne alınmalıdır.

Yenilenebilir enerji teknolojilerine artan yatırımlar ışığında; bu alanda çoğalan kurgular ile gerçeklik arasındaki ayrımı dikkate almak son derece önem arz etmektedir.

Bu makalemde bugüne kadar kurguladığımız akıllı şebekelere ve mit haline gelmiş en yaygın yanlışlara; çok daha farklı bir gözden bakmaya çalışacağım.

Akıllı Enerji Teknolojilerinin Geleceği Mit: Elektrikli araçlar hava kirliliğini azaltacak.

Örneğin  hibrid elektrikli araçlara beklenen yöneliş ABD’de  fosil yakıt kullanımını bitirebilir. Ancak bu bazı bölgelerde ölümcül bir hava kirliliğine yol açabilir.

Bunun sebebi; fosil yakıt kullanımına geçmeden sadece 40 mil gidebilen hibrid elektrkli araçların büyük bataryalarının şarj edilebilmesi için sıklıkla kurulacak şarj istasyonlarının karbondioksit emisyonu.

ABD elektrik üretiminin % 49’unu kömür kullanılarak üretir. Bununla beraber  bazı  bölgelerde hibrid elektrikli araçların batarya şarj istasyonlarının; tüketeceği kömür miktarı ile içten yanmalı dizel araçların tüketeceği fosil yakıt miktarı hemen hemen aynı olacaktır.

Bu takas elbetteki kabul edilebilir ; çünkü şehir içindeki araçlarda hiç fosil yakıt kullanılmaması  ABD ekonomisine 50 ila 100 mpg yakıt tasarrufu sağlayacaktır.

Yukarıdaki örneğe paralel olarak kendi ülkemizde bu tür sorunlarla karşılaşmamak adına; artan enerji talebimizi karşılamak adına yenilenebilir enerji kaynaklarına olan desteğin giderek artması ve yasal düzenlemeler ile son kullanıcıya dahi indirgenmesi atılacak en doğru adım olacaktır.

Mit: Mevcut şebekelerimiz elektrikli araçların yaygın kullanılmasında herhangi bir sorun teşkil etmez ve talebi karşılayabilir.

ABD hükümeti bilim insanları hibrid elektrikli araçlarının kullanımının artması sonucunda mevcut güç sisteminin bu talebi karşılayamayacağından hem fikirler.

ORNL(Oak Ridge National Laboratory) araştırmaları hibrit elektrikli araç sayısının artmasının günlük ve gecelik  enerji talebinin artıracağını göstermektedir.

Yapılan incelemeler sonucunda hibrit elektrikli araçların 2020 ila 2030 seneleri arasında 13 ABD bölgesinde oluşacak  muhtemel etkilerinin her bir bölge için; 17:00 ila 22:00 saatleri arasında zaten yüksek olan enerji talebinin daha da yükseleceğini göstermiştir.

En kötü durum senaryosunda ise tüm hibrit elektrikli araç kullanıcılarının araçlarını 17:00 ‘ de 6 kW’lık bir güç çekimi ile şarj ettiği düşünülüyor ki bu incelenen bölgeler için

160 büyük kapasiteli elektrik üretim istasyonunun(power plants) kurulması gerektiğini ve buna rağmen bu talebinin karşılanması esnasında hizmete sunulan enerjide dalgalanmaların olacağı öngörülmektedir.

Kendi şebekelerimiz göz önüne aldığımızda bu doruk(peak) durumlarında kesintisiz kaliteli enerji hizmeti için edaşların üretimlerini artırması ve dengeli tüketim için çözümler aranması gerekmektedir ki; bu da akıllı sayaçların yaygınlaşması ile elektrik ihtiyacı az olan ya da hiç olmayan bölgelere gönderilen gereksiz enerjinin kesilmesi ya da azaltılması ile mümkün olabileceğini düşünmekteyim.

Akıllı Enerji Teknolojilerinin Geleceği Mit: İletim hatlarımız kırsa kesimlerde yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilecek enerjiyi belirli semtlere,evlere ve plazalara gibi metropol tüketicilerine ulaştırabilir.

Amerika’da özellikle Teksas, Midwest ve California ‘nın kırsal kesimlerinde rüzgar enerjisine gösterilen büyük ilgi ve yatırımlar sayesinde elede edilen enerjinin nufüsun dolayısıyla talebin yoğun olduğu kilometrelerce uzaklıktaki Dallas, Chicago ve Los Angeles gibi şehir merkezlerine taşınması şu anki çözüm aranan ve tartışılan en önemli konulardan biridir.

İletim hatlarının taşıma kapasitelerinin düşük oluşu rüzgar enerjisinin bu bölgelere taşınmasında engel ve tehlike teşkil etmektedir.

Rüzgar enerjisinin daha yaygın ve verimli kullanılabilmesi sağlam ve sağlıklı bir iletim şebekesine bağlıdır.

Rüzgar çiftliklerinin merkezden uzak kurulması kötü hava koşullarında enerjinin tüketici ulaşıtırılmasını bir hayli zorlaştırmakla beraber talebi karşılamada rüzgar enerjisine olan güveni de sarsmaktadır.

Şimdiye kadar rüzgar geliştiricileri ve üreticileri mevcut iletim şebekelerini kullandılar ancak rüzgar enerjisi üretimi geçen seneye oranla   % 45  arttı ve mevcut iletim şebekelerinin taşıyabilieceği kapasitenin çok üzerinde bir değere ulaştığı anlamına gelmektedir.

Rüzgar enerjisinin gelişmesi ve daha yaygın bir şekilde kullanılabilmesi artık tamamen iletim şebekelerinin geliştirilmesine bağlıdır.

ABD’nin rüzgar enerjisinin yaklaşık % 25’ine sahip olan Teksas, 2008 yılında göz kamaştırıcı büyüme gördük.

Aynı şekilde Minnesota’nın güneybatısındaki onlarca rüzgar enerjisi projeleri şehirlere hizmet için başlamıştır.

Bu projelerin sadece %30 ‘unun 7.500 MW kurulu güce sahip olması durumunda planan iletim kapasitesini 2.000 MW aşmış olacaktır.

Alternatif Çözüm; Rüzgar Çiftlikleri

Bu durum Midwest güneybatı ve California ‘daki rüzgar çiftliklerinin kurulmasını durdurmaktadır.

Ülkemizde rüzgar enerjisine yapılan yatırımların her geçen gün artması haklı olarak akla bizimde aynı sorunlarla karşılaşıp karşılaşmayacağımızı getiriyor.

Bu sebeple yatırımcıların işin başında iken bu durumu göz önüne almalı ve kurulan her yeni rüzgar çiftliği için şehir merkezlerine enerji taşımak adına ya yeni bir iletim şebekesi de kurulmalı ya da mevcut iletim şebekesi geliştirilerek taşıma kapasitesi doğru, kesin öngörüler ile artırılmalıdır.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının yerel olmaktan kurtulduğu zaman ülke ekonomisine ve enerji talebine fayda sağlayacağı kanısındayım.

Rüzgar çiftliği 18 ay gibi bir süreçte kurulabilirken iletim hatlarının kurulması 5 ila 10 yıl arasında kurulum süresine ihtiyaç duyar.

Bu akıllı iletim hatlarının öncelik kazanması gerektiği anlamına geliyor ki bu şekilde kesintilerin, dalgalanmaların ve ileride yaşanabiliecek sorunların önüne geçilebilir.

Mit: Rüzgar enerjisi, elektrik enerjisi arz güvenliği sağlar.

Teksas güç sistemi işletmecileri 2008 ilkbaharında Batı Teksas rüzgar çiftliklerinde yaşadıkları ani düşüş sebebi ile şehrin şebekesinde dalgalanmalar ve bayılmalar meydana geldi ki ışıkları dahi açık tutuabilmek için büyük çaba sarfettiler.

Elektrik enerjisi tüketimindeki ani artış ve diğer faktörlerinde bir biraraya gelmesi durumunda rüzgar enerijisinde beklenmedik bir çöküşe sebep oldu. Sonuç olarak, şebeke işletme yetkilileri derhal acil kesinti önleme planının, ikinci aşamasına geçti.

Rüzgar enerjisi ile beslenen şehrin batı ve kuzey bölgesi  arasındaki sistem üzerinde kısıtlamalara yol açtı.

Temiz bir enerji kaynağı olmasına rağmen rüzgar beraberinde çeşitli gizli maliyetler ve teknik zorluklar getirir.

Pahalı iletim hatlarının kurulmasının yanı sıra rüzgar enerjisinin kararsızlığı sadece bu enerji ile tüketicilere enerji sağlanmaması anlamına gelir ki çözüm ya ayrı ayrı jeneratörlerde ya da enterkonnekte sistemlerdedir.

Yenilenebilir enerji kaynakları artan enerji talebi için tek çözüm olmamalı, tüm enerji ihtiyaçları için stabil çalışan enerji santrallerine de olan ihtiyacımız elbette var olacaktır.

Sonuç

 Her geçen gün yenilenebilir enerji kaynaklarına, elektrikli araçlara artan yatırımların ekonomik ve kaliteli hizmet faydaları sağlayabilmesi için bir zincir halkası gibi elektrik güç sistemimizin her halkası güçlendirilmesi ve yedekli çalışmaya müsait hale getirilmelidir.

Bu durumda şebekenin her bölümü tümevarım yönetimi ile güçlendirilmelidir.

 Sertaç Şamioğlu

 Kaynaklar

 1)        Smart Grid: Myths and Realities of Renewable Energy – Smart Grid News – Grid Modernization and the Smart Grid

 2)        Siemens Energy

Yazar: Sertaç ŞamioğluYorum yapınKategori: Alternatif Enerjili Elektrik SistemleriEtiketler: akıllı dağıtım, akıllı şebeke, akıllı şebekede rüzgar enerjisi, akıllı şebekeler, alternatif enerji, Elektrikli Araçları, fosil yakıt, güneş enerjisi, kömür, milli şebeke, ruzgar enerjisi, şarj, Smart grid, smart grid operations, yenilenebilir enerji kaynakları, yerel yatırım



Birincil kenar çubuğu

Sosyal Hesaplarınızda Bize de Yer Verin!

+30.000 okuyucumuza teşekkür ederiz. Siz de aramıza katılarak ekosisteme katkıda bulunun...

Eposta adresinizi paylaşmak istemiyor musunuz? Size uygun platformlar için ↓↓↓

  • Facebook
  • Instagram
  • LinkedIn
  • Medium
  • Pinterest
  • RSS
  • Tumblr
  • Twitter
  • YouTube

En’ler

  • Tek ve Çok Zamanlı Tarife Nedir?
  • Elektrik Faturası Açıklamaları

Köşe Taşı İçeriklerimiz

5g nedir 5g teknolojisi 5g internet 5g baz istasyonu 5g çıktı mı 5g çalışmaları 5g çalışma prensibi 5g çıkış tarihi 5g çiftçi 5g iot 5g kullanan ülkeler 5g özellikleri 5g türkiye, nesnelerin interneti, yenilenebilir enerji, 5G ne yapacak

5G’den Beklentiler

Copyright © 2022 - akillisebekeler.com | Yeni Nesil Akıllı Teknolojiler -Giriş