• Birinci navigasyona geç
  • Skip to main content
  • Birinci sidebar'a geç
  • 5G
  • Nesnelerin İnterneti
  • Blockchain
  • LPWAN
  • İçerik Gönder
  • S.S.S
  • Sözlük
  • Dökümanlar
  • İletişim

akillisebekeler.com

Yeni Nesil Akıllı Teknolojiler

  • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • Gizlilik Politikası
    • Şartlar ve Koşullar
    • Yasal Uyarı
    • İçerikleri Listele
  • Blog
  • Makaleler
    • Akıllı Binalar
      • Neden Bina Enerji Yönetim Sistemleri?
    • Akıllı Sayaçlar
      • OSOS Nedir? OSOS Yönetmeliği ve Haberleşme Teknolojileri
        • LPWAN İle OSOS
        • NB-IoT İle OSOS
        • LORAWAN ile OSOS
        • Sigfox İle OSOS
      • OSOS (Otomatik Sayaç Okuma)
      • Dağıtım Şirketlerinde Otomatik Sayaç Okuma Sistemi (OSOS)
      • Akıllı Şebeke Mi, Yoksa OSOS mu?
    • Alternatif Enerjili Elektrik Sistemleri
      • Rüzgar Enerjisi
      • Güneş Enerjisi
    • Blockchain
      • Akıllı Şebekeler ve Blockchain
      • Blockchain ile Enerji Ticareti
      • Bankacılık Sektöründe Blockchain
    • Elektrikli Araçlar
      • Bugün Arabayla Çıkmasak mı?
      • Elektrikli Araba Mı Baksak?
  • Medya
    • Haberler
    • Röportajlar
  • Danışmanlık
  • Eğitim
    • Sektör
  • Analiz
    • 5G
      • 5G ve IoT
      • 5G Stratejileri
      • 5G Özellikleri ve Senaryoları
      • Değişen İş Modelleri ile 5G
      • 5G ile Akıllı Şebekeler
      • 5G Uygulamaları: Enerji Sektöründe Beklenen Teknolojik Yenilikler
    • Nesnelerin İnterneti
      • Nesnelerin İnterneti (IoT) Değer Zinciri
      • IoT İş Modeli
      • Telekom Operatörleri için IoT İş Modeli
      • IoT’nin Türkiye’deki Durumu
      • Nesnelerin İnternet (IoT); Enerji Çözümleri
      • Nesnelerin İnterneti (IoT); 2019 Özet – En Önemli IoT Teknolojisi Atılımları
    • LPWAN
      • LPWAN Nedir?
      • LoRAWAN ile IoT Deneyimi
      • eLTE-IoT Nedir?
      • LPWAN İle OSOS
    • Köşe Taşı İçeriklerimiz
      • Tek ve Çok Zamanlı Tarife Nedir?
      • Elektrik Tüketiminde Tek ve Üç Zamanlı Tarife Seçenekleri.
  • İletişim
    • Ekibimiz
    • İçerik Gönder
    • S.S.S
    • Sözlük
Buradasınız : Ana Sayfa / Arşivleri ruzgar enerjisi

ruzgar enerjisi

Gelecek Vaat Eden Bir Dağıtık Üretim Kaynağı Olarak Rüzgar Enerjisi

Okunma Süresi: 5 Dakika Yazar: Samed GURGUROĞLU Güncelleme: Şubat 15, 2020 19:45Yorum yapın Kategori: Rüzgar Enerjisi Etiketler: dağıtık üretim, ilk rüzgar santrali ilk rüzgar enerji santrali, ruzgar enerjisi, rüzgar teknolojileri, rüzgar turbini

Abone ol


Dağıtık Üretim Kaynağı Olarak Rüzgar Enerjisi; Rüzgar enerjisinin kullanımı çok eskilere dayanmaktadır. İlk olarak, Asya Medeniyetlerinden Çin, Tibet, Afganistan ve İran’da kullanıldığı bilinmektedir. Rüzgar türbinlerinin kullanımına ait ilk yazılı bilgiler Büyük İskender tarafından M.Ö. 200- 300 yıllarında basit yapıdaki yatay-eksenli rüzgar türbinler hakkındadır.

Rüzgar enerjisi potansiyelinin büyüklüğü nedeniyle göz ardı edilemeyecek bir dağıtık üretim ve yenilenebilir enerji kaynağıdır.

Fosil yakıtların ucuzluğu yedeniyle yeterli seviyede önemsenmeyen rüzgar enerjisi, 1970’li yıllardaki petrol krizleri nedeniyle tekrar hatırlanmıştır. 1980 sonrasındaki gelişmelerle; Avrupa ve ABD’de rüzgar santralleri ekonomi, çevre ve enerji açısından çağdaş mühendislik ürünleri haline gelmiştir.

Rüzgar türbinlerinin seri üretimine geçilmesi ile bu alandaki yatırımlar ve türbin üzerindeki gelişmeler gün geçtikçe artmış ve rüzgar santralleri kurulmuştur. Önceleri kara parçaları üzerinde kurulan rüzgar santralleri, artık denizlerin üzerine (Alarga – Offshore) kurulmaktadır.

1970’li yılların sonlarında, rüzgar enerjisi sağlayan küçük rüzgar türbinleri, diğer alternatif enerjilerle karşılaştırıldığında, yatırım maliyetlerinin azlığı ve gelişen teknolojilerin etkisiyle, pek çok kişinin ilgisini çekmiştir.

1979–1985 yılları arasında uygun devlet kredileri ile 4500’den fazla 1 ile 25kW arasında değişen güçlerde rüzgar santralleri yapılmıştır. Aynı dönemde çeşitli özellikte 1000 adet uzaktan kontrollü sistem tesis edilmiştir.

Dağıtık Üretim Kaynağı Olarak Rüzgar Enerjisi – İlk Rüzgar Türbini

Dünyada; rüzgar enerjisinden elektrik üreten ilk türbin, 1891’de modern aerodinamiğin önemli mühendisi olan Paul la Cour tarafından Danimarka’da inşa edilmiştir.

Elektriğin birim fiyatı yüksek olduğundan, 1980–1981 yıllarında, endüstriyel ve teknolojik gelişmeler sonucu 55kW kapasiteli rüzgar türbinleri yapılıp, üretimine başlanmıştır.

Rüzgar endüstrisi daha çok yaygınlaşmış ve Risoe National Laboratuvarı yardımı ile Avrupa Rüzgar Atlasının gelişmesine paralel olarak elektrik birim fiyatlarında önemli ölçüde azalmalar meydana gelmiştir.

En küçük rüzgar türbinleri 1982 yılında California piyasasına girdiğinde, Danimarka’da uzun süredir kullanılmaktaydı. California’da 1979–1985 yılları arasındaki devlet yardım programı etkisini göstermiş ve 1981 yılında 150 adet olan küçük rüzgar türbin sayısı, 1985 yılı sonlarında 16000’e ulaşmıştır.

California’daki bütün rüzgar türbinlerinin %75’ine ortak olan Danimarkalı üreticiler, 55kW’lık rüzgar türbinleri için bir endüstri kurmuşlardır. Danimarkalı üreticiler, bugün bile dünya çapındaki piyasada en büyük üretici olma özelliğini elinde bulundurmaktadır. 1985 yılında 25m kanat çapında ve 250kW gücündeki prototipi California’da yapılmış ve kısa bir zaman içinde piyasaya sürülmüştür.

Danimarka da ise piyasayı canlı tutmak amacıyla ev tipi rüzgar türbinleri tekrar geliştirilerek piyasaya sürülmüştür. Bugün bile 0,1–10kW arasında bağımsız çalışan çeşitli güçlerde ev tipi rüzgar türbinleri imal edilmektedir.

Almanya Rüzgar Türbini Teknolojisi

1989 yılından itibaren Almanya’da rüzgar türbini teknolojisi hızla gelişmiştir. Rotor çapı 25m, çıkış gücü 150-250kW olan türbinler imal edilmiş ve bunu rotor çapı 30-35m, çıkış gücü 300kW’dan büyük türbinler izlemiştir.

Bu türbinler 2–3 yıl piyasaya egemen olmuştur. 1992 Ağustos ayında ilk Tacke-Windtechnik’in yaptığı 500kW’lık türbin çalışmaya başlamıştır. Bunu ENERCON’un E40 ve diğer Avrupalı üreticilerin ürettiği türbinler takip etmiştir. 500kW’lık rüzgar türbinlerinin gelişmesi için 37m kanat çapında rotor imalatına başlanmıştır.

Bunu 46m çapında ve 600kW gücünde ve özellikle iç bölgelerde, düşük rüzgarlı alanlarda kullanılmak üzere dizayn edilmiş türbinler izlemiştir. Tacke-Windtechnik’in yaptığı 500kW’lık türbinden dört yıl sonra 1996 yılı sonlarına doğru ENERCON 66m çaplı 1,5 MW gücünde rüzgar türbinleri üretmeye başlamıştır. Bu ilerlemeyi; 66m çaplı ve 1,65 MW gücündeki türbinler izlemiştir.

 Artık günümüzde karadaki uygulamalar için 70m, 80m hatta 100m rotor çaplı ve 2 MW ve üzeri güçlerdeki bir RT görmek olağan dışı değildir. Rüzgar enerjisi bakımından deniz alanları karalara göre daha büyük zenginlik gösterdiği için denizlerde de deniz üstü (Offshore – Alarga) rüzgar santralleri kurulmasına başlanmıştır.

Birinci etapta kıyıdan uzaklığı 10km’yi ve derinliği 10m’yi geçmeyen alanlar hedeflenmiştir. İlk deniz üstü rüzgar çiftliği 5 MW güçle Danimarka’da Lolland adası yakınlarında kurulan Vindeby rüzgar çiftliğidir.

Yazar: Samed GURGUROĞLUYorum yapınKategori: Rüzgar EnerjisiEtiketler: dağıtık üretim, ilk rüzgar santrali ilk rüzgar enerji santrali, ruzgar enerjisi, rüzgar teknolojileri, rüzgar turbini



Rüzgar Türbinleri

Okunma Süresi: 6 Dakika Yazar: Samed GURGUROĞLU Güncelleme: Şubat 15, 2020 20:01Yorum yapın Kategori: Rüzgar Enerjisi Etiketler: ruzgar enerjisi, ruzgar turbini bileşenleri, Rüzgar Türbini Çeşitleri

Abone ol


Rüzgar Türbini Çeşitleri ve En temel şekliyle rüzgar türbinlerinin çalışma prensibi ve elektrik enerjisinin elde edilmesi kanatlara çarpan rüzgarın rotoru çevirmesi ve rotorun miller vasıtası ile jeneratörü tahrik etmesi prensibine dayanır.

Rüzgar türbininde temel enerji dönüşümü;

Tahrik edilen kısmı ile dönme hareketi yapan ve bir akışkanda bulunan enerjiyi milinde mekanik enerjiye dönüştüren makineler türbin olarak adlandırılmaktadırlar.

Rüzgar Türbinlerinin Özellikleri ve Yapısı

Rüzgar enerjisi üretimi için kullanılan türbinler teknolojik gelişmeler sayesinde gün geçtikçe modernleşmekte ve eksik olduğu düşünülen konular bir bir tamamlanmaktadır. Performansı arttırıcı sistemler ile rüzgar dünden bugüne yel değirmenlerinden modern türbinlere kadar basamak basamak bir gelişim gösterdi. Şimdi kısaca modern türbinlerin genel yapısına bakacak olursak;

  • Modern rüzgar türbinleri 2-3 kanatlıdır.
  • Kanat çapları yaklaşık olarak 30 m’dir.
  • Belli bir zaman aralığında rüzgar hızı değişkendir. Ancak, şebekeye enerji, rüzgar jeneratörü ve kanat özellikleri ile yaklaşık olarak değişmez olarak verilir.
  • Enerji üretimi rotor yüksekliğinde rüzgar hızının kübüne ve kanatların süpürme alanına bağlıdır.
  • Türbin güçleri birkaç KW tan birkaç MW a kadar değişebilmektedir.
  • Rüzgar türbinleri karaya kurulduğu gibi denizlerde de kurulabilmektedir.

Rüzgar enerjisi dönüştürme sistemleri 50W ile 2-3 MW arasında mekanik veya elektrik gücü sağlayabilmektedir. Havanın özgül kütlesi az olduğundan, rüzgardan sağlanacak enerji rüzgar hızına bağlıdır. Rüzgar hızı yükseklikle, gücü ise hızının kübü ile orantılı biçimde artar. Rüzgarın sağlayacağı enerji, gücüne ve esme saati sayısına bağlıdır, özgül rüzgar gücü, hava debisine dik birim yüzeye düşen güçtür.

Rüzgar Türbinin Temel Bileşenleri
rüzgar türbini ana parçaları
rüzgar türbini parçaları ve görevleri
rüzgar türbini parçaları fiyatları
rüzgar türbini parçaları nelerdir
Rüzgar Türbinin Temel Bileşenleri

Rüzgar türbininin temel parçaları

  1. Pervane muhafazası
  2. Pervane birleştirici
  3. Kanat
  4. Kanat eğim yatağı
  5. Rotor Göbeği
  6. Merkezi mil yatağı
  7. Ana mil ( şaft )
  8. Dişli kutusu
  9. Fren diski
  10. Bağlantı noktası
  11. Servis vinci
  12. Jeneratör
  13. Meteoroloji algılayıcılar
  14. Yaw dişlisi
  15. Yaw yatağı
  16. Kule
  17. Türbin taban plakası
  18. Gövde
  19. Yağ filtresi
  20. Jeneratör fanı
  21. Yağ soğutucu

Rüzgar Türbini Çeşitleri – Rüzgar Türbinlerinin Sınıflandırılıması

Rüzgar türbinleri kanat yapılarına göre Yatay, Dikey ve Eğik Eksenli olmak üzere üçe ayrılırlar:

Yatay Eksenli Rüzgar Türbinleri

Dönme eksenleri rüzgar yönüne paralel ve kanatlar rüzgar yönüne diktir. Ticari türbinler genellikle yatay eksenlidir. Rotor, rüzgarı en iyi alacak şekilde döner bir tabla üzerine yerleştirilmiştir.

Yatay eksenli türbinlerin çoğu rüzgarı önden alacak şekilde tasarlanır. Rüzgârı arkadan alan türbinlerin ise, yaygın bir kullanım alanları yoktur. Yatay eksenli makinelerin maksimum enerji tutabilmeleri için rotorları daima rüzgar akış yönünde olmalıdır. Bu da rotorun kule üstünde dönmesi ile sağlanır. Rüzgarın yönünde dönme hareketi iki değişik konstrüksiyon ile sağlanır. Bunlar “öne–rüzgar” ve “arkaya-rüzgar’’ olarak adlandırılırlar.

Eğer kanat, rüzgarı ön yüzünden alıyorsa rotorun arkasına bir kılavuz kanat takılır. Diğer şekilde ise kanat, rüzgarı arka kısımdan alır veya kanatlar biraz konik yapılır. Böylece sistem rüzgarı takip ederek maksimum faydayı sağlar.

Yatay Eksenli Rüzgar Türbini
yatay eksenli rüzgar türbini
yatay eksenli rüzgar türbini nedir
yatay eksenli rüzgar türbini çalışma prensibi
yatay eksenli rüzgar türbini avantajları
yatay eksenli rüzgar türbini tasarımı
yatay eksenli rüzgar türbini fiyatı
yatay eksenli rüzgar türbinleri
yatay ve dikey eksenli rüzgar türbini
yatay ve dikey eksenli rüzgar türbinleri
yatay ve düşey eksenli rüzgar türbinleri
dikey eksenli rüzgar türbini
Yatay Eksenli Rüzgar Türbini

Yatay eksenli rüzgar türbini

Düşey Eksenli Rüzgar Türbinleri

Dönme ekseni rüzgar yönüne dik ve düşey olan bu türbinin kanatları da düşeydir. Günümüzde çeşitli ülkelerdeki elektrik enerjisi üretimi uygulamalarının çoğunluğu 2 ve 3 kanatlı yatay eksenli rüzgar türbinleri oluşturmaktadır. Büyük güçlü düşey eksenli uygulamalar da mevcuttur. Özellikle Dorrieus tipi türbinler ve bunun geliştirilmiş daha karmaşık yapılı olanı Cyclogino tipi rüzgar türbinleri kullanılmaktadır.

Düşey Eksenli Rüzgar Türbini
düşey eksenli rüzgar türbini fiyatları
dikey eksenli rüzgar türbini
dikey eksenli rüzgar türbini fiyatları
dikey eksenli rüzgar türbini tasarımı
dikey eksenli rüzgar türbini güç hesabı
dikey eksenli rüzgar türbini çeşitleri
dikey eksenli rüzgar türbini yapımı
dikey eksenli rüzgar türbini nedir
yeni nesil düşey eksenli rüzgar türbini
yatay ve dikey eksenli rüzgar türbini
yatay ve düşey eksenli rüzgar türbinleri
yatay ve dikey eksenli rüzgar türbinleri
Düşey Eksenli Rüzgar Türbini

Düşey eksenli rüzgar türbini

Eğik Eksenli Türbinler:

Dönme eksenleri düşey ile rüzgar yönünde bir açı yapan rüzgar türbinleridir. Bu tip türbinlerin kanatları ile dönme eksenleri arasında belirli bir açı bulunmaktadır.

 Rüzgar Türbinlerinde Kullanılan Generatör Çeşitleri

Rüzgar Türbini sisteminde 3 fazlı herhangi bir generatör seçimi yapılabilir.  Kullanılan generatöre göre generatörün çıkışındaki akımın frekansı şebeke frekansından farklı da olsa, akımın karakteri doğru akım da olsa çeviriciler sayesinde şebekeye entegre edilecek standartlara ulaşmamız mümkündür. Türbin sistemlerinde:

a) Asenkron Generatörler

b) Senkron Generatörler

kullanılır.

 Asenkron Generatörler

Rüzgar türbini sistemlerinde en çok kullanılan generatör tipidir. Sağlam olması, mekanik yapılarının basit olması kullanımını cazip hale getiren özellikleridir.   Stator uyarma akımının reaktif akım ihtiyacı ise başlıca dezavantajıdır.

 Sincap Kafesli Asenkron Generatörler

Sincap kafesli asenkron makine bir AC sisteme doğrudan bağlanıp sabit hızda işletilebileceği gibi güç elektroniği üniteleri ile birlikte değişken hızlarda da işletilebilir. Manyetik sesleri azaltmak ve iyi kalkınma momenti elde etmek için rotor olukları mile paralel olarak değil, meyilli olarak açılarak pres alüminyum döküm rotor sargısı elde edilir.

Sincap kafesli asenkron makineler, fırçasız, güvenilir, ekonomik ve sağlam bir yapıya sahip olmaları nedeniyle uygulamada sıkça kullanılmaktadırlar. Kayma, dolayısıyla rotor hızı, üretilen gücün miktarıyla değişir. Rotor hızındaki değişimler %1-2 civarındadır. Bu yüzden bu tip, rüzgar hızının sabit olduğu zamanlarda avantajlıdır.

Bilezikli Asenkron Generatörler

Bilezikli asenkron generatör kullanıldığında, rotorun elektriksel karakteristikleri dışarıdan kontrol edilebilir. Sargılı rotorun sargıları, dışarıdan kayar bilezikler ve fırçalarla veya güç elektroniği düzeneği ile bağlanır.

Güç elektroniği düzeneği kullanılarak, güç rotor devresine aktarılabilir ve generatör, rotor ya da stator devresiyle mıknatıslanabilir. Böylece rotor devresinde harcanan enerjiyi geri kazanmak ve statorun çıkışına vermek mümkün olur. Dezavantajı sincap kafesliye göre daha pahalı olması ve sincap kafesliye oranla sağlam olmayışıdır.

Yazar: Samed GURGUROĞLUYorum yapınKategori: Rüzgar EnerjisiEtiketler: ruzgar enerjisi, ruzgar turbini bileşenleri, Rüzgar Türbini Çeşitleri



Türkiye’de Rüzgar Enerjisi

Okunma Süresi: 2 Dakika Yazar: İçerik Gönder Güncelleme: Ocak 10, 2021 00:45Yorum yapın Kategori: Haberler Etiketler: alternatif enerji, enerji, ruzgar enerjisi, rüzgar turbini

Abone ol


Türkiye’de Rüzgar Enerjisi ; Türkiye coğrafi konumu nedeniyle yenilenebilir enerji kaynakları kullanımı açısından son derece verimli ve önemli bir potansiyele sahiptir.

Rüzgar enerjisi bu kaynaklar içinde önemli bir yer kaplamaktadır. Türkiye, orta kuşakta yer almasından dolayı, soğuk ve sıcak hava kütlelerinin karşılaştığı bir alandadır. Balkan yarımadası üzerinden gelen kuzey rüzgarlarının etkisiyle, kış boyunca Karadeniz’de güçlü rüzgarlar oluşur. Fakat Karadeniz kıyılarının, sarp kayalıklardan ve ani yükselen tepelerden meydana gelmesi yüzünden bu rüzgarların gücünden yararlanılamamaktadır. Anadolu’nun güneydoğu kıyıları, batı kıyıları ve Marmara Bölgesi rüzgar gücü bakımından zengin alanlarımızdır.

Türkiye’de ilk örneği 1985 yılında İzmir Çeşme’de rastlanan rüzgar enerjisi ile elektrik üretimi 2007 yılına kadar kurulu güç bakımından öncü kurulumlar dışında uygulama sayısı az denilebilecek bir seviyedeydi. 2007 yılı itibariyle rüzgar türbini teknolojilerinin ve dağıtık üretimin yaygınlaşmasıyla örnekleri çoğalmıştır. Devletin mali politikalar ile alternatif enerji kullanımına yönelmesi ve teşvik uygulamalarıyla kurulu güç 1805 MW mertebesine ulaşmıştır.

2006 yılı itibariyle 5 adet rüzgar enerjisi üretim tesisi ile 51 MW kurulu güç seviyesi varken, bu rakam 2012 yılı itibariyle 49 tesis ve 1805 MW olarak tespit edilmiştir.  Tesislerin bulunduğu bölgeler ele alınacak olursa Ege ve Marmara bölgelerinin başı çektiği görülmektedir.

Devam eden yazılarımız;

  • Rüzgardan yaşamlar!
  • Gelecek Vaat Eden Bir Dağıtık Üretim Kaynağı Olarak Rüzgar Enerjisi
  • Rüzgar Türbinleri
  • Rüzgar Enerjisinde Yeni Teknolojiler

Yazar: İçerik GönderYorum yapınKategori: HaberlerEtiketler: alternatif enerji, enerji, ruzgar enerjisi, rüzgar turbini



Biyogaz’a Halk Tepkisi !

Okunma Süresi: 6 Dakika Yazar: İçerik Gönder Güncelleme: Şubat 16, 2020 12:42Yorum yapın Kategori: Haberler Etiketler: biyogaz, biyogaza tepki, elektrik üretimi, ruzgar enerjisi, yenilenebilir enerji

Abone ol


Biyogaz Enerjisindeki Engeller! Aşağıdaki yazıyı birkaç ay önce yazmıştım. Bu ülkede olabilecek enerji açığına, Atıkların rahatça bertarafına kolaylık getirecek ve oldukça ucuz ,rekabet edilemez fiyatlarla tüm çiftliklerin Biyogaz tesisleri kurulabileceğinden umutluydum.

Bu ülkede yine bir şeyi düşünemedim. Aklıma bile gelmedi. YEREL HALKIN GÜCÜ…….

Ben burda açıkça ifade ediyorum. Gidin herhangi bir bölgeye ve inceleyin. Yerel halkın tamamında süt hayvanı yetiştiriliciği var. Bu en az 2 hayvan en fazla 20 hayvan olmak üzere evlerine bitişik ahırlarda bulunmaktadır. Bu halk çıkan gübreleri ne yapıyor dersiniz?

Hep beraber düşünelim.. Bu arkadaşlar gübreleri çevreye zarar vermemek için Belediyenin onlara göstermiş olduğu atık toplama merkezine götürmekteler. Belediye bu atıkları separe ederek katı ve sıvı forma çevirmekte. Sonrasında bu atıkları güvenli bir şekilde gübre yaparak atıkları kontrol etmektedir.

Ya da herhangi bir bölgede yapılanmış çiftlikleri düşünelim, bunlar büyük baş besi yada süt hayvan yada tavuk çiftlikleri olsun. Bu çiftliklerde yukarıda anlattığım örgütlenmiş bilinçli topluluk ve atıkları güvenli bertaraf ediyor.

Biyogaz Enerjisindeki Engeller

YALAN……HEMDE KOCAMAN BİR YALAN BUNLAR….

Ben atıkları kontrol altına almış çevreye zarar vermeyen çiftlikleri ( VARSA ) bu konunun haricinde tutuyorum. Bu konuda kendi çabalarını sunan Belediyeleri ( VARSA )hariç tutuyorum.
BEN GÖRMEDİM…..

Vatandaş her şeyi iyi bilir. Her zaman da haklıdır. Bu hayvanların gübrelerini akşamları traktörleri ile güya kimse görmeden açıkda bulunan hazine arazilerine, Belediyenin arazisine götürüp dökerler. Her yer koku içerisinde ve haşarenin önünü alamasınız.ALIŞILMIŞ ARTIK HERŞEYE..

Belediye Başkanı bilir.. Halk Bilir.. Çevre il yada ilçe müdürü bilir. Valilik bilir. Kaymakam bilir.
BİR BEN BİLMİYORMUŞUM….

ÇÜNKÜ BÖYLE BİR YERE YATIRIM MALİYETİNİDE AYARLAYARAK BİYOGAZ TESİSİ KURALIM DEDİK,
HALK İMZA ÜSTÜNE İMZA TOPLAYARAK REDDETTİ.

Yıllardır Enerjiyle uğraşırım, Rüzgar enerji yatırımlarında yerel halkın gürültüden rahatsız olmaması için planlama yaparız…Solar planlamamızda hatıl arazileri gözönüne alırız.Hes projelerine planlamaları çok çok iyiyse ayrı tutmak koşulu ile karşıyım..
Ama senin çevreye rastgele attığın atıklar ve kokunun içerinde yaşadığın bölgeye biri gelmiş BİYOGAZ enerji santrali kuracak.. Sen topluca karşı çıkıyorsun. OLMAZ YAHU…

“ Ülkemizde yenilenebilir enerji kaynaklarından biri olan biyokütleden elektrik üretimi yatırımları 08.01.2011 tarihinde YEK kanunda ki değişikliklerinin kabulüyle birlikte hız kazanmıştır. Biyokütle tesisleri elektrik, ısı, gübre gibi ekonomik değeri yüksek birden fazla ürün üretebilen tesisler olmasının yanısıra hayvan ve bitkisel atıklarının bu tesislerde hammadde olarak kullanılması sebebiyle atık bertarafı yaparak ekosisteme ve ülke ekonomisine yarar sağlamaktadır.


Biyokütleden elektrik üretimi genellikle termokimyasal ve biyokimyasal yöntemlerle gerçekleşmektedir. Termokimyasal yöntem ile hammadde yüksek ısılarda (300-1000 C) sentetik gaz adı verilen gaz oluşması sağlanarak temizlenmekte ve sentetik gaza uygun jeneratör setlerinde elektrik üretmektedir. Biyokimyasal yöntemde ise organik madde içeren hammaddelerin havasız ortamda çürütülmesi yoluyla başlıca metan gazı elde edilmekte ve bu gaz temizlenerek biyogaz jeneratör setleri aracılığıyla elektrik üretilmektedir.


Biyokütleden elektrik üretim yöntemi seçilirken hammaddenin türü belirleyici rol oynamaktadır. Termokimyasal yöntemler daha kuru, selülözik yapıda, karbon oranı yüksek olan orman atıkları, saman, et tavuğu atığı gibi hammaddeler için uygun iken biyokimyasal yöntemler ise nem oranı yüksek olan sığır, yumurta tavuğu, yiyecek atıkları, çim vb bahçe atıkları gibi hammaddeler için uygundur.

Ülkemizde Biyogaz Enerjisindeki Engeller

Ülkemizde gelişmekte olan hayvancılık sektörü sayesinde biyogaz tesisleri de kurulmaya başlanmıştır. Biyogaz tesislerinin fizıbıl olması için yeterli hammadde miktarının ve sürekliliğinin sağlanması en önemli etkendir. Bu bakımdan özellikle hayvancılık ile uğraşan işletmeler için kendi bünyelerinde biyogaz tesisleri yatırımları çok avantajlı olmaktadır. Sahibi oldukları hayvan atıkları bertaraf edilmekle birlikte elde edilen elektrik ve ısı ile tesisin ihtiyaçları karşılanmaktadır.

Hammadde miktarına bağlı olarak üretilen fazla ısı sera, soğuk hava depoları gibi yapılarda değerlendirebilmekte olup çıkan katı ve sıvı gübre de gerek hayvanların beslenmesi için yapılan tarımda kullanılarak gerekse yörede tarımla uğraşanlara satışı yapılarak işletmeye destek sağlamaktadır.
Özellikle atık sahibi olan hayvancılık işletmeleri sahiplerinin bu yatırımlara sıcak bakmasıyla birlikte Türkiye biyogaz tesisleri yapımı sektörü bir çok yabancı yapımcı firmanın da ilgi odağı haline gelmiştir. Özellikle konusunda uzman birçok Avrupa menşeili mühendislik ve yapımcı firma Türkiye Pazarında yeralmak üzere çalışmalar yapmakta olup aynı zamanda yerli yapım firmaları da bu konuda çalışmaktadır.

Ancak Avrupalı yapımcı firmaların yüksek maliyetleri ve özellikle biyogaz tesislerinin en önemli bileşeni olan ve yine Avrupa’dan sağlanan gaz jeneratör setlerinin fiyatlarının çok yüksek olması sebebiyle yatırım geri dönüş süreleri uzun olmaktadır. Buna karşın yerli yapım firmaları daha uygun fiyatlar ile yatırımcılara hem aynı kalitede tesis projelendirilmesi, yapımı ve danışmanlığı hizmetleri sunarak hem de uzakdoğudan çok uygun fiyatlar ile kaliteli ve dünyanın bir çok yerinde referanslara sahip gaz jeneratör setleri sağlayarak yatırım geri dönüş sürelerini 1 – 2 yıla kadar çekebilmektedir.


Biyogaz yatırımlarının finansmanı banka kredilerinin yanı sıra kalkınma ajanslarının bir çok bölgede tarımda yenilenebilir enerji yatırımlarına sağladıkları geri dönüşsüz destekler ile de sağlanabilmektedir. Konya’da bir örneğini görebileceğimiz bir hayvancılık işletmesine ait 50 kWe kurulu güce sahip biyogaz tesisi yine kalkınma ajansı desteğiyle kurulmuştur. Bir diğer hayvancılık işletmesine ait 100 kWe kurulu güce sahip tesis ise Gaziantep de kurulmaktadır.”

Kayhan KALELİOĞLU

Biyogaz Derneği Bşk.Yrd

Yazar: İçerik GönderYorum yapınKategori: HaberlerEtiketler: biyogaz, biyogaza tepki, elektrik üretimi, ruzgar enerjisi, yenilenebilir enerji



Akıllı Enerji Teknolojilerinin Geleceği

Okunma Süresi: 9 Dakika Yazar: Sertaç Şamioğlu Güncelleme: Aralık 14, 2020 10:33Yorum yapın Kategori: Alternatif Enerjili Elektrik Sistemleri Etiketler: akıllı dağıtım, akıllı şebeke, akıllı şebekede rüzgar enerjisi, akıllı şebekeler, alternatif enerji, Elektrikli Araçları, fosil yakıt, güneş enerjisi, kömür, milli şebeke, ruzgar enerjisi, şarj, Smart grid, smart grid operations, yenilenebilir enerji kaynakları, yerel yatırım

Abone ol


Akıllı Enerji Teknolojilerinin Geleceği ile Akıllı Şebekeler,Rüzgar Enerjisi ve Elektrikli Araçlar Hakkında Düşünmediklerimiz

Mevcut şebekelerden olan şikayetlerimiz , küresel anlamdaki çevre kirliliğine olan duyarlılığımız ve daha güvenilir daha esnek daha yeşilci bir güç sistemi arayışımız içerisinde tanımı bir çok tanımcı tarafından farklı yapılabilen ve çoğu kişiler için hala soyut bir kavramın ötesine geçemeyen; smart grid (akıllı şebekeler) için bugüne kadar enerji ihtiyacının kurtarıcısı olarak bahsettik ancak bir internet sitesinde okuduğum bir makale aşağıdaki yazıma kaynak olmuştur.

 Bir çok ülke ve neredeyse tüm bilim insanları; yeryüzüne zarar vermeyecek artan enerji talebini karşılayacak bir güç sistemi arayışı içinde çalışmalar yapmaktadırlar.

Bu amaçla yenilenebilir güneş,rüzgar, yağmur,gelgit,jeotermal ısı gibi doğal enerji kaynaklarına yönelmişlerdir. Geliştirilen teknolojiler; rüzgar, dalga, kaya gazı, hidroelektrik,solar, biyokütle ve biyoyakıtlar gibi kaynakları kapsayan çeşitliliktedir.

Ancak hemen hepsi doğada var olan ve kendini yenileyebilen enerji kaynakları doğayı doğrudan kirletmemesine rağmen; endüstriyel süreçte kullanılacak malzemeler ve inşaat makinalarının kullanımı sırasında beklenenden fazla israfa, kirliliğe yol açabilir.

Bununla beraber işgal edilecek büyük arazilerden arazinin tarımsal karından düşük miktarlarda enerji elde edilmesi durumunda; ekonomik ve zirai zararlara sebep olabileceği ihtimali göz önüne alınmalıdır.

Yenilenebilir enerji teknolojilerine artan yatırımlar ışığında; bu alanda çoğalan kurgular ile gerçeklik arasındaki ayrımı dikkate almak son derece önem arz etmektedir.

Bu makalemde bugüne kadar kurguladığımız akıllı şebekelere ve mit haline gelmiş en yaygın yanlışlara; çok daha farklı bir gözden bakmaya çalışacağım.

Akıllı Enerji Teknolojilerinin Geleceği Mit: Elektrikli araçlar hava kirliliğini azaltacak.

Örneğin  hibrid elektrikli araçlara beklenen yöneliş ABD’de  fosil yakıt kullanımını bitirebilir. Ancak bu bazı bölgelerde ölümcül bir hava kirliliğine yol açabilir.

Bunun sebebi; fosil yakıt kullanımına geçmeden sadece 40 mil gidebilen hibrid elektrkli araçların büyük bataryalarının şarj edilebilmesi için sıklıkla kurulacak şarj istasyonlarının karbondioksit emisyonu.

ABD elektrik üretiminin % 49’unu kömür kullanılarak üretir. Bununla beraber  bazı  bölgelerde hibrid elektrikli araçların batarya şarj istasyonlarının; tüketeceği kömür miktarı ile içten yanmalı dizel araçların tüketeceği fosil yakıt miktarı hemen hemen aynı olacaktır.

Bu takas elbetteki kabul edilebilir ; çünkü şehir içindeki araçlarda hiç fosil yakıt kullanılmaması  ABD ekonomisine 50 ila 100 mpg yakıt tasarrufu sağlayacaktır.

Yukarıdaki örneğe paralel olarak kendi ülkemizde bu tür sorunlarla karşılaşmamak adına; artan enerji talebimizi karşılamak adına yenilenebilir enerji kaynaklarına olan desteğin giderek artması ve yasal düzenlemeler ile son kullanıcıya dahi indirgenmesi atılacak en doğru adım olacaktır.

Mit: Mevcut şebekelerimiz elektrikli araçların yaygın kullanılmasında herhangi bir sorun teşkil etmez ve talebi karşılayabilir.

ABD hükümeti bilim insanları hibrid elektrikli araçlarının kullanımının artması sonucunda mevcut güç sisteminin bu talebi karşılayamayacağından hem fikirler.

ORNL(Oak Ridge National Laboratory) araştırmaları hibrit elektrikli araç sayısının artmasının günlük ve gecelik  enerji talebinin artıracağını göstermektedir.

Yapılan incelemeler sonucunda hibrit elektrikli araçların 2020 ila 2030 seneleri arasında 13 ABD bölgesinde oluşacak  muhtemel etkilerinin her bir bölge için; 17:00 ila 22:00 saatleri arasında zaten yüksek olan enerji talebinin daha da yükseleceğini göstermiştir.

En kötü durum senaryosunda ise tüm hibrit elektrikli araç kullanıcılarının araçlarını 17:00 ‘ de 6 kW’lık bir güç çekimi ile şarj ettiği düşünülüyor ki bu incelenen bölgeler için

160 büyük kapasiteli elektrik üretim istasyonunun(power plants) kurulması gerektiğini ve buna rağmen bu talebinin karşılanması esnasında hizmete sunulan enerjide dalgalanmaların olacağı öngörülmektedir.

Kendi şebekelerimiz göz önüne aldığımızda bu doruk(peak) durumlarında kesintisiz kaliteli enerji hizmeti için edaşların üretimlerini artırması ve dengeli tüketim için çözümler aranması gerekmektedir ki; bu da akıllı sayaçların yaygınlaşması ile elektrik ihtiyacı az olan ya da hiç olmayan bölgelere gönderilen gereksiz enerjinin kesilmesi ya da azaltılması ile mümkün olabileceğini düşünmekteyim.

Akıllı Enerji Teknolojilerinin Geleceği Mit: İletim hatlarımız kırsa kesimlerde yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilecek enerjiyi belirli semtlere,evlere ve plazalara gibi metropol tüketicilerine ulaştırabilir.

Amerika’da özellikle Teksas, Midwest ve California ‘nın kırsal kesimlerinde rüzgar enerjisine gösterilen büyük ilgi ve yatırımlar sayesinde elede edilen enerjinin nufüsun dolayısıyla talebin yoğun olduğu kilometrelerce uzaklıktaki Dallas, Chicago ve Los Angeles gibi şehir merkezlerine taşınması şu anki çözüm aranan ve tartışılan en önemli konulardan biridir.

İletim hatlarının taşıma kapasitelerinin düşük oluşu rüzgar enerjisinin bu bölgelere taşınmasında engel ve tehlike teşkil etmektedir.

Rüzgar enerjisinin daha yaygın ve verimli kullanılabilmesi sağlam ve sağlıklı bir iletim şebekesine bağlıdır.

Rüzgar çiftliklerinin merkezden uzak kurulması kötü hava koşullarında enerjinin tüketici ulaşıtırılmasını bir hayli zorlaştırmakla beraber talebi karşılamada rüzgar enerjisine olan güveni de sarsmaktadır.

Şimdiye kadar rüzgar geliştiricileri ve üreticileri mevcut iletim şebekelerini kullandılar ancak rüzgar enerjisi üretimi geçen seneye oranla   % 45  arttı ve mevcut iletim şebekelerinin taşıyabilieceği kapasitenin çok üzerinde bir değere ulaştığı anlamına gelmektedir.

Rüzgar enerjisinin gelişmesi ve daha yaygın bir şekilde kullanılabilmesi artık tamamen iletim şebekelerinin geliştirilmesine bağlıdır.

ABD’nin rüzgar enerjisinin yaklaşık % 25’ine sahip olan Teksas, 2008 yılında göz kamaştırıcı büyüme gördük.

Aynı şekilde Minnesota’nın güneybatısındaki onlarca rüzgar enerjisi projeleri şehirlere hizmet için başlamıştır.

Bu projelerin sadece %30 ‘unun 7.500 MW kurulu güce sahip olması durumunda planan iletim kapasitesini 2.000 MW aşmış olacaktır.

Alternatif Çözüm; Rüzgar Çiftlikleri

Bu durum Midwest güneybatı ve California ‘daki rüzgar çiftliklerinin kurulmasını durdurmaktadır.

Ülkemizde rüzgar enerjisine yapılan yatırımların her geçen gün artması haklı olarak akla bizimde aynı sorunlarla karşılaşıp karşılaşmayacağımızı getiriyor.

Bu sebeple yatırımcıların işin başında iken bu durumu göz önüne almalı ve kurulan her yeni rüzgar çiftliği için şehir merkezlerine enerji taşımak adına ya yeni bir iletim şebekesi de kurulmalı ya da mevcut iletim şebekesi geliştirilerek taşıma kapasitesi doğru, kesin öngörüler ile artırılmalıdır.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının yerel olmaktan kurtulduğu zaman ülke ekonomisine ve enerji talebine fayda sağlayacağı kanısındayım.

Rüzgar çiftliği 18 ay gibi bir süreçte kurulabilirken iletim hatlarının kurulması 5 ila 10 yıl arasında kurulum süresine ihtiyaç duyar.

Bu akıllı iletim hatlarının öncelik kazanması gerektiği anlamına geliyor ki bu şekilde kesintilerin, dalgalanmaların ve ileride yaşanabiliecek sorunların önüne geçilebilir.

Mit: Rüzgar enerjisi, elektrik enerjisi arz güvenliği sağlar.

Teksas güç sistemi işletmecileri 2008 ilkbaharında Batı Teksas rüzgar çiftliklerinde yaşadıkları ani düşüş sebebi ile şehrin şebekesinde dalgalanmalar ve bayılmalar meydana geldi ki ışıkları dahi açık tutuabilmek için büyük çaba sarfettiler.

Elektrik enerjisi tüketimindeki ani artış ve diğer faktörlerinde bir biraraya gelmesi durumunda rüzgar enerijisinde beklenmedik bir çöküşe sebep oldu. Sonuç olarak, şebeke işletme yetkilileri derhal acil kesinti önleme planının, ikinci aşamasına geçti.

Rüzgar enerjisi ile beslenen şehrin batı ve kuzey bölgesi  arasındaki sistem üzerinde kısıtlamalara yol açtı.

Temiz bir enerji kaynağı olmasına rağmen rüzgar beraberinde çeşitli gizli maliyetler ve teknik zorluklar getirir.

Pahalı iletim hatlarının kurulmasının yanı sıra rüzgar enerjisinin kararsızlığı sadece bu enerji ile tüketicilere enerji sağlanmaması anlamına gelir ki çözüm ya ayrı ayrı jeneratörlerde ya da enterkonnekte sistemlerdedir.

Yenilenebilir enerji kaynakları artan enerji talebi için tek çözüm olmamalı, tüm enerji ihtiyaçları için stabil çalışan enerji santrallerine de olan ihtiyacımız elbette var olacaktır.

Sonuç

 Her geçen gün yenilenebilir enerji kaynaklarına, elektrikli araçlara artan yatırımların ekonomik ve kaliteli hizmet faydaları sağlayabilmesi için bir zincir halkası gibi elektrik güç sistemimizin her halkası güçlendirilmesi ve yedekli çalışmaya müsait hale getirilmelidir.

Bu durumda şebekenin her bölümü tümevarım yönetimi ile güçlendirilmelidir.

 Sertaç Şamioğlu

 Kaynaklar

 1)        Smart Grid: Myths and Realities of Renewable Energy – Smart Grid News – Grid Modernization and the Smart Grid

 2)        Siemens Energy

Yazar: Sertaç ŞamioğluYorum yapınKategori: Alternatif Enerjili Elektrik SistemleriEtiketler: akıllı dağıtım, akıllı şebeke, akıllı şebekede rüzgar enerjisi, akıllı şebekeler, alternatif enerji, Elektrikli Araçları, fosil yakıt, güneş enerjisi, kömür, milli şebeke, ruzgar enerjisi, şarj, Smart grid, smart grid operations, yenilenebilir enerji kaynakları, yerel yatırım



Polat Enerji ve Akıllı Şebekeler

Okunma Süresi: 7 Dakika Yazar: Sertaç Şamioğlu Güncelleme: Şubat 16, 2020 09:47Yorum yapın Kategori: Röportajlar Etiketler: akıllı şebekeler, polat enerji, ruzgar enerjisi, yenilenebilir enerji

Abone ol


Polat Enerji ve Akıllı Şebekeler konulu röportajımızı yaptık.

Akıllı Şebekeler Hakkında Neler Biliyorsunuz? Şirket Olarak Akıllı Şebekelerin Hangi Bölümleri İle İlgileniyorsunuz(Akıllı Sayaçlar,Akıllı Dağıtım,Enerji Borsası,Elektrikli Araçlar,Yenilenebilir Enerji vs? Şirketinizin Akıllı Şebekelere Yatırım Planından Bahsedebilir misiniz?

Polat Enerji olarak işletmede bulunan 220 MW kurulu güçteki 4 adet rüzgar santralimiz ve işletmeye alacağımız 3 adet rüzgar enerjisi santralimizle bu yılın sonunda toplamda 354 MW kurulu güce ulaşacağız.  Ayrıca bu yıl içinde 150 MW kurulu gücünde yeni bir rüzgar santralinin daha inşaatına başlamış bulunmaktayız. Bu santralimizin de üretime geçmesi ile birlikte  yılda ortalama 1,4 milyar kWh elektrik üreterek, 560 bin kişinin yıllık elektrik ihtiyacını tamamının rüzgar santrallerimizden karşılamayı hedefliyoruz.

Dünyanın en hızlı gelişen teknolojilerinden biri olan yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminde; Rüzgar santralleri yatırımcısı ve işletmecisi bir enerji Şirketi olarak Rüzgar santrallerimizin işletilmesinde ve üretilen elektriğin değerlendirilmesinde Dünya’nın en modern teknolojilerini takip etmekte ve kullanmaktayız. Dolayısı ile akıllı şebekeleri ve türev sistemlerinin tamamı Şirketimizi ilgilendirmekte ve Şirketimiz tarafından bizzat kullanılmaktadır.

Örnek bir uygulama olarak şu anda Dünya’nın sayılı rüzgar santrallerinde kullanılan scada yazılımı sayesinde santrallerimizde bulunan her bir türbinden gelen veriler; o bölgede bulunan rüzgar ölçüm direği verileri, santrallerimizde buluna trafo merkezinden gelen veriler aynı ekranda ve coğrafi olarak üç boyutlu gerçek konumlarında online olarak izlenebilmekte ve santral işletmesinden sorumlu personelimiz tarafından tek bir ekrandan kontrol edilebilmektedir.

Akıllı şebeke uygulamalarında en modern teknolojilerin kullanıldığı ve kullanılacağı santrallerimiz ile birlikte; 2013 yılı sonuna kadar rüzgar enerjisinden elektrik üretimine toplamda 510 milyon Avro yatırım yapmış olacağız.

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının ve Elektrikli Araç Kullanımının Yaygınlaşmasında Akıllı Şebeke Uygulamalarının Rölü Sizce Nedir? Hangi Uygulamaların Yaygınlaştırılmasına Öncelik Verilmelidir? Akıllı Şebekelerin Türkiye’deki Geleceği, Uygulanabilirliliği ve Şu anki Eksikler Hakkındaki Görüşleriniz Nelerdir?

Akıllı Şebeke Uygulamalarının bizce en büyük amacı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından en fazla şekilde yararlanmak olmalıdır. Elektrik ne kadar bol ve ucuz olur ise insanlar bu kaynağa dayalı tüketimlerini o derece artırır ve diğer kaynaklara göre daha temiz ve güvenli olan bu kaynak ile ihtiyaçlarını karşılarlar. Bunun bir sonucu da elektrikli arabaların yaygınlaşması olabilir. İnsanların elektrikli arabaları tercih etmesi için bu araçların öncelikle petrol türevlerini kullanan modellere göre gerek mali gerekse de çevresel açıdan avantajları olmalıdır. Öncelikle bu avantajların sağlamanın gerekli olduğunu düşünmekteyiz.

Gerekli altyapılar sağlanmadan ne kadar teşvik edilirse edilsin elektrikli araçların kullanımının yaygınlaşmasının sürdürülebilir olabileceğine inanmamaktayız.

Ayrıca çevresel açıdan da elektrikli araçlarda kullanılacak elektriğin diğer kaynaklara göre daha fazla karbon salımı yapan bir kaynaktan üretilmesi durumunda;  verilen teşvikler sadece karbon emisyonlarını egsoz borusundan santral bacasına taşımış olacaktır.

Bu yüzden ve birçok sebepten bize göre elektrik üretim maliyetleri neredeyse yok denecek kadar az olan yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelinerek; tüketilecek elektriğin mümkün olduğunca bol, temiz ve ucuz kaynaklardan üretilmesi ile zaten insanlar kendiliğinden elektrikli araçların kullanımını talep edeceklerdir.

Bu konuda yapılan en son örnek çalışmada; güneş enerjisiyle çalışan ve “Solar Impulse” adı verilen uçak geliştirilmiş ve İsviçre’den Fas’a olan 2.500 km ’lik mesafeyi tek damla yakıt kullanmadan uçması planlanmıştır. Bu örnekten görülebileceği üzere temiz ve ucuz elektrik tedarikinin sağlanması durumunda elektrik hayatımızın bütün alanlarında daha kaliteli ve konforlu yaşamamızı sağlayacaktır.

Nitekim Dünya’nın gelişmiş ülkeleri tarafından elektriğin, petrol ve türevlerine alternatif hale getirmeden süreli teşviklerle değişim gerçekleştirilemeyeceği çok önceden görülmüştür.

Petrol ve türevlerine bağımlılığını azaltmak isteyen bu ülkeler; elektrikli araçların kullanımını desteklemekte ve altyapılarını buna göre dizayn etmektedirler ancak bununla birlikte daha fazla miktarda elektrik üretiminin yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilmesini de desteklemektedirler.

TBMM Kararı

Ülkemizde yenilebilir enerjiden elektrik üretilmesinin artırılabilmesi için 2011 yılının başında TBMM’de kabul edilen; “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun” büyük bir umut olmuştur.

Yenilenebilir Enerjiden elektrik üretimini destekleyen bu Kanunda yer alan bir maddede; ayrıca ülkemizde üretilecek yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretecek ekipmanların da destekleneceği yer almış ve bizce de çok doğru olarak ülkemizde bu ekipmanların bolca üretilerek enerji ihtiyacımızın en ucuz ve temiz kaynaklardan temin edebilmesinin önü açılmıştır.

Ancak maalesef uygulamada yaşanan sıkıntılar nedeniyle şu ana kadar geçen sürede Kanun’a eklenen ilgili destekten hiçbir ekipman üreticisi faydalanamamıştır.

Yine maalesef bu nedenle bir çok ekipman üreticisi yapmayı düşündüğü yatırımlardan vazgeçmek zorunda kalmış ve yatırımlarını Dünya’da petrol ve türevlerine bağımlığın azaltılması konusuna daha çok önem veren ülkelere kaydırmışlardır.

Polat Enerji olarak bizim önerimiz, petrol ve doğalgaza bağımlığı çok fazla olan ülkemizde  yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretilmesini sağlayan yerli ekipmanların üretiminin acilen desteklenerek, zengin rüzgar, güneş ve jeotermal kaynaklarımızın hızla harekete geçirilmesi ve öncelikle ucuz ve temiz elektrik tedarikinin sağlanması ve buna paralel olarak ülkemizin enerji ihtiyaçlarının öncelikle ulaşım sektöründen başlanarak mümkün olduğunca elektrik tüketiminden  karşılanmasıdır.

Son Olarak Üniversite Öğrencileri için Önerlileriniz ya da Ayrıca Eklemek İstediğiniz ?

Polat Enerji olarak her dönemde üniversite öğrencilerine burslar ve eğitimler verilmekte, bitirme projelerine katkıda bulunulmakta, akademik personelle işbirliği yapılmaktadır. Şirketimiz tarafından yılın her dönemi Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden üniversite öğrencileri kabul edilerek; staj imkanları sunulmakta ve stajlarının en öğretici şekilde geçmesi için kendilerine ile bütün departmanlarımız tarafından bilgilendirme yapılmaktadır.

Dünya çapında yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi konusunda her gün alternatif bir teknolojini bulunması veya mevcut teknolojinin baş döndürücü şekilde gelişmesi nedeniyle Polat Enerji olarak ülkemiz hazinesi olan tüm gençlere ve özellikle üniversite öğrencilerinin büyük desteğine ihtiyacımız bulunmaktadır.

Biz de Polat Enerji olarak konunun uzmanı arkadaşlarımızla ortak projelerde çalışan üniversite öğrencilerinden doğabilecek yenilikçi projeler konusunda büyük umutlar taşıyoruz.  Bu konuda üniversitelerden her türlü öneri ve bilgi talebine açık olduğumuzu ifade etmek isterim.

Son olarak Şirketim adına toplumun bütün kesimlerini Dünya’nın en önemli gündemi kabul edilen “daha yaşanabilir bir Dünya için sürdürülebilirlik” konusunda fikir ve projeler üretmeye davet ediyoruz.

Saygılarımla.

Erinç KISA

Strateji ve İş Geliştirme Müdürü

Polat Enerji Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Yazar: Sertaç ŞamioğluYorum yapınKategori: RöportajlarEtiketler: akıllı şebekeler, polat enerji, ruzgar enerjisi, yenilenebilir enerji



Elektrik Üretimine Karşı!

Okunma Süresi: 4 Dakika Yazar: Coşkun TEZEL Güncelleme: Şubat 16, 2020 13:31Yorum yapın Kategori: Makaleler Etiketler: elektrik üretimi, ges, güneş enerjisi, hes, RES, ruzgar enerjisi

Abone ol


Elektrik Üretimine Karşı – HER ŞEYE KARŞI!

Son zamanlarda enerji yatırımlarına karşı yeni bir akım başladı, her şeye karşı olmak,

HES’lere çevreye verdiği zarardan,

GES’lere tarım arazisine kurulacağından,

RES’lere doğal yaşama zarar vereceğinden,

Termik santrallara çevreyi kirletmesinden,

Jeotermal santrallara Çevre sorunlarından,

Doğalgaz çevrim santrallerine dışa bağımlılıktan,

Nükleer santrallara tehlikesinden dolayı, sürekli karşıyız.

Ama hepsinde bir ortak nokta var ki, sadece slogan olarak karşı duruyoruz. Bu konuda yeteri kadar bilimsel bir tartışma ortamı yaratılmadan sektörün fayda ve zararları konuşulmadan karşı çıkmak kime ne kazandırır.

AB komisyonunun Nisan 2012 de hazırladığı bir rapora göre; Turizm, enerji, ulaşım ve atık alanlarında yapılacak yatırımların Yunan ekonomisini büyüme sürecine sokacağını ve Yunanistan’ın Güneş enerjisi, Rüzgâr Enerjisi ve Hidroelektrik enerjisi gibi yenilenebilir enerji konusunda uygun koşulları olduğu ayrıca belirtilmektedir.

Ülkemizde elektrik enerjisi üretimi daha çok dışa bağımlı bir halde iken ve üretim çeşitliliği açısından doğalgaz açık ara önde giderken; bu dışa bağımlı kaynak oranını mümkün olduğu kadar asgari seviyeye indirmek gibi imkânlar varken; hiçbir sorgulama yapmadan sırf moda olsun diye eylemler yapmak sadece davul misali sesi çok içi boş bir eylemden öteye geçmez.

Bu konuda kamu otoritesi önce kendi güvenirliliğini ispatlamak ve doğruları tam olarak açıklamak durumundadır, aksi halde yatırımcıları zor günler beklemektedir.

Elektrik Üretimine Karşı ve Ülke Ekonomisinin Büyümesi İkilemi

Ülke ekonomisinin büyümesi ve buna bağlı olarak refah seviyesinin artışı ile elektrik enerjisi tüketimi sürekli olarak artarken; artan bu talep nasıl karşılanacak, daha ne kadar bütçe açığı yaratacak, bütçe açıklarının ve bu konuda ithalata giden dövizin topluma etkileri anlatılmalıdır.

Birliğine dahil olmak için çalıştığımız AB, kendi üyelerinin enerji kaynaklarının kullanılması yönünde çalışmalar ve tavsiyeler sıralarken; bizim kaynaklarımızı kullanmamızı bazı Sivil Toplum Kuruluşlarının engellemeye çalışması anlaşılır gibi değildir.

Üretim santrallerinin teknolojisi ve çevreye etkileri gibi birçok konuda toplumsal olarak bilgi eksikliğimiz olduğu bir gerçektir. Bu bilgi eksikliği giderilerek mümkün olduğu kadar yenilenebilir enerji başta olmak üzere kaynaklarımızın verimli kullanılması gereklidir.

Aksi halde hayatımızın her dakikasında vazgeçilmez olan elektrik enerjisinin dışa bağımlı temin edilmesi veya arzında kesintiler olmasının Ülkemize vereceği zararları açık olarak anlatmalıyız.

AB ülkelerinde özellikle Hollanda da artık ciddi biçimde elektrikli araçların kullanımının gündeme geldiği günlerde,  sanayinin, bireysel ve toplumsal hayatımızın vazgeçilmezi olan elektrik enerjisinde dışa bağımlılık önlem alınmadığı sürece büyüyerek devam edecektir.

Yıllık ortalama % 7 civarında büyüyen elektrik enerjisi talebi, ekonomik büyümeye bağlı olarak daha büyük oranda büyümeye başladığı zaman bazı şeyler için çok geç kalınmış olabilir. Çünkü elektrik üretimi yatırımları akşamdan sabaha hayata geçirilecek bir süreç olmayıp yatırımın tamamlanıp üretime geçilmesi için süreye ihtiyaç vardır, önümüzdeki yıllarda bu elektrik enerjisi talebini karşılamak için zaman geçirmeden planlama ve uygulama gerekmektedir.

Elektrik üretimi tesislerinin yapımının durdurulması için birçok bölgede mahkemelere dava açan kişilerin dava gerekçelerini bile açıklayabilmekten yoksun oldukları ve o dava açan kişilerin günde bir saat elektriksiz kalmaya tahammülleri olmadığını düşünürsek, işin içinde acaba başka çıkar ilişkileri mi var lobicilik mi yapılıyor diye insanın aklına cevabı tam açıklanamayan bir sürü soru geliyor.

Coşkun Tezel

coskun.tezel@akillisebekeler.com

Yazar: Coşkun TEZELYorum yapınKategori: MakalelerEtiketler: elektrik üretimi, ges, güneş enerjisi, hes, RES, ruzgar enerjisi



Birincil kenar çubuğu

Sosyal Hesaplarınızda Bize de Yer Verin!

+30.000 okuyucumuza teşekkür ederiz. Siz de aramıza katılarak ekosisteme katkıda bulunun...

Eposta adresinizi paylaşmak istemiyor musunuz? Size uygun platformlar için ↓↓↓

  • Facebook
  • Google+
  • Instagram
  • LinkedIn
  • Medium
  • Pinterest
  • RSS
  • StumbleUpon
  • Tumblr
  • Twitter
  • YouTube

En’ler

  • Tek ve Çok Zamanlı Tarife Nedir?
  • Elektrik Faturası Açıklamaları

Köşe Taşı İçeriklerimiz

güvence bedeli nedir güvence bedeli ne kadar güvence bedeli fark faturası muhasebe kaydı güvence bedeli enerjisa güvence bedeli hesaplama güvence bedeli iadesi güvence bedeli adli kontrol güvence bedeli geri alma elektrik güvence bedeli ankara güvence bedeli nasıl alınır güvence birim bedeli elektrik güvence bedeli bursa clk güvence bedeli 2019 Elektrik Faturalarında Vergiler ve Fonlar elektrik vergileri elektrik vergileri 2019 elektrik vergilerinin geri ödenmesi elektrik faturası vergileri elektrik faturası vergileri 2018 elektrik faturası vergileri 2019 elektrik araba vergileri elektrik faturasındaki vergilere itiraz elektrik vergisi 2018 elektrik vergi no nerde yazar elektrik vergi indirimi elektrik vergisi geri alma elektrik vergi no nasıl öğrenilir elektrik vergi no elektrik vergi oranı 2018 elektrik araç vergisi vergi elektrik affı elektrik faturasından alınan vergiler elektrik tüketim vergisi beyannamesi elektrik tüketim vergisi beyanname örneği elektrik tüketim vergisi belediye elektrik damga vergisi elektrik damga vergisi hesaplama programı 2018 elektrik damga vergisi 2018 elektrik damga vergisi hesaplama programı elektrik dükkanı vergisi elektrik damga vergisi oranı 2018 elektrik damga vergisi oranları abb elektrik vergi dairesi schneider elektrik vergi dairesi gediz elektrik vergi dairesi elektrik faturasına eklenen vergiler elektrik faturasındaki vergiler elektrik faturası vergi hesaplama elektrik faturası vergi no nerde yazar elektrik faturası vergi geri ödeme elektrik faturası vergi no öğrenme elektrik faturası vergi no elektrik tüketim vergisi hesaplama elektrik damga vergisi hesaplama elektrik su vergi indirimi elektrik vergisi yüzde kaç elektrik tüketim vergisi kanunu elektrik tüketim vergisi kdv matrahına dahil mi elektrik tüketim vergisi muhasebe kaydı elektrik tüketim vergisi muafiyeti elektrik vergisi ne kadar gediz elektrik vergi no boğaziçi elektrik vergi no ck elektrik vergi no uludağ elektrik vergi no clk elektrik vergi no enerjisa elektrik vergi no elektrik vergi oranı elektrik damga vergisi oranı elektrik tüketim vergisi oranı elektrik damga vergisi ödeme elektrik tüketim vergisi ödeme zamanı elektrik faturasında ödenen vergiler elektrik tüketim vergisi elektrik tüketim vergisi yüzde kaç elektrik trt vergisi elektrik üretim vergisi elektrik üretimi vergi elektrik faturası üzerindeki vergiler elektrik vergi ve fonlar elektrik faturasına yansıyan vergiler elektrik faturası vergileri 2017 elektrik tüketim vergisi 2018 elektrik tüketim vergisi 2016 elektrik birim fiyatı 2018 vergiler dahil

Elektrik Faturalarında Vergiler, Fonlar ve Yanıltıcı Haber.!

Copyright © 2022 - akillisebekeler.com | Yeni Nesil Akıllı Teknolojiler -Giriş