• Birinci navigasyona geç
  • Skip to main content
  • Birinci sidebar'a geç
  • 5G
  • Nesnelerin İnterneti
  • Blockchain
  • LPWAN
  • İçerik Gönder
  • S.S.S
  • Sözlük
  • Dökümanlar
  • İletişim

akillisebekeler.com

Yeni Nesil Akıllı Teknolojiler

  • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • Gizlilik Politikası
    • Şartlar ve Koşullar
    • Yasal Uyarı
    • İçerikleri Listele
  • Blog
  • Makaleler
    • Akıllı Binalar
      • Neden Bina Enerji Yönetim Sistemleri?
    • Akıllı Sayaçlar
      • OSOS Nedir? OSOS Yönetmeliği ve Haberleşme Teknolojileri
        • LPWAN İle OSOS
        • NB-IoT İle OSOS
        • LORAWAN ile OSOS
        • Sigfox İle OSOS
      • OSOS (Otomatik Sayaç Okuma)
      • Dağıtım Şirketlerinde Otomatik Sayaç Okuma Sistemi (OSOS)
      • Akıllı Şebeke Mi, Yoksa OSOS mu?
    • Alternatif Enerjili Elektrik Sistemleri
      • Rüzgar Enerjisi
      • Güneş Enerjisi
    • Blockchain
      • Akıllı Şebekeler ve Blockchain
      • Blockchain ile Enerji Ticareti
      • Bankacılık Sektöründe Blockchain
    • Elektrikli Araçlar
      • Bugün Arabayla Çıkmasak mı?
      • Elektrikli Araba Mı Baksak?
  • Medya
    • Haberler
    • Röportajlar
  • Danışmanlık
  • Eğitim
    • Sektör
  • Analiz
    • 5G
      • 5G ve IoT
      • 5G Stratejileri
      • 5G Özellikleri ve Senaryoları
      • Değişen İş Modelleri ile 5G
      • 5G ile Akıllı Şebekeler
      • 5G Uygulamaları: Enerji Sektöründe Beklenen Teknolojik Yenilikler
    • Nesnelerin İnterneti
      • Nesnelerin İnterneti (IoT) Değer Zinciri
      • IoT İş Modeli
      • Telekom Operatörleri için IoT İş Modeli
      • IoT’nin Türkiye’deki Durumu
      • Nesnelerin İnternet (IoT); Enerji Çözümleri
      • Nesnelerin İnterneti (IoT); 2019 Özet – En Önemli IoT Teknolojisi Atılımları
    • LPWAN
      • LPWAN Nedir?
      • LoRAWAN ile IoT Deneyimi
      • eLTE-IoT Nedir?
      • LPWAN İle OSOS
    • Köşe Taşı İçeriklerimiz
      • Tek ve Çok Zamanlı Tarife Nedir?
      • Elektrik Tüketiminde Tek ve Üç Zamanlı Tarife Seçenekleri.
  • İletişim
    • Ekibimiz
    • İçerik Gönder
    • S.S.S
    • Sözlük
Buradasınız : Ana Sayfa / Arşivleri samed gurguroğlu

samed gurguroğlu

Biyogazlı Balıkesir, Biyogazlı Türkiye!

Okunma Süresi: 3 Dakika Yazar: Samed GURGUROĞLU Güncelleme: Şubat 15, 2020 21:35Yorum yapın Kategori: Haberler Etiketler: balıkesir, Bandırma, biyogaz, gönen, samed gurguroğlu, yenilenebilir enerji

Abone ol


Biyogazlı Balıkesir Biyogazlı Türkiye! Türkiye gün geçtikçe büyümeye ve gelişmeye devam ediyor. Bu gelişme istenilen yönde veya değil. Fakat her koşulda Türkiye’nin daha fazla enerji ihtiyacı olduğu ve bir şekilde bunu çözmesi gerektiği ortada.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Almanya Federal Cumhuriyeti Çevre, Doğa Koruma ve Nükleer Güvenlik Bakanlığı arasında Türk-Alman Biyogaz Projesi’nin başlatıldığını kaydetti.

Türk halkının birçok konuda bilgilendirilmesi gerektiği gibi biyogaz konusunda da bilgilendirilmesi gerekmektedir. Yurt dışı şirketleri Türkiye’nin enerji sektörünü araştırmakta buna fonlar ayırmakta ve kendilerine pazar arayışı içerisine girmektedirler.

Enerji konusunda büyük atılımlar yapan Almanya bu konuda da bir girişimde bulundu. Alman Uluslararası İşbirliği Kurumu ve Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen projenin Alman hükümeti fonlarından desteklendiğini belirterek, şöyle devam etti:

Biyogazlı Balıkesir Biyogazlı Türkiye Proje Çalışması

”Projeyi hazırlarken bir analiz çalışması yaptık. Bölge potansiyellerinin belirlenmesi amacıyla Türkiye’de il il tarama yapıldı. Çalışma sonucunda, Türkiye’de 4 bin 500 biyogaz tesisini işletecek kadar hayvansal atık potansiyeli olduğunu saptadık. Sadece hayvansal atıktan kazanılan biyogazla Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 6-11’ini karşılamak mümkün. Biyogaz üretimi sonrasında ortaya çıkan fermantasyon artıklarının gübre olarak kullanımıyla kimyasal gübre kullanımı da önemli oranda düşecek. Bu sayede yer altı sularındaki tarımsal atık kaynaklı nitrat önlenecek.”

Proje kapsamında, Kırşehir Çiçekdağ ve Balıkesir Gönen’de iki örnek biyogaz tesisinin kurulmasına destek verildiğini anlatan Yaşın, işletmelerin 2014 yılına kadar tamamlanıp, elektrik üretimine başlamasının hedeflendiğini söyledi. Bunun yanında Balıkesir ,Bandırma, Gönen’in biyogaz tesislerini karşılayacak kapasitede atık ürettiği ortadadır. Bir Bandırma’lı olarak Bandırma’da biyogaz tesisleri açısından Banvit ve Şeker Piliç gibi şirketlerin bu konuya desteklerini arttırmalarını dilerim. Gün geçtikçe Bandırma bölgesinin ismi yenilenebilir enerjiyle daha fazla anılacak duruma gelicek buna inanıyorum.

Bir Türkiye vatandaşı olarak bu tarz girişimlerin ortaklıdan ziyade kendi başımıza yapılmasını can-ı gönülden istemek sizce suç mu?

Yazar: Samed GURGUROĞLUYorum yapınKategori: HaberlerEtiketler: balıkesir, Bandırma, biyogaz, gönen, samed gurguroğlu, yenilenebilir enerji



Biyogaz Yatırım Semineri!

Okunma Süresi: 2 Dakika Yazar: İçerik Gönder Güncelleme: Şubat 15, 2020 21:44Yorum yapın Kategori: Haberler Etiketler: biyogaz, çevreci, enerji, kayhan kalelioğlu, samed gurguroğlu, solea, yenilenebilir

Abone ol


Biyogaz Yatırım Semineri! Ülkemizde Yenilenebilir enerji kaynakları yatırımları başından beri sıkıntılı bir süreç geçirmektedir.Gerek yatırımcıların bu konudaki yetersiz bilgileri; eksik ve yerine oturmamış kanunlar ile uygulama yönetmenlikleri, teşvikler sıkıntılı sürecin baş mimarı olmuştur.

Solea Enerji  eğitim platformu; önce Gebze TÜBİTAK enerji enstitüsü eğitim salonlarında 30 kasım ve 1 aralık tarihlerinde biyokütle eğitimi vermiş daha sonrada ANTALYA’da düzenlenen teknolojik eğitim 24 mart / 27 mart 2011 tarihleri arasında yapılmıştır.

2012 ocak ayından sonra enerji bakanlığının açıklamalarına göre; yenilenebilir enerji kaynaklarında yatırımların önü açılacak gibi gözükmektedir. Rüzgar – Güneş – Hidrolik – Biyokütle – Jeotermal yatırımlarında devletin kanun ve yönetmeliklerinin önemi yanı sıra Projelerin lokasyonu itibarıyla fizibilitelerin gerçeği yansıtması gereklidir. En önemli çalışma ölçüm karakterizasyonların gerçek program düzeyinde değerlendirilmelerinin yapılması ve fizibilitelere doğru şekilde yansıtılması lazımdır.

Biyogaz Yatırım Semineri – Solea Enerji

Yatırımcı bu değerlendirmeler sonucunda hangi tip projede neye yatırım yapacağını,neyle karşılaşacağını,ne elde edeceğini ve bu yatırım süresinin geri dönüşünü hatasız bir öngörü dahilinde bilmelidir.

Yenilenebilir enerji yatırımları yönlendirmek yatırım yapmak zor iştir.Bu konuda demin belirtiğim gibi çalışmalar sonrası ciddi bir öngörü ve sabrı da birleştirmek gereklidir.

İşte devam eden süreç ve yatırımcıları toplayarak yapılan başarısız seminer altında verilen yanlış bilgilendirmeler sonucu karışıklığa yok açmış bölgelerde  tekrar seminerler verilmeye başlanmıştır.

UNUTMAYALIM Kİ HER YAPILAN YANLIŞ YATIRIM, HATALI ŞEKİLDE KALACAĞI GİBİ , EN ÖNEMLİSİ DE KAYBEDİLEN MİLLİ SERVETTİR.

Saygılarımla, 

Kayhan Kalelioğlu

Solea Enerji Gn.Md

Biyogaz Der.Bşk.Yrd.

Yazar: İçerik GönderYorum yapınKategori: HaberlerEtiketler: biyogaz, çevreci, enerji, kayhan kalelioğlu, samed gurguroğlu, solea, yenilenebilir



Bitkilerin Ürettiği Elektrik Gücü!!

Okunma Süresi: 7 Dakika Yazar: Samed GURGUROĞLU Güncelleme: Şubat 16, 2020 13:08Yorum yapın Kategori: Alternatif Enerjili Elektrik Sistemleri Etiketler: bitki, Elektrik, elektrik üreten bitkiler, samed gurguroğlu, yeşil enerji

Abone ol


Bitkilerin Ürettiği Elektrik Gücü – Ağaçların Ürettiği Elektrik Gücü;

Hollanda’da bir grup araştırmacı,bitkilerin köklerinin etrafında yaşayan birtakım mikroorganizmaların; özel bir yakıt hücresi içinde elektrik üretme kapasitesi olup olmadığını araştırmaya başlar.

Klasik yakıt hücreleri,örneğin hidrojen,yakıtını oksijen ile birleştirerek su ve elektrik üretir.

Bu tür sistemler elektronları yakıttan çekip alabilmek için pahalı metallerden,örneğin platinden yapılmış elektronlara ihtiyaç duyar.

Hollanda’daki Wageningen Üniversitesi’nden Bert Hamelers ve ekibi bu pahalı metallerle ayni işi görmesi için toprakta; bitkilerin kökleri arasında yaşayan bakterilerin oluşturduğu enzimleri kullanmaya karar verir.

Ekibin ihtiyacı olan şeyler: Kökleri çok derinlere gitmeyen yeşil bitkiler(Çim,su kamışı,vb.), güneş ışığı ve suya doymuş ıslak toprak.

Bitkilerin Ürettiği Elektrik Gücü – Elektronların Yerleştirilmesi

Islak topraklarda gelişebilen; kısa köklü bitkilerle çalışabilmek, kabloların ve elektronların yerleştirilmesinde kolaylık sağlıyor.

Ayrıca ıslak toprakta oksijen elementi sınırlı seviyelerde bulunuyor.

Bu önemli bir husus, çünkü normalde oksijeni bol olan toprakta bakteriler; karbonhidratları parçaladığı zaman açığa çıkan elektronlar oksijenle birleşerek su ve karbondioksit oluşturur.

Fakat suya fazlasıyla doymuş ıslak topraklarda oksijen ya hiç yoktur ya da çok kısıtlıdır.

Bu koşullarda anaerobik bakteriler karbondioksitin yanı sıra; serbest elektronlar ve protonların açığa çıkmasını sağlarlar.

Elektronlar normalde topraktaki sulfat ve nitratla etkileşir; ancak araştırmacılar bakterilerin oluşturduğu elektronları çekecek uygun elektrotları toprağa yerleştirerek bu sorunu çözdü.

Katot ve anot için grafitten yapılmış malzemeler kullanıldı.

Olayı kısaca özetlemek gerekirse;herşey güneş enerjisi ve fotosentez ile başlar.

Bitkiler güneşten aldıkları enerjiyi organik maddeye dönüştürür. Oluşan organik maddenin neredeyse yarısı da bitki kökleri vasıtasıyla toprağa iletilir.

Toprakta bakteriler organik maddeyi parçalayınca; protonlar ve elektronlar atık madde olarak açığa çıkar.

İşte bu elektronlar uygun elektrotlar vasıtasıyla toplanarak yan ürün olarak hem su hem de elektrik akımı elde edilir.

Peki bu sistemin bitkilere bir zararı var mı?

Yapılan çalışmalar şimdilik bitkilerin gelişmesinde; herhangi bir gerileme olmadığını gösteriyor.

Hatta kablolu bitkilerin diğer bitkilere göre; daha iyi geliştiği bile gözlenmiş.

Ama aksini savunanlar da var. Bitkilerin fotosentez yapabilmek amacıyla ürettiği elektriğin bir kısmının uzaklaştırıması ile fotosentezin etkisinin azalacağı,bunun sonucunda da daha az gıda üretileceği düşünülüyor.

Ekonomik Boyutu

Holanda’da bitki kullanılarak üetilen elektrik enerjisi şu an için 500 miliwatt/m2 civarında,yani şimdilik ancak bir cep telefonunu şarj etmeye yeterli.

Bu elektriği üretebilmek için araştırmanın yapıldığı binanın çatısında 16 m2’lik bir çim alan kurulmuş.

Çalışma başladığından beri geçen 5 yılda,üretilen enerji 5 kat arttırılmış.

Elde edilen enerjinin miktarı şimdilik bir evi çekip çevirmeye yetecek kadar yeterli değil,ama çalışmalar hızla devam ediyor.

Araştırma ekibinde fizikçi,çevre biyoteknoloğu,çevre teknolojisi uzmanı,elektrik mühendisi,botanik uzmanı ve mikrobiyologlar yer alıyor.

“Plant Power” isimli Avrupa Birliği projesinden 4 milyon avroluk destek alan ayni ekip; bitki yakıt hücrelerini ticari ürün haline getirmek için “Plant-e” adında bir de firma kurmuş.

Hedefleri ise çok yakın bir gelecekte 3.2 W/m2 bitkisel elektrik üretebilmek.Bu hedefi tutturabilmek o kadar kolay değil.

Üzerinde durulması gereken birkaç önemli husus var. Öncelikle toprağa daha fazla organik madde veren bitki türlerinin kullanılması gerekiyor.

Örneğin şeker pancarı bu konuda çok etkin.

Topraktaki organik maddeyi en iyi şekilde parçalayan ve elektronları açığa çıkaran bakteri karışımının çok iyi ayarlanması gerekiyor ki üretilen enerjinin miktarı artsın.

Yakıt hücresinin ve özellikle elektronları yakalayacak elektrotların çok iyi tasarlanması gerekiyor.

Hollandalı ekip bitkilerin köklerinin geliştiği kısımda pozitif anot olarak grafit granülleri kullanmış.

Ancak kullanılan bu anot,elektronları katoda çok hızlı bir şekilde iletiyor,bu da verim kaybına neden oluyor.

Uzmanlar,bu sorunun etkili bir bakteri kültürü karışımının toprağa eklenmesi ile çözülebileceğini düşünüyor.

Bu şekilde elektronlar,protonlar ve oksijen daha hızlı birleşerek su moleküllerini oluşturabilir.

Son olarak da bu teknolojinin büyütülmesi ve uygulamaya konulması gerekiyor.

Şu anda kullanılan ve deneme aşamasındaki sistem,pratikte kullanılmaya başlandığında hedeflenen üretimin ancak yarısına(1.6 W/m2) ulaşılabilecek.

Rüzgar Türbinleri ve Güneş Panelleri

Bu miktar günümüzde rüzgar türbinleri ya da güneş panelleri ile elde edilen elektrik enerjisinin yaklaşık olarak 1/5’i kadar.

Ancak bitkilerin elektrik gücünün biyo-yakıtlardan üretilen güçten daha etkili olduğu bulunmuş.

Ayrıca bitki merkezli jeneratörler inşa etmek için güneş panelleri ya da rüzgar türbinleri için gereken yüksek teknoloji ürünlerine ve karmaşık mühendislik bilgisine de ihtiyaç duyulmuyor.

Bu sistemin en dikkat çekici yanlarından biri de güneş panellerinin aksine karanlıkta da elektrik üretmeye devam etmesi.

atıya kurulan bitki jenaratörlerinin bir yılda 14 kilowatt saat/m2 elektrik üretebileceği düşünülüyor.

Holanda’da ortalama bir evin bir yılda kullandığı elektrik yaklaşık 3500 kW saat,yani 50 m2’lik çim alanla kaplanmış bir çatı bu ihtiyacın neredeyse yüzde yirmisini karşılayabilir.

Sistemin yaratıcıları çatıdaki bitki jenaratörlerinden sadece elektrik üretmekle kalmayıp başka faydalar da sağlayacağını düşünüyor.

Bitkilerin Ürettiği Elektrik Gücü – Yeşil Çatı

Yeşil çatıya sahip bir evin başka ne tür avantajları olabilir?

İlk aklımıza gelenleri hemen söyleyelim:

En başta gözü yormayan aksine dinlendiren güzel bir görüntü,fazladan izolasyon,yağmur suyunu depolama sistemi ve yabani hayat için doğal bir yaşam alanı.

İlerde bu sistem çayırlık alanların bulunduğu nehir kıyılarına,pirinç ve su kamışı dikili tarım arazilerine taşınabilir.

Bu tür araziler üzerinde bitlilerin elektrik üretilmesine uygun altyapı hazırlandığı takdirde üretim kapasitesinin çok daha fazla olacağı düşünülüyor.

Özellikle pirinç ve su kamışı gibi sulak ortamlarda gelişen bitkiler anaerobik bakterilerin faaliyetleri neticesinde ortama fazlaca metan gazı salınmasına neden oluyor.

Bu da atmosferdeki sera gazlarının oranını arttırıyor. Dünyadaki metan salımının yaklaşık yüzde 20’si pirinç tarlalarından oluyor.

Uygun anotların toprağa yerleştirilmesi ile elektronlar metan gazı üretmek yerine elektrik üretmeye başlayarak dünyamıza faydalı bir hizmet sunmuş olacak.

Ama gene de elektriğin bitkilerden üretildiği bu sistemin,küresel elektrik enerjisi ihtiyacını karşılama yolunda diğer yenilenebilir yeşil enerji kaynakları ile rekabet edebilmesi için bir hayli yol alınması gerekiyor.

[Alıntıdır]

Kaynak:

Bilim ve Teknik Dergisi,Temmuz 2012 Yıl 45 Sayı 536 Sayfa 44 Yeşil Elektrik,Elektrik Üreten Bitkiler

Yazar: Samed GURGUROĞLUYorum yapınKategori: Alternatif Enerjili Elektrik SistemleriEtiketler: bitki, Elektrik, elektrik üreten bitkiler, samed gurguroğlu, yeşil enerji



Dalgaların Gücü Adına!

Okunma Süresi: 2 Dakika Yazar: Samed GURGUROĞLU Güncelleme: Şubat 20, 2021 21:10Yorum yapın Kategori: Alternatif Enerjili Elektrik Sistemleri Etiketler: çevreci enerji, dalga enerjisi, green energy, samed gurguroğlu, wave energy, yeşil enerji

Abone ol


Dalga Enerjisi ile Elektrik Üretimi! Denizler , gün batımında insanı düşüncelere ve huzura boğan, yeri geldiğinde hırçın yeri geldiğinde sakin uçsuz bucaksız renkli ortam.

İnsan yeri geldiğinde hayatının devamı için avlanabilir yeri geldiğinde tüm senenin yorgunluğunu atabilir ve artık yeri geldiğinde enerjisini bu ortamdan üretebilir.

Dalgalar yenilenebilir,çevreci enerji kaynaklarından birisidir. Hareketleri sayesinde bazı mekanizmaların çalışımasıyla birlikte günlük enerjimizin bir kısmı dalgalar ve dolayısıyla denizden elde edilebilinir. Yapılan araştırmalar neticesinde dünya enerjisinin % 10’luk bir kısmının dalga enerjisi yardımıyla karşılanabileceği tahmin edilmektedir.

Okyanuslar düşünüldüğünde ve yeni teknolojilerle desteklendiğinde belki de enerji sorununun çözümü dalgalarda gizlidir.

Dalga Enerjisi ile Elektrik Üretimi

Dalga enerjisi üretebilmenin farklı yolları bulunmaktadır.

Dalga enerjisi üreten sistemlerden seyrelticilerin en iyi bilinen örneklerinden biri, Portekiz’deki Pelamis adlı aygıttır. Bu yöntemde, birbirlerine menteşe ile tutturulmuş ve deniz dibine de demirle sabitlenmiş bir dizi uzun silindirik yüzer aygıttan yararlanılmaktadır.

Silindirik parçalar, dalganın salınışıyla oynadıkça eklem yerlerindeki hidrolik serenleri hareket ettirmekte, bu hareket de elektrik jenaratörünü çalıştırmaktadır. Aygıtın ürettiği elektrik, kablolarla deniz dibinden kıyıya taşınmaktadır.

Dalga enerjisinin karşılaştığı ve aşılması gereken bazı sorunlar bunun yanında bazı farklı sistemler de söz konusudur. Bunlar ilerleyen zamanlarda sizlerle paylaşılacaktır. Ömür boyu susuz kalmayasınız…

Samed Gurguroğlu

Yazar: Samed GURGUROĞLUYorum yapınKategori: Alternatif Enerjili Elektrik SistemleriEtiketler: çevreci enerji, dalga enerjisi, green energy, samed gurguroğlu, wave energy, yeşil enerji



Türk Rüzgarı ve Teknoloji

Okunma Süresi: 2 Dakika Yazar: Samed GURGUROĞLU Güncelleme: Şubat 16, 2020 09:52Yorum yapın Kategori: Rüzgar Enerjisi Etiketler: enerji, RES, rüzgar, samed gurguroğlu, türbin, yenilenebilir, yerli enerji, yerli rüzgar, yeşil enerji

Abone ol


Türk Rüzgarı ve Teknoloji Gelişmeleri; Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı Mustafa Serdar Ataseven, Türkiye’nin Avrupa’nın en büyük rüzgar pazarına sahip olduğunu belirterek, “Avrupa’da rüzgar pazarının kapasitesi dolmuş durumda. Türkiye’deki 11 bin MW’lik proje stoku yabancıların iştahını kabartıyor” açıklamasında bulundu.

Türkiye rüzgar enerjisi sektöründe daha yeni gelişmeye başlayan ve verimli rüzgar alanları olan bir ülke konumunda fakat rüzgar enerjisine yatırım yapılırken ülke içindeki şirketler yerine ülke dışındaki büyük yatırımcılarla ortaklıklar söz konusu durumunda buna örnek olarak Ağaoğlu Grubu ile Çinli türbin üreticisi Sinovel arasında imzalanan türbin anlaşması sonucu kurulacak 600 MW’lık rüzgar enerji sistemleri verilebilinir.

Türk Rüzgarı ve Teknoloji Gelişmeleri

Ataseven, Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün tüm cazibesine rağmen uluslararası gelişmelere paralel olarak yeni düzenlemelere ihtiyaç duyduğunu belirterek, “Bugünkü düzenleme ve piyasa şartlarıyla rüzgar enerjisinde 2023 hedefine ulaşılamayacağını sektör paydaşları da bürokratlar da biliyor.

2023 hedefi olan 20 bin MW’yi tutturabilmek için 1 yıldır 50 kişiden oluşan uzman ekiple Türkiye Rüzgar Enerjisi Yol Haritası Projesi’nin üzerinde çalışıyoruz. Sona yaklaştığımız bu projeyle sektör aktörlerinin ne yapması gerektiğine cevap aradık” diye konuştu.

Çoğu sektörde olduğu gibi kendi rüzgar enerjimizi kendimiz üretmek konusunda aciz durumda kalıyoruz halbuki; gerekli yatırımlarla desteklenerek belkide bölgenin en yüksek potansiyelini değerlendirebiliriz.

Fakat teknolojik gelişmeler ve ilerleyişler başkalarının elinde olduğu için; büyük anlaşmalarla büyük paralar yabancı sermayenin iştahını kabartmaya devam edecek ve para yurt dışına çıkmaya devam edecektir.

Samed GURGUROĞLU

Yazar: Samed GURGUROĞLUYorum yapınKategori: Rüzgar EnerjisiEtiketler: enerji, RES, rüzgar, samed gurguroğlu, türbin, yenilenebilir, yerli enerji, yerli rüzgar, yeşil enerji



Hidrojen Depolama ve Karbon Nanotüp

Okunma Süresi: 4 Dakika Yazar: Samed GURGUROĞLU Güncelleme: Şubat 16, 2020 09:53Yorum yapın Kategori: Makaleler Etiketler: CNT, depolama, enerji, enerji depolama, hibrit otomobil, hidrojen depolama, iletkenlik, karbon, karbon nanotüp, nano, samed gurguroğlu, tüp

Abone ol


Malzeme bilimi nedir?

Teknolojinin ilerlemesi,günlük yaşamın kolaylaştırılması,ihtiyaçlar doğrultusunda  malzemelerin özelliklerini, yapılarını, ve davranışlarını inceleyen ve yeni malzeme türlerini araştıran, canlı ya da cansız kökenli doğal ya da yapay hammaddelerden, seramik, polimer benzeri ve metal mühendislik malzemelerinin üretimini, bu malzemelerin davranışlarını, yapı, özellik ve işlenebilirliğini inceleyen bilim dalıdır.

Malzeme biliminin ilerlemesi ve yeni yapıların ortaya çıkmasıyla beraber enerji depolamada yeni teknolojilerin kullanılması kaçınılmaz duruma girmiştir.

Klasik enerji depolama birimleri yerlerini lityum iyon piller vs. gibi ileri teknoloji ürünlerine bırakmıştır.

Bu bağlamda ortaya çıkan farklı fikirler ve malzeme bilimi işbirliğiyle denenen farklı konularda bulunmaktadır.

Bunlardan biri enerji depolama birimi olarak “Karbon nano tüpleri(Carbon Nanotube)(CNT)”  soğurma yeteneklerini kullanarak hidrojen depolama birimi olarak kullanmaktır.

Malzeme bilimi nedir? Karbon Nano Tüp nedir?

Nanotüpler , kristal grafitlerden oluşan hegzagonal örgüdeki karbon atomlarının oluşturduğu silindirik yapılardır. Üstün mekanik ve elektriksel özellik sergilemektedirler.

Karşılaştırma olarak düşünecek olursak çelikten 10 kat daha güçlü ve 6 kat daha hafiftirler. 3000C ‘ye kadar kararlı kalıp bozunmadan işlevselliğini devam ettirebilirler.

Bunların yanında iletkenlikleri 1 Milyar Amper/m^2 ye kadar ulaşabilmektedir.En iyi iletkenlerden biri olan bakır 1 milyon Amper/m^2 iletkenliğe sahiptir.

Son dönemlerde Malzeme biliminin üzerinde yoğun çalışmalar yürüttüğü bir konu olarak karbon nanotüpler Ni-Co kaplamalar ,enerji depolama üniteleri gibi birçok alanda önem kazanmaya devam etmektedirler.

Hidrojen Depolama Nedir?

Günümüzde büyük miktarlarda enerji depolamak için hala uygun bir yöntem bulunamamış olması, hidrojenin önemini daha da arttırmaktadır.

Depolanabilirliği, hidrojenin belki de en önemli özelliğidir.Bunu örnekle açıklamak daha uygun olacaktır.

Hidroelektrik santrallerde veya farklı sistemlerde üretilen enerji üretildiği andan itibaren kullanılmak durumundadır dolayısıyla üretilen enerji direkt olarak hatlara verilmekte ve ihtiyaç olmasa dahi kullanılması zorunlu olmaktadır.

Yapılan araştırmalar sonucunda, mevcut koşullarda hidrojenin diğer yakıtlardan yaklaşık üç kat ucuz olduğu ve yaygın bir enerji kaynağı olarak kullanımının, hidrojen üretiminde maliyeti düşürücü teknolojik gelişmelere bağlı olacağı ortaya çıkmıştır.

Bununla birlikte, ihtiyaç fazlası elektrik enerjisinin hidrojen olarak depolanması günümüz için geçerli bir alternatiftir. Bu tarzda depolanan enerjinin yaygın olarak kullanılabilmesi, biraz da yakıt piline dayalı otomotiv teknolojilerinin geliştirilmesine bağlıdır.

Hidrojen önemli olmasına rağmen depolanması büyük problem oluşturmaktadır.

Hidrojen bir şekilde sıvı özellikleri göstermekte ve neticesinde karbon nanotüplerin içinde ve etrafında depolanabileceğini deneysel bulgularla sabitlenmiş bulunmaktadır.

Geçiş elementleri (Pt, Pd ,Ti, V vs.) ile aktif hale getirilen nanotüpler hidrojeni içinde absorbe ederek depolanabileceğini göstermiştir.

Bu buluşun, geleceğin enerji kaynaklarından olan hidrojen enerjisinin kullanımını otomobillerde kullanılacak verimli yakıt hücreleri ve katalizötlerin tasarımda kullanılması düşünülmektedir.

Karbon nanotüplerin hidrojen soğurma yetenekleri çok yeni olan bir konu olmakla birlikte üzerlerinde hala araştırmalar sürmektedir.

Deneysel çalışmalar değişik basınç ve sıcaklık durumlarına göre farklı oranlarda hidrojen soğurma kapasitelerinin olduğunu belirtmiştir.

Nanotüplerdeki absorbe işlemi, karbon atomlarının hidrojen moleküllerine uyguladığı Van Der Waal’s kuvveti ile gerçekleşmektedir.

Yani kimyasal değil, fiziksel bir olaydır.

Fakat karbon nanotüplerin üretim maliyetlerinin yüksek olması günümüzde kullanılmalarını zorlamaktadır.

Malzeme bilimindeki gelişmelerle birlikte üretimin ucuzlaması ve geleceğin enerji depolama ürünleri olabileceğini zaman gösterecektir.

Samed GURGUROĞLU

Yazar: Samed GURGUROĞLUYorum yapınKategori: MakalelerEtiketler: CNT, depolama, enerji, enerji depolama, hibrit otomobil, hidrojen depolama, iletkenlik, karbon, karbon nanotüp, nano, samed gurguroğlu, tüp



Bandırma Rüzgar Enerji Santralleri

Okunma Süresi: 3 Dakika Yazar: Samed GURGUROĞLU Güncelleme: Şubat 16, 2020 13:32Yorum yapın Kategori: Rüzgar Enerjisi Etiketler: Bandırma, bandırma rüzgar, bares, bilgin enerji yatırım, enerji, erikli rüzgar, RES, rüzgar, rüzgar yoğunluğu, samed gurguroğlu, türbin, türkiye rüzgar belgeseli, yenilenebilir enerji, yeşil enerji

Abone ol


Bandırma Rüzgar Enerji Santralleri; Rüzgar enerjisi günümüzde hızla önem kazanan ve gelecek nesiller açısından gerek çevre sağlığı gerekse ekonomik öneminin hızla anlaşılmasıyla birlikte daha cazip hale gelen bir enerji alanıdır.

Günümüzdeki büyük sorunlarının enerji kaynaklı olduğunu düşünürsek daha iyi bir gelecek adına rüzgar enerjisinin önemi öğrenilmeli ve öğretilmelidir.

“Neden rüzgar enerjisi?” sorusunun cevabına buradan ulaşabilirsiniz.Bu anlamda yakın çevremde olan Bandırma Rüzgar Türbinleri hakkında bilgilerimi paylaşmayı uygun gördüm.

Bares Rüzgâr Enerji Santrali: Türkiye’nin  büyük rüzgâr enerjisi yatırımlarından olan ve Bilgin Enerji Yatırım Holding tarafından gerçekleştirilen; Bandırma’nın 10 km doğusunda Marmara Denizi‘nin hemen kıyısına inşa edilmektedir.

Alternatif enerji kaynağı olan santral, Türkiye’de toplam rüzgâr gücünü arttırmış ve bu anlamda büyük katkı sağlamıştır.

Şu an Bandırma bölgesinde işletmede olan 52 adet rüzgar türbini bulunmaktadır.

Video : Bandırma Rüzgar Enerji Santralleri Türbinleri

Santralde üretilecek olan yıllık ortalama 120.000 MWh elektrik ile 80.000 kişilik bir yerleşim merkezinin elektrik ihtiyacı karşılanabilecek!

Ayrıca BARES II ‘nin devreye girmesi ile küresel ısınmanın temel sebeplerinden; CO2 ve sera gazlarından yıllık ortalama 80.000 ton karbon emisyon azalımı sağlayacağı hesaplanmaktadır.

Üretilen enerji, serbest piyasa koşullarında elektrik toptan satış firmalarına veya elektrik enerjisini kendisi temin edebilen serbest tüketici statüsündeki fabrika ve sanayi tesislerine satılacak.

Bilgin Enerji Yatırım Holding tarafından gerçekleştirilen Bares Rüzgâr Enerji Santrali Projesi için 7 yıl boyunca rüzgâr ölçümü yapıldı.

Ölçümler sonucunda en verimli yer olarak Bandırma’nın doğusunda bulunan; Erikli, Dutliman ve Sahil Yenice köyleri ve bölgesi seçildi. Bunun en önemli sebebi bölgenin rüzgar yoğunluğu ve şiddetidir.

Sonrasında ise rüzgâr enerjisi santralı kurmak üzere, EPDK (TC Enerji Piyasası Denetleme Kurumu)’dan 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat uyarınca 18.05.2004 tarihinde EÜ/320-1/453 sayılı üretim lisansı alınarak, Bandırma Rüzgâr Enerji Santralinin yapımına başlandı.

TRT Türkiye Rüzgar Belgeseli

Yukarıda bulunan haritaya göre düşünücek olursak; batı kıyılarımızın rüzgar enerjisi bakımından verimli olduğu ve yatırım yapılması gereken bölgelerin bulunduğu kolayca gözükmektedir.

Herbirinin kanat çapı 72 metre ve değeri 1.5 milyon dolar olan GE (General Electric) tarafından üretimleri tamamlanan türbinlerin Şubat 2006 ortasında Türkiye naklinden sonra Bandırma Limanından tırlarla bölgeye taşınarak yine GE Wind Energy ekibi tarafından montajı gerçekleştirildi.

Camfiberden imal edilmiş olan türbinlerin monte edildiği 52 metre yüksekliğindeki çelik kuleler ise Türkiye’de Çimtaş’ın Gemlik fabrikasında imal ediliyor.

Hali hazırda bulunan rüzgar türbinlerine ilaveler yapılmakta ve bölge önemli bir rüzgar enerjisi üretim sahası halini almaktadır.

Fakat yatırımlar ne denli artarsa artsın hala tam verimle rüzgar enerjisinden yararlanabildiğimiz söylenemez. Bunun için çalışmalar devam etmelidir.

Samed GURGUROĞLU

Yazar: Samed GURGUROĞLUYorum yapınKategori: Rüzgar EnerjisiEtiketler: Bandırma, bandırma rüzgar, bares, bilgin enerji yatırım, enerji, erikli rüzgar, RES, rüzgar, rüzgar yoğunluğu, samed gurguroğlu, türbin, türkiye rüzgar belgeseli, yenilenebilir enerji, yeşil enerji



Neden rüzgar enerjisi?

Okunma Süresi: 3 Dakika Yazar: Samed GURGUROĞLU Güncelleme: Şubat 16, 2020 09:55Yorum yapın Kategori: Rüzgar Enerjisi Etiketler: enerji, RES, rüzgar, samed gurguroğlu, yenilenebilir, yenilenebilir enerji, yeşil enerji

Abone ol


Neden rüzgar enerjisi?

Yenilenebilir enerji kaynaklarının en önemlilerinden olan rüzgar enerjisi; temiz, sistem verimi   yüksek,  miktarı bol ve ücretsizdir.  Bilinenin tersine, rüzgar türbinlerinde, gürültü seviyesi oldukça düşüktür. Neden rüzgar enerjisi sorusuna daha iyi cevap bulabilmemiz için avantaj ve dezavantajları inceleyelim.

Rüzgar enerjisinin avantajları:

  • Temiz çevreyi kirletmeyen,yakıt gideri olmayan bir enerjidir.
  • Dışa bağımlılık yoktur; sadece yerel imkanlarla enerji elde edilebilir.
  • İşletme masrafları diğer enerji kaynakları içinde en az olanıdır.
  • Karmaşık makineler değillerdir; operatore ihtiyac duyulmadan enerji sağlanabilir.
  • Hava kirliliği yaratacak emisyon ve atık ısı oluşturmazlar, doğaya en az tahribat bırakan enerji türüdür.
  • Çok yer kaplamaz, patlama ihtimali yoktur, radyasyon yayılması olmaz.
  • Rüzgar türbinlerinin işletmeye alınması, inşaatına başlanmasından sonra 3ay gibi kısa bir süre alır.
  • Rüzgar türbinleri istenilen boyutlarda imal edilip istenilen miktarda enerji elde edilebilir.
  • Birim kWh başına düşen istihdam oranı diğer enerji kaynaklarından yüksektir(kömür santrallerinden %27,doğalgaz cevrimli enerjilerden %66 fazla)
  • Aniden ortaya çıkan başka maliyetleri yoktur.Bu sebepten gereksiz vergi artışlarıyla vatandaşa yük olmaz.

Rüzgar enerjisinin dezavantajları:

  • Rüzgara bağımlı olduğumuzdan rüzgarın mevsimsel olarak azalması söz konusudur.
  • Rüzgar miktarına bağımlıdır. Rüzgar yoğunluğunun belirlenmesi uzun süreçler gerektirir.
  • Türbinin ilk yatırım maliyetlerinin yüksek olması söz konusudur. Ancak bu giderek azalma göstermektedir.
  • Türbin kanatlarının dönüşü sırasında kopması gibi bir durum çevreye zarar verebilir.
  • Elektromanyetik dalgaları etkileyebilir.

(RES) kurmak için gerekli maliyet:

Rüzgar enerjisi santral maliyeti açısından diğer enerji türleriyle bir karşılaştırmasını yapmak amacıyla, santral maliyetleri aşağıdaki gibidir:

( USD / kW )

  • Hidrolik Santraller: 750 – 1200
  • Linyit Santralleri: 1600
  • İthal Kömür Santralleri: 1450
  • Doğal Gaz Santralleri: 680
  • Nükleer Santraller: 3500
  • Rüzgar Santralleri: 700 – 1450

Gün geçtikçe önemi ülkemizce anlaşılan ve bu anlamda sektörel bazda gelişmeye açık, çevreci ve yatırım olarak cazip bir alan durumunda bulunan RES ler geleceğin enerjisi olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.

Malzeme mühendisliğindeki gelişimlerle birlikte verim açısından daha iyiye doğru yol almakta ve enerji üretim kapasitesi genişlemektedir. Son dönemdeki teşviklerle birlikte rüzgarın enerjiye dönüşümünü göz alıcı bir şekilde ülkemizde izleyeceğiz.

Samed Gurguroğlu

Yazar: Samed GURGUROĞLUYorum yapınKategori: Rüzgar EnerjisiEtiketler: enerji, RES, rüzgar, samed gurguroğlu, yenilenebilir, yenilenebilir enerji, yeşil enerji



Birincil kenar çubuğu

Sosyal Hesaplarınızda Bize de Yer Verin!

+30.000 okuyucumuza teşekkür ederiz. Siz de aramıza katılarak ekosisteme katkıda bulunun...

Eposta adresinizi paylaşmak istemiyor musunuz? Size uygun platformlar için ↓↓↓

  • Facebook
  • Instagram
  • LinkedIn
  • Medium
  • Pinterest
  • RSS
  • Tumblr
  • Twitter
  • YouTube

En’ler

  • Tek ve Çok Zamanlı Tarife Nedir?
  • Elektrik Faturası Açıklamaları

Köşe Taşı İçeriklerimiz

türkiye akıllı şebekeler 2020 yol haritası projesi türkiye'de akıllı şebekeler Taş 2023 projesi ile edaşların olgunluk seviyeleri araştırılmaktadır.

TAŞ 2023 Nedir?

Copyright © 2022 - akillisebekeler.com | Yeni Nesil Akıllı Teknolojiler -Giriş