• Birinci navigasyona geç
  • Skip to main content
  • Birinci sidebar'a geç
  • 5G
  • Nesnelerin İnterneti
  • Blockchain
  • LPWAN
  • İçerik Gönder
  • S.S.S
  • Sözlük
  • Dökümanlar
  • İletişim

akillisebekeler.com

Yeni Nesil Akıllı Teknolojiler

  • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • Gizlilik Politikası
    • Şartlar ve Koşullar
    • Yasal Uyarı
    • İçerikleri Listele
  • Blog
  • Makaleler
    • Akıllı Binalar
      • Neden Bina Enerji Yönetim Sistemleri?
    • Akıllı Sayaçlar
      • OSOS Nedir? OSOS Yönetmeliği ve Haberleşme Teknolojileri
        • LPWAN İle OSOS
        • NB-IoT İle OSOS
        • LORAWAN ile OSOS
        • Sigfox İle OSOS
      • OSOS (Otomatik Sayaç Okuma)
      • Dağıtım Şirketlerinde Otomatik Sayaç Okuma Sistemi (OSOS)
      • Akıllı Şebeke Mi, Yoksa OSOS mu?
    • Alternatif Enerjili Elektrik Sistemleri
      • Rüzgar Enerjisi
      • Güneş Enerjisi
    • Blockchain
      • Akıllı Şebekeler ve Blockchain
      • Blockchain ile Enerji Ticareti
      • Bankacılık Sektöründe Blockchain
    • Elektrikli Araçlar
      • Bugün Arabayla Çıkmasak mı?
      • Elektrikli Araba Mı Baksak?
  • Medya
    • Haberler
    • Röportajlar
  • Danışmanlık
  • Eğitim
    • Sektör
  • Analiz
    • 5G
      • 5G ve IoT
      • 5G Stratejileri
      • 5G Özellikleri ve Senaryoları
      • Değişen İş Modelleri ile 5G
      • 5G ile Akıllı Şebekeler
      • 5G Uygulamaları: Enerji Sektöründe Beklenen Teknolojik Yenilikler
    • Nesnelerin İnterneti
      • Nesnelerin İnterneti (IoT) Değer Zinciri
      • IoT İş Modeli
      • Telekom Operatörleri için IoT İş Modeli
      • IoT’nin Türkiye’deki Durumu
      • Nesnelerin İnternet (IoT); Enerji Çözümleri
      • Nesnelerin İnterneti (IoT); 2019 Özet – En Önemli IoT Teknolojisi Atılımları
    • LPWAN
      • LPWAN Nedir?
      • LoRAWAN ile IoT Deneyimi
      • eLTE-IoT Nedir?
      • LPWAN İle OSOS
    • Köşe Taşı İçeriklerimiz
      • Tek ve Çok Zamanlı Tarife Nedir?
      • Elektrik Tüketiminde Tek ve Üç Zamanlı Tarife Seçenekleri.
  • İletişim
    • Ekibimiz
    • İçerik Gönder
    • S.S.S
    • Sözlük
Buradasınız : Ana Sayfa / Arşivleri Smart grid

Smart grid

Cisco’nun Smart Grid Teknolojisine Yaklaşımı

Okunma Süresi: 4 Dakika Yazar: Ali ŞAMİOĞLU Güncelleme: Ocak 18, 2021 18:11Yorum yapın Kategori: Makaleler Etiketler: akıllı şebeke, akıllı şebeke network çözümleri, akıllı şebeke teknolojisi ve network adaptasyonu, Cisco, network çözümleri, Smart grid

Abone ol


Merhabalar, Sizlere Cisco’nun Smart Grid Teknolojisine Yaklaşımı, sunduğu çözümler ve genel olarak Smart Grid’in IP entegrasyonu üzerine yazı dizilerimde belli aralıklarla beraber olacağız. Kendimden kısaca bahsedecek olursam, Yıldız Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği mezunuyum. Network uzmanı anlamına gelen CCIE(Cisco Certified Internetwork Expert) sertifikası sahibi olarak IP tabanlı network cihazları uzmanı olarak çalışmaktayım.

Yazı dizilerimde Smart Grid teknolojisinin en önemli unsuru olan end-to-end connectivity (noktadan noktaya bağlantı); verilerin IP tabanlı entegrasyonu ve yönetimi gibi konuları ele alarak enerji nin daha verimli kullanımında mevcut internet ortamının önemi, daha verimli enerji kullanımıda networkün rolü gibi detayları açıklığa kavuşturuyor olacağım.

İlk yazımda enerji sektöründeki mevcut genel durum ve sıkıntılar ele alacağım.

Smart Grid (Akıllı Şebekeler) – I  Genel Durum

Gereç sağlayıcı (utility operators) firmalar, enerji sektöründeki hızlı gelişmeler ve büyümelere paralel olarak bunlara uygun cihaz sağlamada bazı sıkıntılar yaşamaktadır. Ayrıca bu firmalar artan güç isteğini karşılamalı , bilgi ve haberleşmeyi sağlamalı;  ”central nervous system of power delivery” yani merkezi güç sağlayıcı sinirsel(canlı) bir sistemi kurmalıdırlar.

Genel enerji tüketimin aşağıdaki şekilde şemalandırabiliriz. Şemadan görüldüğü üzere enerji tüketiminde çok sayıda değişken bulunmakta ve değişkenler arasındaki en  önemli unsur; bu değişkenlerin mümkün olan en üst seviyede birbirleri ile iletişim halinde, entegre olarak çalışarak maksimum enerji verimliliğini sağlamalarıdır.

Üretimden Tüketime...
Cisco’nun Smart Grid Teknolojisine Yaklaşımı

Bu sitemin stabil çalışmasını sağlamanın yanı sıra  “güç sağlama merkezleri” nin yeni  operasyonel büyümelere açık olması; yenilebilir enerji kaynaklarının sisteme entegrasyonunda yasal yükümlülüklere uyması gibi zorunlulukları yerine getirmeli ve esnekliği sağlamalıdır.

Network yani IP tabanlı sistemlerin analog enerji cihazlarına entegrasyonu ile birlikte “Akıllı Enerji Sistemi” kavramı oluşarak; enerji  “ölçülebilir – kontrol edilebilir – otomatik  – entegre” düzeye gelecektir.

karşılaştırma
Cisco’nun Smart Grid Teknolojisine Yaklaşımı

Akıllı enerji sistemleri ile birlikte ölçülebilen enerji kontrol edilebilecek, enerji verimliliği sağlanarak enerji kullanımında yeni akılcı bir dönem başlayacaktır.

Tabiki her süreç geçişlerinde, değişimlerde olması muhtemel bazı zorluklar ve sıkıntılar söz konusudur.

Evrensel Smart Grid Sıkıntıları

Evrensel olarak belli başlı sıkıntıları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Verimli olmayan ve eski elektrik şebekeleri: Dünyadaki birçok elektrik şebekesi altyapısı enerjinin çok pahalı olmadığı; yüksek enerji gereksinimlerinin bulunmadığı dönemlerde inşa edildi. Artan enerji ihtiyacı ile birlikte varolan şebekelere artan ihtiyacı karşılamaya daha fazla enerji sağlamaya yönelik yatırımlar yapıldı. Sistemde yapısal değişiklikler yapmak yerine enerji talebini en kısa sürede karşılama maksadıyla “tek yönlü” yani  enerjinin talebe doğru iletilmesini sağlayan yatırımlar ile şebeke alt yapıları büyütüldü.
  • Yeni düzenlemeler ve standartlar: Enerji sağlayıcı firmalar ve ticari müşteriler enerji ihtiyacının artışını değerlendirirken, karbon salınım yasalarını ve limitlerini de göz önünde bulundurmak zorundalardır. Birçok ülkenin karbon salınımını limitleyen bağlayıcı yasaları bulunurken, verimli enerji kullanımını destekleyen projeleri ise teşvik  edici, özendirici çalışmaları bulunmaktadır.
  • Kritik Güvenlik ve Uyumluluk Gereksinimi: Bazı ülkelerde enerjinin tüketiciye iletilmesindecyber ve fiziksel güvenliğini zorunlu hale getiren yasaları bulunmaktadır.(US NERC-CIP..gibi) Ayrıca tüketicinin kullandığı enerji miktarı, enerji ihtiyacı..vs gibi tüketiciye ait özel bilgilerin veri merkezlerine güvenli şekilde iletilmesi ve güvenli şekilde muhafaza edilmesi gibi zorunluluklarda söz konusu olacaktır.

Tüm bu ve bunlara benzer sıkıntıların çözülmesinde Cisco’nun Smart Grid çözümleri, sektör lideri olarak önemli bir rol  üstlenecektir. Cisco Smart Grid çözümleri akıllı enerji sektörünün oluşmasını sağlayarak uçtan uca çözümlerinin yanı sıra, elde edilen enerji verilerinin optimizasyonu ile  enerjinin en verimli şekilde kullanılmasını sağlayacaktır. Tüm detayları yazılarımla sağlıyor olacağım.

Cisco Smart Grid çözümlerinin  genel analizi içerikli, diğer yazımda görüşmek üzere.

Yazar: Ali ŞAMİOĞLUYorum yapınKategori: MakalelerEtiketler: akıllı şebeke, akıllı şebeke network çözümleri, akıllı şebeke teknolojisi ve network adaptasyonu, Cisco, network çözümleri, Smart grid



Akıllı Şebekeler ve Gelecek Öngörüleri

Okunma Süresi: 6 Dakika Yazar: İçerik Gönder Güncelleme: Şubat 15, 2020 19:01Yorum yapın Kategori: Makaleler Etiketler: akıllı şebekeler, akıllı sistemler, Dijital enerji, future, Smart grid

Abone ol


Akıllı şebeke kavramı ve faydaları; sistemdeki tüm noktaların uyanık, tepkili, adaptif, maliyet açısından uygun, çevre ile dost, eş-zamanlı, esnek, kuvvetli ve her sistemle bağlanabilen bir yapı olarak tanımlanmıştır. Bunun yanında alternatif enerji üretimini destekleyen ve akım  kontrolünü  optimize  eden  bir  enerji  iletim  ve  dağıtım  sistemlerinin  bütünü şeklinde de ifade edilmektedir.

Akıllı bir iletim sistemi ile problemli bölgeler hızlı bir şekilde izole edilerek geniş çaplı enerji kesintilerinin önüne geçilebilmektedir. Akıllı şebekeler gerçek zamanlı haberleşme altyapısı ile aşırı yüklenmeleri hissedebilecek, enerji akış yönlerini düzenleyecek; yenilenebilir enerji kaynakları kullanımını optimize edecek ve kullanıcı maliyetlerini aşağı çekecek çevreci bir sistem oluşturacaktır.

Akıllı Şebeke Kavramı ve Faydaları; Çift Yönlü Sayaç Haberleşmesi

Bu yapı, dağıtım sistemlerinde hızlı iletişime sahip röleler ve kullanıcıyı bilinçlendiren kayıp kaçak oranlarını belirleyebilen ve çift yönlü okuma yapabilen sayaçlar ile oldukça etkin bir konumda bulunmaktadır. Ayrıca, klasik sistemlerden farklı olarak yenilenebilir enerji kaynaklarının katılımı ile değişen yük akışı yapılarına uyum sağlayabilen bir yapı oluşturmuştur.

Tüm koruma koordinasyonu ve anahtarlama yapılarını değiştirebilecektir. Böyle bir değişimle klasik yapılar ile başa çıkmak neredeyse imkânsız olmuştur. Bunun yanında, bağımsız enerji bölgelerini ifade eden mikro  şebeke  filozofisi  (Microgrid),  gerçeğe  dönüşmek  için  akıllı  şebeke  yapısına ihtiyaç duymaktadır.

Mükemmel bir güç sistemi, tüketicilerini enerjisiz bırakmamalı, yakıt açısından verimli ve doğa ile dost bir yapıda olmalıdır. Doğal afetlerde ayakta durmayı becerebilmeli ve siber saldırılarda etkiyi minimize edici bir yapıya sahip olmalıdır. Böyle  bir  yapıya  sahip  olmanın  maliyeti  de  minimize  edilmiş  olmalıdır.  Gücün kalitesini iyileştirmek, daha fazla kaynağa sahip olma anlamına gelmemektedir. Güç iletim sisteminin ekonomikliği hesaplanırken yaşanan enerji kesintileri göz önünde bulundurulmalıdır.

Geleceğin yapıları bu nedenle, yenilenebilir enerji kaynaklı üretimlerin yoğunlaştığı dağıtık üretim yapısında depolama sistemlerine de sahip bir bütünü  ifade  edeceği  düşünülmektedir.  Akıllı  bir  şebekede  kesici  ve  ayırıcıların otomatik koordinasyonu; oluşan bir arıza sonrası yüklere alternatif besleme yolları oluşturulabilmektedir. Akıllı bir iletim sistemi için akıllı bir dağıtım altyapısının da olması, koordineli haberleşme ve koordineli anahtarlama açısından oldukça önem arz etmektedir.

Akıllı Şebeke ve Gereksinimler

Akıllı bir şebeke için trafo ve röleler gibi tüm sistem elemanlarının akıllı olması, koruma ve haberleşme teknolojisinin elektromekanik yapıdan dijital yapıya geçmesi gerekmektedir. Ayrıca, tüm sistemin birbiri ile haberleşmesi gereksiniminden yüksek bant seviyesine sahip hızlı iletişime ihtiyaç bulunmaktadır. Böylesine büyük bir sistem ve haberleşme talebine cevap verebilecek bir bilgisayar gücü de gerekmektedir. Bu koşullar, günümüzde artık sağlanabilir durumdadır. Dijital röleler, fiber teknolojisi, kablosuz iletişim gibi teknolojik gelişmeler akıllı şebekeleri mümkün kılmıştır.

Bu nedenle eski sistem elemanları revize edilirken ya da yeni sistem elemanları eklenirken bu yapılara uygun sistemlerin entegre edilmesi bu geçişi hızlandıracaktır. Yön değiştiren güç akışlarına adapte olabilen farklı koruma selektiviteleri uygulayabilen; oluşabilecek büyük çaplı enerji kesintilerini hissedip farklı anahtarlama davranışları sergileyebilen iletim sisteminin akıllı bir yapıda olması gerekir.

Böylece, arızalar daha iyi lokalize edilip daha etkin kontrol ve korumanın gerçekleştirilmesi sağlanarak, sistem düzenleyicileri üzerindeki yük azaltılmış olacaktır. Gelecekte hedeflenmesi gereken en önemli kriterlerden biri dizayn edilecek enerji sistemini, Amerika, Avrupa, Hindistan ve Çin gibi ülkelerin yaptığı şekilde akıllı şebeke teknolojisine uygun seçmektir. Dünya var oldukça kullanılabilecek tek sürdürülebilir yapı olarak gözüken yenilenebilir enerjiye ve büyük şebeke entegrasyonlarına duyulan ihtiyaç akıllı şebeke teknolojisini şart kılmıştır (Ateş ve ark., 2011).

Akıllı Sistemlere Geçiş

Akıllı sistemlere geçişe karar verildiğinde hemen ertesi gün böyle bir yapıya geçilmesi  mümkün  olmamaktadır.  Tam  olarak  geçiş  20-30  yıllık  bir  süreç  bile alabileceği öngörüldüğünde, ancak bazı önlemler ile bu sürecin kısaltılması mümkün kılınabilir. Akıllı sistemler için yasal düzenlemeler, standart yapılar belirlenmeli ve çerçevede tüm insanların olduğu bilinci verilmelidir. İnsanlar konu ile ilgili bilinçlendirilmelidir. Kısa, orta ve uzun vadeli planlar yapılmalıdır. Mevcut sistemi tümden atamayacağımız için; burada önemli olan ve yapılması gereken bundan sonra sisteme  entegre  edilmesi  planlanan  yapıların  akıllı  sisteme  uygun  inşa  edilmesi olmuştur.

Yapılan çalışmada; tam smart grid yapısı kullanıldığında ABD’de kullanılan arabaların (elektrikli arabaların olacağı varsayımıyla) %85’inin hiçbir ek santral kullanılmadan mevcut şebekeden şarj olabileceğini göstermiştir. Bunun nedeni enerjinin kullanılmadığı   gece   saatlerinde   arabaların   şarjda   edilebilmesidir.

KEMA, ABD’de 4 yıl içinde oluşması öngörülen 16 milyar $ teşvikin, 64 milyar $’lık akıllı şebeke ile ilgili projelere katalizör görevi göreceğini ve 150,000’i 2009 yılının sonuna kadar olmak üzere 280,000 yeni iş imkânı oluşacağını ifade etmiştir. Akıllı şebeke ile ilgili yatırımlar artmakta ve sürekli uygulamalar geliştirilmektedir.

Mucahit CAN

Yazar: İçerik GönderYorum yapınKategori: MakalelerEtiketler: akıllı şebekeler, akıllı sistemler, Dijital enerji, future, Smart grid



Akıllı Enerji Teknolojilerinin Geleceği

Okunma Süresi: 9 Dakika Yazar: Sertaç Şamioğlu Güncelleme: Aralık 14, 2020 10:33Yorum yapın Kategori: Alternatif Enerjili Elektrik Sistemleri Etiketler: akıllı dağıtım, akıllı şebeke, akıllı şebekede rüzgar enerjisi, akıllı şebekeler, alternatif enerji, Elektrikli Araçları, fosil yakıt, güneş enerjisi, kömür, milli şebeke, ruzgar enerjisi, şarj, Smart grid, smart grid operations, yenilenebilir enerji kaynakları, yerel yatırım

Abone ol


Akıllı Enerji Teknolojilerinin Geleceği ile Akıllı Şebekeler,Rüzgar Enerjisi ve Elektrikli Araçlar Hakkında Düşünmediklerimiz

Mevcut şebekelerden olan şikayetlerimiz , küresel anlamdaki çevre kirliliğine olan duyarlılığımız ve daha güvenilir daha esnek daha yeşilci bir güç sistemi arayışımız içerisinde tanımı bir çok tanımcı tarafından farklı yapılabilen ve çoğu kişiler için hala soyut bir kavramın ötesine geçemeyen; smart grid (akıllı şebekeler) için bugüne kadar enerji ihtiyacının kurtarıcısı olarak bahsettik ancak bir internet sitesinde okuduğum bir makale aşağıdaki yazıma kaynak olmuştur.

 Bir çok ülke ve neredeyse tüm bilim insanları; yeryüzüne zarar vermeyecek artan enerji talebini karşılayacak bir güç sistemi arayışı içinde çalışmalar yapmaktadırlar.

Bu amaçla yenilenebilir güneş,rüzgar, yağmur,gelgit,jeotermal ısı gibi doğal enerji kaynaklarına yönelmişlerdir. Geliştirilen teknolojiler; rüzgar, dalga, kaya gazı, hidroelektrik,solar, biyokütle ve biyoyakıtlar gibi kaynakları kapsayan çeşitliliktedir.

Ancak hemen hepsi doğada var olan ve kendini yenileyebilen enerji kaynakları doğayı doğrudan kirletmemesine rağmen; endüstriyel süreçte kullanılacak malzemeler ve inşaat makinalarının kullanımı sırasında beklenenden fazla israfa, kirliliğe yol açabilir.

Bununla beraber işgal edilecek büyük arazilerden arazinin tarımsal karından düşük miktarlarda enerji elde edilmesi durumunda; ekonomik ve zirai zararlara sebep olabileceği ihtimali göz önüne alınmalıdır.

Yenilenebilir enerji teknolojilerine artan yatırımlar ışığında; bu alanda çoğalan kurgular ile gerçeklik arasındaki ayrımı dikkate almak son derece önem arz etmektedir.

Bu makalemde bugüne kadar kurguladığımız akıllı şebekelere ve mit haline gelmiş en yaygın yanlışlara; çok daha farklı bir gözden bakmaya çalışacağım.

Akıllı Enerji Teknolojilerinin Geleceği Mit: Elektrikli araçlar hava kirliliğini azaltacak.

Örneğin  hibrid elektrikli araçlara beklenen yöneliş ABD’de  fosil yakıt kullanımını bitirebilir. Ancak bu bazı bölgelerde ölümcül bir hava kirliliğine yol açabilir.

Bunun sebebi; fosil yakıt kullanımına geçmeden sadece 40 mil gidebilen hibrid elektrkli araçların büyük bataryalarının şarj edilebilmesi için sıklıkla kurulacak şarj istasyonlarının karbondioksit emisyonu.

ABD elektrik üretiminin % 49’unu kömür kullanılarak üretir. Bununla beraber  bazı  bölgelerde hibrid elektrikli araçların batarya şarj istasyonlarının; tüketeceği kömür miktarı ile içten yanmalı dizel araçların tüketeceği fosil yakıt miktarı hemen hemen aynı olacaktır.

Bu takas elbetteki kabul edilebilir ; çünkü şehir içindeki araçlarda hiç fosil yakıt kullanılmaması  ABD ekonomisine 50 ila 100 mpg yakıt tasarrufu sağlayacaktır.

Yukarıdaki örneğe paralel olarak kendi ülkemizde bu tür sorunlarla karşılaşmamak adına; artan enerji talebimizi karşılamak adına yenilenebilir enerji kaynaklarına olan desteğin giderek artması ve yasal düzenlemeler ile son kullanıcıya dahi indirgenmesi atılacak en doğru adım olacaktır.

Mit: Mevcut şebekelerimiz elektrikli araçların yaygın kullanılmasında herhangi bir sorun teşkil etmez ve talebi karşılayabilir.

ABD hükümeti bilim insanları hibrid elektrikli araçlarının kullanımının artması sonucunda mevcut güç sisteminin bu talebi karşılayamayacağından hem fikirler.

ORNL(Oak Ridge National Laboratory) araştırmaları hibrit elektrikli araç sayısının artmasının günlük ve gecelik  enerji talebinin artıracağını göstermektedir.

Yapılan incelemeler sonucunda hibrit elektrikli araçların 2020 ila 2030 seneleri arasında 13 ABD bölgesinde oluşacak  muhtemel etkilerinin her bir bölge için; 17:00 ila 22:00 saatleri arasında zaten yüksek olan enerji talebinin daha da yükseleceğini göstermiştir.

En kötü durum senaryosunda ise tüm hibrit elektrikli araç kullanıcılarının araçlarını 17:00 ‘ de 6 kW’lık bir güç çekimi ile şarj ettiği düşünülüyor ki bu incelenen bölgeler için

160 büyük kapasiteli elektrik üretim istasyonunun(power plants) kurulması gerektiğini ve buna rağmen bu talebinin karşılanması esnasında hizmete sunulan enerjide dalgalanmaların olacağı öngörülmektedir.

Kendi şebekelerimiz göz önüne aldığımızda bu doruk(peak) durumlarında kesintisiz kaliteli enerji hizmeti için edaşların üretimlerini artırması ve dengeli tüketim için çözümler aranması gerekmektedir ki; bu da akıllı sayaçların yaygınlaşması ile elektrik ihtiyacı az olan ya da hiç olmayan bölgelere gönderilen gereksiz enerjinin kesilmesi ya da azaltılması ile mümkün olabileceğini düşünmekteyim.

Akıllı Enerji Teknolojilerinin Geleceği Mit: İletim hatlarımız kırsa kesimlerde yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilecek enerjiyi belirli semtlere,evlere ve plazalara gibi metropol tüketicilerine ulaştırabilir.

Amerika’da özellikle Teksas, Midwest ve California ‘nın kırsal kesimlerinde rüzgar enerjisine gösterilen büyük ilgi ve yatırımlar sayesinde elede edilen enerjinin nufüsun dolayısıyla talebin yoğun olduğu kilometrelerce uzaklıktaki Dallas, Chicago ve Los Angeles gibi şehir merkezlerine taşınması şu anki çözüm aranan ve tartışılan en önemli konulardan biridir.

İletim hatlarının taşıma kapasitelerinin düşük oluşu rüzgar enerjisinin bu bölgelere taşınmasında engel ve tehlike teşkil etmektedir.

Rüzgar enerjisinin daha yaygın ve verimli kullanılabilmesi sağlam ve sağlıklı bir iletim şebekesine bağlıdır.

Rüzgar çiftliklerinin merkezden uzak kurulması kötü hava koşullarında enerjinin tüketici ulaşıtırılmasını bir hayli zorlaştırmakla beraber talebi karşılamada rüzgar enerjisine olan güveni de sarsmaktadır.

Şimdiye kadar rüzgar geliştiricileri ve üreticileri mevcut iletim şebekelerini kullandılar ancak rüzgar enerjisi üretimi geçen seneye oranla   % 45  arttı ve mevcut iletim şebekelerinin taşıyabilieceği kapasitenin çok üzerinde bir değere ulaştığı anlamına gelmektedir.

Rüzgar enerjisinin gelişmesi ve daha yaygın bir şekilde kullanılabilmesi artık tamamen iletim şebekelerinin geliştirilmesine bağlıdır.

ABD’nin rüzgar enerjisinin yaklaşık % 25’ine sahip olan Teksas, 2008 yılında göz kamaştırıcı büyüme gördük.

Aynı şekilde Minnesota’nın güneybatısındaki onlarca rüzgar enerjisi projeleri şehirlere hizmet için başlamıştır.

Bu projelerin sadece %30 ‘unun 7.500 MW kurulu güce sahip olması durumunda planan iletim kapasitesini 2.000 MW aşmış olacaktır.

Alternatif Çözüm; Rüzgar Çiftlikleri

Bu durum Midwest güneybatı ve California ‘daki rüzgar çiftliklerinin kurulmasını durdurmaktadır.

Ülkemizde rüzgar enerjisine yapılan yatırımların her geçen gün artması haklı olarak akla bizimde aynı sorunlarla karşılaşıp karşılaşmayacağımızı getiriyor.

Bu sebeple yatırımcıların işin başında iken bu durumu göz önüne almalı ve kurulan her yeni rüzgar çiftliği için şehir merkezlerine enerji taşımak adına ya yeni bir iletim şebekesi de kurulmalı ya da mevcut iletim şebekesi geliştirilerek taşıma kapasitesi doğru, kesin öngörüler ile artırılmalıdır.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının yerel olmaktan kurtulduğu zaman ülke ekonomisine ve enerji talebine fayda sağlayacağı kanısındayım.

Rüzgar çiftliği 18 ay gibi bir süreçte kurulabilirken iletim hatlarının kurulması 5 ila 10 yıl arasında kurulum süresine ihtiyaç duyar.

Bu akıllı iletim hatlarının öncelik kazanması gerektiği anlamına geliyor ki bu şekilde kesintilerin, dalgalanmaların ve ileride yaşanabiliecek sorunların önüne geçilebilir.

Mit: Rüzgar enerjisi, elektrik enerjisi arz güvenliği sağlar.

Teksas güç sistemi işletmecileri 2008 ilkbaharında Batı Teksas rüzgar çiftliklerinde yaşadıkları ani düşüş sebebi ile şehrin şebekesinde dalgalanmalar ve bayılmalar meydana geldi ki ışıkları dahi açık tutuabilmek için büyük çaba sarfettiler.

Elektrik enerjisi tüketimindeki ani artış ve diğer faktörlerinde bir biraraya gelmesi durumunda rüzgar enerijisinde beklenmedik bir çöküşe sebep oldu. Sonuç olarak, şebeke işletme yetkilileri derhal acil kesinti önleme planının, ikinci aşamasına geçti.

Rüzgar enerjisi ile beslenen şehrin batı ve kuzey bölgesi  arasındaki sistem üzerinde kısıtlamalara yol açtı.

Temiz bir enerji kaynağı olmasına rağmen rüzgar beraberinde çeşitli gizli maliyetler ve teknik zorluklar getirir.

Pahalı iletim hatlarının kurulmasının yanı sıra rüzgar enerjisinin kararsızlığı sadece bu enerji ile tüketicilere enerji sağlanmaması anlamına gelir ki çözüm ya ayrı ayrı jeneratörlerde ya da enterkonnekte sistemlerdedir.

Yenilenebilir enerji kaynakları artan enerji talebi için tek çözüm olmamalı, tüm enerji ihtiyaçları için stabil çalışan enerji santrallerine de olan ihtiyacımız elbette var olacaktır.

Sonuç

 Her geçen gün yenilenebilir enerji kaynaklarına, elektrikli araçlara artan yatırımların ekonomik ve kaliteli hizmet faydaları sağlayabilmesi için bir zincir halkası gibi elektrik güç sistemimizin her halkası güçlendirilmesi ve yedekli çalışmaya müsait hale getirilmelidir.

Bu durumda şebekenin her bölümü tümevarım yönetimi ile güçlendirilmelidir.

 Sertaç Şamioğlu

 Kaynaklar

 1)        Smart Grid: Myths and Realities of Renewable Energy – Smart Grid News – Grid Modernization and the Smart Grid

 2)        Siemens Energy

Yazar: Sertaç ŞamioğluYorum yapınKategori: Alternatif Enerjili Elektrik SistemleriEtiketler: akıllı dağıtım, akıllı şebeke, akıllı şebekede rüzgar enerjisi, akıllı şebekeler, alternatif enerji, Elektrikli Araçları, fosil yakıt, güneş enerjisi, kömür, milli şebeke, ruzgar enerjisi, şarj, Smart grid, smart grid operations, yenilenebilir enerji kaynakları, yerel yatırım



Şah Mat 2015

Okunma Süresi: 4 Dakika Yazar: Coşkun TEZEL Güncelleme: Şubat 15, 2020 23:20Yorum yapın Kategori: Analiz Etiketler: akıllı şebeke, akıllı şebekeler, akıllı şebekelere yatırım, kayıp kaçak hedefler, kayıp-kaçak, Smart grid, smart grid operations, smart grid turkey, türkiyede akıllı şebekeler

Abone ol


Elektrik Sektöründe Rekabet Etkenleri; Dağıtım şirketleri özelleştirmelerinde oluşan ihale bedelleri şirketlerin uzmanları tarafından incelenmiş, detaylı analizleri yapılmış uzun çalışmaların ürünüdür, bu analizler çerçevesinde ihale sürecindeki ilk teklif ve açık arttırmalarda nihai teklifler oluşmuştur.

Buna rağmen son gruptaki ihaleleri kazanarak işletme hakkını elde eden briçok firma teminatlarını yakma pahasına devir işlemini gerçekleştirmeden ihale sürecinden çekilmişlerdir.

Elbette burada şirketler adına düşünmek, fikir beyan etmek ve yorum yapmak amacımız veya görevimiz değildir, amacımız sadece sektörün geleceği ile ilgili kendi bakış açımızdan bir projeksiyonu sizlerle paylaşmaktan ibarettir.

EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu)’ nın 2013 yılı yerine 2015 yılı olarak revize ettiği Serbest Tüketici Yıllık tüketim limitlerinin sıfırlanması ile bu tarihten itibaren rekabetin tam olarak oluşacağı anlamına gelmektedir.

İşte o zaman dağıtım lisansı sahibi şirketler mevut konumlarında büyük oranda muhafaza ettikleri tekelci konumunu kaybedecek ve daha rekabetçi ortamda mücadele etmek zorunda kalacaklardır.

Bir taraftan; Şayet dağıtım lisansı sahibi ve bir dağıtım bölgesini işleten  şirket kendi elektrik üretimi olsa bile ki eğer şimdiden gerekli stratejilierini oluşturmazsa, rekabet anlamında ciddi şekilde zorlanacakları bundan da en fazla şirketin ticaret hacminin etkileneceği bir gerçektir.

Güçlü ve rekabet edebilir bir şirket olarak faaliyetlere devam edebilmek için;

Rekabet gücü ve verimliliği önem kazanmaktadır.

Rekabetin etkenleri ise ;

Elektrik Sektöründe Rekabet Etkenleri

Tüketici bilinci

Tedarikçiler

Lisans sahibi dağıtım şirketinin tutumu,

Fiyat politikaları

Otoprodöktör firmalar

500 kV altı lisanssız üreticiler

Denetim

Dağıtım şirketinin üretimi varsa, üretimdeki çeşitlilik.

Bu etkenlerin bazıları dağıtım şirketinin iradesi dışında gelişmeye açık olsa da, özellikle dağıtım lisansı sahibi şirketin görev bölgesindeki müşteri memnuniyeti sonucuna göre, müşterilerin tedarikçi seçme sürecinde etkin olacaktır, eğer dağıtım şirketi diğer parametreleri de dikkate alarak kendi stratejilerini oluştururlarsa kendileri aleyhine gibi görünen durumları lehine çevirmeyi başarabilirler.

Diğer taraftan;

EPDK’nın aşağıdaki tabloda görülen dağıtım şirketleri için 2011-2015 yılları arasındaki kayıp kaçak hedeflerini tutturabilmek için günümüz şartlarında mümkün olan en iyi teknolojilerleri kullanarak bir akıllı şebeke yöntemine ihtiyaç duyulmaktadır, aksi halde bugün gelişmiş ülkelerde bile % 6 – 8 arasında olan şebeke kaybı  dikkate alındığında aşağıdaki tabloda görülen kayıp/kaçak oranları bazı şirketler için oldukça iddialı bir orandır.  Hedeflenen oranlara ulaşılsa bile gelinen oranları muhafaza etmek hiç de kolay değildir.

Elektrik Dağıtım Şirketleri Kayıp Kaçak Hedefleri

  2011 2012 2013 2014 2015
DİCLE 60.96 % 50.63 % 42.06 % 34.93 % 29.01 %
VANGÖLÜ 46.15 % 38.33 % 31.84 % 26.45 % 21.97 %
ARAS 22.92 % 19.04 % 17.62 % 16.30 % 15.08 %
ÇORUH 10.90 % 10.39 % 10.15 % 10.15 % 10.15 %
FIRAT 12.59 % 11.65 % 11.11 % 10.59 % 10.09 %
ÇAMLIBEL 7.72 % 7.36 % 7.02 % 6.92 % 6.92 %
TOROSLAR 9.38 % 8.94 % 8.52 % 8.12 % 7.74 %
MERAM 8.59 % 8.28 % 8.28 % 8.28 % 8.28 %
BAŞKENT 8.46 % 8.07 % 7.88 % 7.88 % 7.88 %
AKDENİZ 8.86 % 8.45 % 8.05 % 8.02 % 8.02 %
GEDİZ 8.48 % 8.08 % 7.70 % 7.34 % 7.00 %
ULUDAĞ 6.96 % 6.90 % 6.90 % 6.90 % 6.90 %
TRAKYA 7.70 % 7.70 % 7.70 % 7.70 % 7.70 %
AYEDAŞ 7.12 % 6.79 % 6.61 % 6.61 % 6.61 %
SEDAŞ 7.66 % 7.31 % 6.96 % 6.64 % 6.33 %
OSMANGAZİ 7.21 % 7.21 % 7.21 % 7.21 % 7.21 %
BOĞAZİÇİ 9.12 % 8.69 % 8.28 % 7.90 % 7.57 %
KAYSERİ 10.01 % 10.01 % 10.01 % 10.01 % 10.01 %
AYDEM 9.80 % 9.34 % 8.90 % 8.49 % 8.09 %
GÖKSU 10.03 % 10.03 % 10.03 % 10.03 % 10.03 %
YEŞİLIRMAK 10.35 % 9.87 % 9.41 % 8.07 % 8.78 %

Ayrıca, 2011 yılı başında devir alınan şirketlerin kendi başarılarını kıyaslayacakları en sağlam referans yılı bilgisi, devir tarihinden sonraki ikinci yıl bilgilerinin en doğru referans bilgileri olduğunu düşünüyorum.

Görünen o ki günün şartlarına kendisini uyduramayan şirketleri önümüzdeki günlerde zor günler beklemektedir, bunun sonucunda da belki de sektörde yeni birleşmeler veya satınalmalar gündeme de gelebilir.

Coşkun Tezel

Yazar: Coşkun TEZELYorum yapınKategori: AnalizEtiketler: akıllı şebeke, akıllı şebekeler, akıllı şebekelere yatırım, kayıp kaçak hedefler, kayıp-kaçak, Smart grid, smart grid operations, smart grid turkey, türkiyede akıllı şebekeler



Dağıtık Üretim

Okunma Süresi: 7 Dakika Yazar: Mehmet Tan TURAN Güncelleme: Şubat 15, 2020 23:22Yorum yapın Kategori: Alternatif Enerjili Elektrik Sistemleri Etiketler: akıllı şebeke, akıllı şebekeler, akıllı şebekelerin bölümleri, Smart grid, smart grid operations, türkiyede akıllı şebekeler

Abone ol


Neden Dağıtık Üretim? Dağıtık Üretim Nedir?

Günümüzde gelişmiş ülkeler enerji ihtiyaçlarının büyük bir kısmını fosil yakıt kullanan; suyun potansiyel enerjisinden faydalanan veya nükleer enerjiden yararlanan büyük ölçekli ve merkezi enerji üretim tesisleri vasıtasıyla sağlamaktadır. Bu tesisler her ne kadar üretim verimi açısından parlak rakamlar ortaya koysa da; genellikle üretilen enerjinin yerleşim birimlerine ve sanayi tesislerine iletimi için uzun enerji iletim hatlarına ihtiyaç duyarlar ve bu durum da iletim kayıplarına sebep olur.

Ayrıca elektrik enerjisi üretim tesislerinin kurulacakları yerlerin seçilmesinde; ekonomik, tıbbi, coğrafi, politik ve güvenliğe dayalı endişelerden kaynaklanan pek çok faktör göz önünde bulundurulmaktadır.

Örneğin; bir hidroelektrik santralinin yapısı gereği kendisini taşıyabilecek özelliklere sahip bir akarsuyun üzerine kurulması gerekirken bölgenin jeolojip ve ekolojik yapısı ile bölgede yaşayan insanların hayatlarına sosyal boyutta etkileri de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu ve benzeri durumlar enerji üretiminin önünde birer doğal sınır olarak geçerliliğini korumaktadır.

Üstelik günümüzde gittikçe artan çevresel duyarlılık nedeniyle; bu santrallerin karbondioksit salınımları ve hava kirliliğine olan etkileri de birer soru işareti olarak akıllarda yer bulmaktadır.

Tam da bu noktada uzun zamandır düşük üretim kapasiteleri nedeniyle görmezden gelinen yerel enerji kaynaklarının efektif bir şekilde kullanılmasına yönelik fikirler canlanmıştır.

Geçmişte rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanmak için geniş alanlarda güneş tarlaları ya da rüzgar çiftlikleri kurmak gerekirken artık bu tesislerin daha düşük kapasiteli ve dağınık bir şekilde kurulmuş bile olsalar etkin bir biçimde şebekeye entegre edilmesi söz konusudur.

Akıllı şebeke alt yapısı ve onun getirdiği çift yönlü enerji aktarımı, etkin ve hızlı hata kontrolü gibi özellikler sayesinde yerel enerji kaynakları (rüzgar, güneş, jeotermal vs) atıl olarak beklemekten kurtulmuştur.

Bu şekilde dağınık halde kurulan ve yoğun çeşitlilik arz eden tesisler vasıtası ile enerj üretimi özelliklerinden de anlaşılabileceği gibi yaygın olarak “dağıtık üretim” şeklinde adlandırılmaktadır.

Neden Dağıtık Üretim?

Fosil yakıtlarda görülen tükenme işaretleri bu yakıtlar geleneksel enerji üretme metodlarıyla yakından ilişkili olduğu için enerji fiyatlarında beklenmedik artış ve dalgalanmalara yol açmaktadır. Öte yandan ise bu fosil yakıtların kullanımından kaynaklanan sera gazı salınımı ciddi bir çevre sorunu olarak tehdit unsuru olma niteliğini korumakta ve her geçen gün daha ciddi bir hâl almakta, “küresel ısınma” ise gezegenimizin geleceğini tehdit etmekte.

Zaman zaman bu sorunlara alternatif çözüm olarak gösterilen ve bir zamanlar kendisine büyük umutlar bağlanan nükleer enerjinin ne kadar tehlikeli olduğu Japonya’nın Fukushima tesislerinde meydana gelen kaza ile bir kez daha ortaya çıkmış oldu.

Günümüzde işletmede bulunan merkezi elektrik güç santralleri oldukça; ileri birer teknolojiye sahiptir ancak arıza olasılıklarının azalmış olması ve üretim veriminin yüksekliği ortaya çıkan enerji dar boğazını gizleyemez.

Daha önce riski minimize etmek için kurulmuş olan bu merkezi sistem bugün kendi başına ciddi riskler taşımaktadır. Nitekim günümüzde elektrik kesintilerinin çoğu, iletim hatları veya trafo merkezleri kökenli arızalardan kaynaklanmaktadır. [8] Ayrıca bu hatlarda yaşanan enerji kayıpları verimi düşürmektedir.

Dağıtık elektrik üretimi, sistem genelinde bakıldığına şu başlıklar altında sıralayabileceğimiz kimi avantajları sağlamaktadır;

Enerji verimliliği,

  • Yakıt çeşitliliği,
  • Etkin risk koruması,
  • Esneklik,
  • Arz sürekliliği ve güvenliği,
  • Yöresel kalkınma,
  • İlave yatırıma ihtiyaç duymaması.

Enerji Marketinin Liberalleşmesi

“Liberal” market kavramında en önemli unsur değişen ekonomik gelişmelere en esnek biçimde uyum sağlayabilmektir. Dağıtık üretim teknolojileri nispeten küçük boyutları ve kısa kurulum süreleri sayesinde bu avantajı ellerinde tutmaktadır. Bu nedenle mevcut marketteki açıkları kapatmak için üreticiler gittikçe artan bir ivmeyle dağıtık üretime yoğunlaşmakta ve bu alana ilgilerini yöneltmektedir. Bu aynı zamanda bir tüketicinin kendisine en “uygun” enerji kaynağını seçebilmesi anlamına da gelmektedir.

Mevcut tüketici alışkanlıkları nedeniyle rüzgar ve güneş gibi nispeten; yenilikçi enerji kaynaklarına yönelmekte bir toplumsal direnç söz konusu olsa da dağıtık üretimin artan ekonomik avantajı bu direncin gittikçe zayıflamasına sebep olmakta, yakın gelecekte büyük oranda ortadan kalkacağının işaretlerini vermektedir.

Dağıtık üretim acil enerji ihtiyaçlarına hızlı ve esnek bir çözüm sunduğu için; bu tarz “peak” anlarında oluşabilecek potansiyel fiyat dalgalanmalarının da önüne geçerek doğal bir filitre görevi de görmektedir.

Güvenilirlik ve Güç Kalitesi

Elektrik şebekelerinde güvenilebilirlik problemleri denince genellikle akla ani voltaj düşümleri gelmektedir. Bu düşüşler kimi zaman uzun vadeli sorunlara yol açmakta ve bazı örneklerde kısmi veya genel “çökme” durumlarına neden olabilmektedir. 

Pek çok gelişmiş Avrupa ülkesinde güvenilebilirlik seviyeleri; yüksek mühendislik standartları nedeniyle oldukça yüksektir ve tüketiciler bu gerilim düşümlerinden pek etkilenmez ve onu bir sorun olarak görmelerine gerek kalmaz.

Ancak enerji marketinin yapısındaki değişiklikler ve artan “liberalleşme” kaliteyi ön plana çıkaran bu yaklaşımı değiştirerek fiyat bazlı bir yaklaşıma kaymaya neden olduğu için gelecekte düşecek standartlar tüketicilerin bu sorunları daha ciddi biçimde hissetmesine neden olabilir.

[9] Öte yandan endüstri için güvenilir ve sürekli enerjinin önemi oldukça açıktır, haberleşmeden kimya endüstrisine kadar pek çok alanda aksi durumda ortaya çıkacak hasarların maddi karşılığı oldukça yüksek olabilir. Bu endüstrilerde yer alan firmaların şebeke kaynaklı enerjide yaşanabilecek güvenilirlik sorunlarını ortadan kaldırmak için; kendi yüksek standartlarını oluşturma yoluna gitmeleri ve bunun için kendi dağıtık üretim tesislerini kurup bu alana yatırım yapmaları oldukça olasıdır.

Bahsi geçen yüksek dereceli voltaj düşümlerinin yanı sıra şebeke yapısındaki sorunlar ve açma kapama hataları kaynaklı daha düşük etkili voltaj düzensizlikleri ve ideal dalga formundan sapmalar yaşanabilir, şebeke üzerinde harmonikler ve faz dengesizlikleri oluşabilir. Bu durum ise mevcut güç kalitesinin düşmesine sebep olmaktadır.

Güç kalitesi üzerinde dağıtık üretimin etkilerine dair çelişkili görüşler kendi savlarını ortaya koymaktadır. Bir yandan güç iletiminin zor olduğu ve güç ihtiyacının yüksek bulunduğu yerlerde; mevcut şebeke ile senkronize çalışabilecek ek tesisler ihtiyacın karşılanmasını sağlayabileceği gibi öte yandan dağıtık üretimin doğasında yer alan iki yönlü enerji iletimi şebeke dengesini bozucu rol de oynayabilir.

Mehmet Tan TURAN

Yazar: Mehmet Tan TURANYorum yapınKategori: Alternatif Enerjili Elektrik SistemleriEtiketler: akıllı şebeke, akıllı şebekeler, akıllı şebekelerin bölümleri, Smart grid, smart grid operations, türkiyede akıllı şebekeler



Dağıtık Üretim Tesislerini Şebeke ile Bütünleştirmek

Okunma Süresi: 5 Dakika Yazar: Mehmet Tan TURAN Güncelleme: Şubat 14, 2012 16:35Yorum yapın Kategori: Makaleler Etiketler: akıllı şebeke, akıllı şebekeler, akıllı şebekelerin bölümleri, dağıtık enerji kaynakları, dağıtık üretim, enerji depolama, frekans kontrolü, kapasite faktörü, Smart grid, smart grid operations, türkiyede akıllı şebekeler, voltaj

Abone ol


Dağıtık üretim yatırımlarını cesaretlendirmek için temiz ve güvenli enerji üretiminin de dahil olduğu pek çok sebep bulunsa da üretim dağıtık olmasına rağmen; (üçüncü parti firmaların veya doğrudan tüketicinin elinde olacak şekilde) kontrolden hâlâ merkezi sistemin sorumlu olması akla şebeke ile dağıtık üretim merkezleri arasındaki uyumsuzluklardan kaynaklanabilecek kimi sorunları getirebilir.

Akıllı Şebekeler (Smart Grid) güvenlik, güç kalitesi, izolasyon senaryoları; altyapı yönetimi, sistem planlaması ve kontrolü gibi konuları da kapsayan bu soruların çoğuna olumlu cevap verebilmek için hayati öneme sahiptir.

Beklenmeyen bir arıza anında dağıtık üretim sistemleri tesisler, personel, kullanıcılar ve diğer üçüncü parti uygulayıcılar için güvenli sağlayabilecek yapıda olmalıdır.

Akıllı sayaçlar ve haberleşme tekniklerinin entegrasyonu; özel veya genel kullanıma açık Wi-Fi, WiMAX uygulamaları gibi çözümler sayesinde akıllı şebekeler tersine güç akışını, sıra dışı durumları ve üretimin anlık değerlerini denetleyebilir.

Akllı şebeke haberleşme çözümleri standart denetleme mekanizmaları ile kombine edildiğinde; önceden sahip olmadığımız kadar net bir bakış açısı ve daha sağlıklı ön görülere sahip olabileceğiz.

Ana şebeke ile bağlantının kopması gerekli kalite, seviye ve frekansta güç iletimini zora soktuğu için; endüstride dağıtık üretim tesislerinin kapalı bir şebeke içinde çalışması genellikle istenmeyen bir durumdur.

Dağıtık üretim tesislerinin güvenli olarak sistemden ayrıştırılabilmeleri için ek kontrol mekanizmalarına ihtiyaç duyulur.

Uzun süredir erkin olarak kullanılmakta olan güvenlik sinyali temelli yöntemler maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle; yerini akıllı şebekelerin beraberinde getirdiği nispeten ucuz ve güvenilir haberleşme çözümlerine bırakacak gibi görünmekte.

Örneğin geniş alanda WiMAX çözümlerine yönelecek tesisler bu yüksek hızlı haberleşme tekniği sayesinde; klasik yöntemlere kıyasla çok düşük bir maliyeti göze alarak bu sorunu çözebilecektir.

Dağıtık Üretim Tesislerinin Akıllı Şebekelere Bağlanması

Çoğu tesis çeşitli seviyelerde dağıtık otomasyon kontrol sistemlerine ve SCADA çözümlerine sahip olarak; yüksek hassasiyetle akım kontrolü ve analizine uygun olanaklara sahiptir.

Ancak daha düşük seviyede kontrol altında tutulan bir şebekeye dağıtık üretim tesisleri bağlandığında kimi sorunlar ortaya çıkabilir; dağıtık üretim çıktısı minimum veya maksimum üretim anlarında stabilizasyon kaybına yol açabilir.

Daha çok yenilenebilir dağıtık üretim kaynağı şebekeye entegre edildikçe bu etkiler katlanarak artacaktır.

Bu noktada akıllı şebekelerin getireceği yüksek hassasiyetli haberleşme çözümleri bu etkileri anlamak ve minimalize etmek için gerekli verileri sağlayabilecektir.

Tesisler ayrıca akıllı şebeke dağıtım yönetim sistemlerini de kontrol merkezlerine entegre edebilmek için yakın takip altında tutarlar.

Bu sistemler akıllı alarm uygulamaları, yük yönetimi ve daha iyi güvenli çalışma şartlarını sağlamalıdır.

Ayrıca heterojen dağılımlı dağıtık üretim kaynakları arasında eş güdüme de izin vermelidir. (Rüzgar, Güneş, Biyokütle vs.)

Enerji Depolama Teknolojileri

Enerji depolama teknolojileri geliştikçe pik noktalarında üretim dalgalanmalarını ortadan kaldırmak için hem yük hem kaynak gibi davranabilen uygulamalar geliştirileceği için; akıllı şebekelerin sistem etkilerini hem üretici hem tüketici gözünden inceleyebilecek seviyeye gelmesi gerekmektedir.

Dağıtık üretim kaynaklarının yükselen kullanım eğilimi kapasite faktörü, voltaj ve frekans kontrolü gibi hesaplamaların önemini artırmakta.

Rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kendi doğaları sonucu ortaya çıkan diğer zorluklar da; hesaba katılınca uzun dönemli dağıtık enerji üretiminin kontrol altında tutulabilmesi bütün dağıtık enerji kaynaklarının özelliklerinin ve karakteristiklerinin dikkatlice incelenmesini gerekliliğini de beraberinde getiriyor.

Şebekelerin bu şartlar altında güvenli bir çalışma sağlayabilmesi için; gerçek zamanlı verilere ve bu verilerin uygun biçimde işlenmesine ihtiyaç duyduğu görülebilir.

Dağıtık üretim tesislerinin akıllı şebekelere entegrasyonunda bir diğer anahtar nokta da tesislerin kaynağın kendisinden ve şebekenin geri kalan kısmından gelen bilgileri okuma, işleme ve buna göre hareket etme yeteneğinde yatmaktadır.

Gelişen bilgi teknolojileri ve getirdikleri yeni çözümler (ESB’ler gibi) sayesinde -bilgi işleme araçlarının da yardımıyla- sensör bilgileri ile hareket bilgileri arasındaki zaman aralığı gittikçe daralmakta, daha hızlı ve etkili tepki veren sistemler mümkün olmaktadır.

Mehmet Tan TURAN

Yazar: Mehmet Tan TURANYorum yapınKategori: MakalelerEtiketler: akıllı şebeke, akıllı şebekeler, akıllı şebekelerin bölümleri, dağıtık enerji kaynakları, dağıtık üretim, enerji depolama, frekans kontrolü, kapasite faktörü, Smart grid, smart grid operations, türkiyede akıllı şebekeler, voltaj



Dağıtım Şirketlerinde Farkındalık Oluşturmak

Okunma Süresi: 3 Dakika Yazar: Coşkun TEZEL Güncelleme: Şubat 15, 2020 23:27Yorum yapın Kategori: Makaleler Etiketler: akıllı şebeke, akıllı şebekeler, dağıtık üretim, edaş, Smart grid, türkiyede akıllı şebekeler

Abone ol


Neden Akıllı Şebeke Sistemi? Elektrik enerjisi sektöründe literatüre girmiş teknik tanımlar gibi, elektrik dağıtım hizmetlerinde de kabullenilmiş “ kayıp/kaçak gibi” kalıplar oluşmuş fakat bu tanımlar genel olarak net durumları ifade etmek yerinde biraz daha yüzeysel ve genel anlamda kalmıştır.

Şirketler değerlendirmelerini her ne kadar toplam hacim üzerinden yapsalar da; strateji oluşturmak ve potansiyel risklere karşı daha hızlı hareket kabiliyeti kazanmak için kaçak/kayıp yerine kaçak ve kayıpların ayrıştırılması yöntemi ile kendi işlemlerini daha mikro düzeyde kontrol edebilirler.

Neden Akıllı Şebeke Sistemi? İşte Cevabı

Bunun için; bir akıllı şebeke sistemine ihtiyaç vardır. Çünkü şebeke canlıdır ve sürekli olarak güncellenmek ihtiyacı vardır bu da ancak ciddi bir otomasyon ile mümkündür. O zaman şebeke ve donanımları hakkında detaylı bir bilgiye sahip olunabilir ki; bu bilgiler ile EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu) nın yayınlamış olduğu Transformatörlerin TKK (Transformatörlerin Kayıp Katsayısı) ve Dağıtım hatlarının HKK  (Hat Kayıp Katsayıları) yöntemleri ile görev bölgesindeki teknik kayıpları yaklaşık olarak hesaplamak mümkün olacaktır.

Bir taraftan kayıp ve kaçak miktarları ayrıştırılabilirken; diğer taraftan sıfır kayıplı diye tabir edilen (iletim sistemindeki bara üzerinden ölçümü yapılan müşterilerin hat kayıpları da dolayısı ile müşteri tüketimi içinde olduğundan,

Ayrıca; Müstakil trafodan beslenen abonede, ölçme alçak gerilim tarafında (0.4 kV) yapılırsa faturalama dönemindeki aktif ve reaktif enerji tüketimleri % 3,5’i geçmeyecek şekilde artırılarak faturalamaya esas değerler bulunularak faturaya ilave edildiği göz önüne alınırsa,

Ancak, boşta gerilim altında bulunan transformatörden etiketinde yer alan bir aylık kayıplarının altında tüketim yapıldığı tespit edildiği takdirde; etiketindeki aktif ve reaktif kayıplar ile sayaçtaki aktif ve reaktif tüketim arasındaki fark trafo kaybı olarak ayrıca fatura edileceğinden dolayı,

Gerçeğe en yakın teknik kayıp miktarı belli olduktan sonra görev bölgesindeki kaçak/kayıp verileri ayrıştırılarak kaçak ve kayıp bilgisine ayrı ayrı sahip olma imkânı vardır.

Tahakkuk/tahsilat oranları da ayrıca tutara göre, fatura adedine göre; yapılan tahsilatların dönem borcu veya bakiyeden tahsil durumları da ayrıca dikkatle incelenmelidir.

Teknik olmayan (kaçak) kayıplara gelince;

Bunları genel olarak doğru ölçümlenemeyen tüketimler diye tanımlayabiliriz, buna dahil olarak,

–          İzinsiz şebeke bağlantıları,

–          Ölçü cihazlarına müdahale edilmesi,

–          Uyumsuz ölçü devreleri,

–          Hatalı bağlantılar,

gösterilebilir, ve bunların en kısa sürede mümkün olan en alt seviyeye çekilmesi Perakende satışçıların görevleridir.

Kısaca sistemi kurallarına göre yönettikten sonra başarı kazanmamak mümkün değildir.

Coşkun TEZEL

Yazar: Coşkun TEZELYorum yapınKategori: MakalelerEtiketler: akıllı şebeke, akıllı şebekeler, dağıtık üretim, edaş, Smart grid, türkiyede akıllı şebekeler



Akıllı Şebekeler ve İş Zekası

Okunma Süresi: 3 Dakika Yazar: Coşkun TEZEL Güncelleme: Şubat 15, 2020 23:28Yorum yapın Kategori: Makaleler Etiketler: akıllı şebeke, akıllı şebekeler, akıllı şebekeler zekası, Smart grid, türkiyede akıllı şebekeler

Abone ol


Akıllı Şebekeler ve İş Zekası! Bugünkü dağıtım şirketlerinin temeli olan 15.07.1970 tarih ve 1312 sayılı Kanunla kurulan ve 10.09.1982 tarihinde ve 2705 sayılı kanunla belediyelerin üstlendiği elektrik dağıtım işini; ilgili belediyelerden devralarak hizmetlerine devan eden TEK (Türkiye Elektrik Kurumu) bugün hem ulaştığı coğrafi alan ile, hem üreticilerin artması, hem serbest ve serbest olmayan tüketici dahil, satışların daha çok detaylandırılması yanında hizmet götürdüğü müşteri sayıları ile kıyaslanması, talep tahmini ve uzlaştırma gibi yasal zorunluluklar da dikkate alındığı zaman hizmet sunumu anlamında arada büyük farklar olduğu görülmektedir.

Dolayısı ile bugünkü karmaşık yapıyı yönetmek için İletişim altyapısı ile Bilgi Teknolojilerini birlikte kullanmaktan başka bir çözüm yakın zamanda gözükmemektedir.

Bu yöntemde  yoğun olarak veri toplama, güncelleme ve bu verilerden hem yönetimin karar sürecine destek verecek bilgiler, hem operasyon altyapısı hem de şirketin faaliyetlerinin gerçek anlamda sayısallaştırılarak ölçeklenebilmesi sağlanmış olur.

Akıllı Şebeke Nedir? Akıllı Şebekeler ve İş Zekası Nedir?

Elektrik şebekesini, üretim veya alış-veriş noktasından alıp sahadaki nakil, dağıtım, coğrafi bilgi sistemi ve son kullanıcı olan müşterilerin kullanımına hazır olarak uç noktadaki sayacı ile müşteri cari bilgisine kadar entegre bir sistem olarak düşünmek gerekiyor ki, şimdi bu yönteme “ akıllı şebeke” denilmektedir.

Elbette ki insanlar tarafından tasarlanmış bir şebekenin zekâ kabiliyeti olması düşünülemez! Olsa olsa belli donanımlar için önceden, donanımın yönetim yazılımı içine kodlanmış belli komutların; tanımlanmış tepki veya zamana bağlı olarak kendiliğinden yürütmesi sağlanabilir.

Elektrik Dağıtım Şirketi için Akıllı Şebekeler

Bu kapsamda kurulacak otomasyon, bir dağıtım şirketinin;

  1. Yatırım planlama,
  2. İşletme Bakım,
  3. Müşteri Hizmetleri,
  4. Varlık yönetimi,
  5. İnsan Kaynakları,
  6. Çağrı merkezi,
  7. Muhasebe, finans

gibi birçok faaliyetlerini tek bir platform içerisinde karşılayabilmelidir.

Ancak bütün bu faaliyetlerin bir platformda yürütülebilmesi için, mümkün olduğunca iyi tasarlanmış bir sistem modellemesi gerekir.

Bu modelleme düşünülürken, gün içerisinde sistemden toplanan verilerden; bilgi üretilirken, bilgilerin kendi içindeki hiyerarşisi, modül kullanımındaki yetkilendirmeler iyi değerlendirilmeli bilgi kirliliği yerine, yönetim bilgi sisteminin kurulması sağlanmalıdır.

Akıllı Şebeke Zekası

En basit anlatımı ile; bir abonenin sayacından alınan klemens kapağı açıldı ikazını sistem sorgulamalı, o müşteride kapak açıldı ikazı ile eş zamanlı olarak şirket yetkili elamanlarının sayaçtan açma/kesme yapıp yamadığını sorgulamalı eğer şirket elamanının bir operasyonu yoksa kaçak kullanım kontrol iş emri üretilmesi sağlanabilmelidir.

Dağıtım şirketlerinde Akıllı şebeke sisteminin asıl amacı verimliliği sağlamaktır. Bunun için hizmetlerin ve işlemlerin doğru ve hızlı yerine getirilmesi ile hizmetin ana konusu elektrik satışının sürekli, kaliteli ve en az kayıpla son kullanıcıya ulaştırılmasıdır.

Kurumsal hedefe kurumun tüm birimlerinin birlikte gayreti ile ulaşmak daha kolaydır. O zaman kurumun tüm birimlerinin en doğru bilgiye etkileşimli bir halde en hızlı ulaşması ile mümkündür.

Coşkun TEZEL

Yazar: Coşkun TEZELYorum yapınKategori: MakalelerEtiketler: akıllı şebeke, akıllı şebekeler, akıllı şebekeler zekası, Smart grid, türkiyede akıllı şebekeler



Elektrik Dağıtımı ve Sayaç Otomasyonu

Okunma Süresi: 9 Dakika Yazar: Coşkun TEZEL Güncelleme: Şubat 15, 2020 23:41Yorum yapın Kategori: Akıllı Sayaçlar Etiketler: Akıllı Sayaçlar, akıllı şebeke, akıllı şebekeler, elektrik dağıtımı, sayaç otomasyonu, Smart grid, smart meter

Abone ol


Elektrik Dağıtımı ve Sayaç Otomasyonu; Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 10.04.2011 tarih ve 27901 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak Yürürlüğe giren; “Otomatik Sayaç Okuma Sistemlerinin Kapsamına ve Sayaç Değerlerinin Belirlenmesine İlişkin usul ve esaslar “  başlığı altında Otomatik Sayaç Okuma Sistemi kurulumu kapsamı, usul ve esasları belirlenmiştir.

            Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 04.10.2011 sayılı tarih ve 28105 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren;  “OSOS (otomatik sayaç okuma sistemi) kapsamına dahil edilecek sayaçların, haberleşme donanımının ve ilave teçhizat ve altyapının asgari teknik özellikleri”  belirtilmiştir.

Elektrik Dağıtımı ve Sayaç Otomasyonu – OSOS Yönetmeliği

          Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 31.12.2011 tarih ve 28159 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 3584/16 sayılı “OTOMATİK SAYAÇ OKUMA SİSTEMLERİNİN KAPSAMINA VE SAYAÇ DEĞERLERİNİN BELİRLENMESİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLARDA YAPILAN DEĞİŞİKLİK”

tebliği; Bugüne kadar elektrik enerjisinin ekonomik seviyede stoklanması başarılamamıştır.

Fakat tüketimi, müşteri sayacında kaydedilmiş ve faturalanmamış her bir kwh enerjiyi bir çeşit verimsiz stok veya vadeli satış diye görmek mümkündür.

Ayrıca tüketildiği halde sayaç tarafından  kaydedilemeyen  tüketim (kaçak elektrik) ise; Dağıtım şirketinin bir çeşit ürün firesidir ki bu iki yönetim zafiyeti ise her Dağıtım şirketi için bir kabustur.

Bu iki yönetim hatasının oluşmasını engellemek için temel işlem, ölçümlerin doğru ve hızlı şekilde yapılması esastır.

Enerji Dağıtım Şirketleri için Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

            Aylık 100.000.000 kwh enerji alan bir dağıtım firmasının sayaç okuma ve ölçü devresine gerekli önem vermediği durumlarda oluşabilecek her %1 lik kaçak enerji miktarı;

1.000.000 kwh eder ki bunun da maddi değeri Ocak-Mart 2012 dönemi mesken abonesi fonsuz net kwh satış fiyatı 0,16109 ile çarpımı sonucunda aylık 161.090,00 Tl.lik bir kayıp demektir.

Bu kaçak oranının % 5 olduğu düşünürse aylık 805.450,00 Tl.lik bir maddi kayıp kaçınılmaz olacaktır.

Bütün bu olumsuzlukların önüne geçmek için Elektrik ticaretinde; Ölçü devreleri (sayaçlar, akım ve gerilim trafoları), açma/kesme ve şebeke denetimi ölçeklenebilir ve sürekli olmalıdır.

Elektrik Abonesi Sayaçları

            Mevcut durumda elektrik abonelerinde bulunan iki tür elektrik sayacı bulunmaktadır.

  1. Elektromekanik (analog) sayaçlar.
  2. Elektronik sayaçlar.

Elektromekanik sayaçlar ya sadece aktif veya sadece indüktif veya kapasitif reaktif tüketimleri zaman dilimleri ve yük profili gibi ayrıntılar olmadan sadece toplam tüketim kwh olarak kaydedebilmektedir.

            Oysa elektronik sayaçlar;

a)      Zaman dilimlerine göre tüketim,

b)      Yük profili,

c)      Klemens kapağı açılması bilgisi,

d)     Pil durumu bilgisi,

e)      Her fazda ayrı ayrı olmak üzere enerji kesinti bilgilerini,

f)       Faz sırası bilgileri

g)      Voltaj bilgileri,

h)      Sayacın gerçek zaman saati bilgileri,

i)        İndüktif ve Kapasitif reaktif ölçümleri,

tek sayaç üzerinde görebilmek mümkündür.

Yeni Nesil Elektrik Sayaçları

2000 model ve üstü üç fazlı elektronik sayaçlarda uzaktan haberleşme için RS 232 veya RS485 haberleşme üniteleri mevcuttur.

Bunun yanında her elektronik sayacın optik portundan yukarıda sayılan bilgiyi alabilme imkânı bulunmaktadır.

Mevcut durumda bu elektronik sayaçlardan; GPRS (General Packet Radio Services ) ,PSTN (Public Switched Telephone Network)  veya RF (Radio Frequency)  protokolleri üzerinden veri alma yöntemleri uygulanmaktadır. Ayrıca bu protokoller üzerinden çift yönlü iletişim kurulabilmektedir.

Bütün bunlara ilave olarak PLC (Powerline Communication), Enerji Hatları üzerinden haberleşme imkanları ile bir merkezden elektrik sayaçlarına erişmek tüketim bilgisi almak veya açma/kesme yapmak mümkün olmaktadır.

Türkiye’de Elektrik Abonelerinin Durumu

Türkiye’de elektrik abonelerinde aktif olarak kullanılan yaklaşık 30.000.000 adet elektrik sayacı mevcuttur.

Bu sayaçların yaklaşık % 30’luk bölümü elektromekanik tip sayaçlardır, Mevcut ölçü ve ayarlar kanununa göre damga yılı 10 yılı dolduran sayaçların bakıma alınarak yeniden damgalaması zorunluluğu vardır ki; bu da genel olarak bu elektromekanik sayaçları kapsamaktadır.

Bu sayaçların bakımı sırasında aboneler lehine maddi avantaj sağlanması durumunda; bu sayaçların otomasyona uygun sayaçlarla değiştirilmesi ile bir avantaj sağlanmış olacaktır.

Bu otomasyona uygun elektrik sayaçlarının asgari teknik özellikleri yukarıda belirtilen EPDK yönetmeliğinde belirtilmiştir.

            Otomasyon projesi kapsamında dikkate alınması gereken en önemli husus mevcut elektronik sayaçlardan (EPDK tebliğine uygun olanlar); mümkün olduğu kadar faydalanarak otomasyon sistemi kurulması olmalıdır.

(EPDK’nın 27.12.2011 tarih ve 3584/16 sayılı kararının 5. maddesinde Dağıtım şirketleri “Dağıtım şirketleri tarafından yeni kurulacak olan OSOS kapsamına en az yarısı yerli üretim olmak üzere en az altı farklı marka sayacın dahil edilebilir olması esastır.” hükmü ile sayaçlar konusunda tekelleşmeyi önlerken, diğer taraftan yerli üretimi de teşvik etmektedir.

EPDK Sayaç Yönetmeliği

            Ayrıca Enerji piyasası Düzenleme Kurulunun 10.04.2011 tarih ve 27901 sayılıResmi Gazetede yayınlanan “ OTOMATİK SAYAÇ OKUMA SİSTEMLERİNİN KAPSAMINA VE SAYAÇ DEĞERLERİNİN BELİRLENMESİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR” tebliğinin 6.maddesi 3.fıkrasında belirtilen OSOS’a dahil edilecek sayaçların ve gerekli teçhizatın teknik özelliklerinin EPDK’nın; 27.12.2011 tarih ve 3584/16 sayılı kararıgereğince 01.03.2012 tarihine kadar Dağıtım Şirketlerinin İnternet sayfasında yayınlanması hükmü getirilmiştir.

 Bugün özellikle GPRS ve PSTN teknolojisi ile marka bağımsız olarak RS232 veya RS485 haberleşme portlu elektronik sayaçlar uzaktan okunabilmektedir.

Elektrik Dağıtımı ve Sayaç Otomasyonu – Sayaç Otomasyonunun Dağıtım Şirketlerine Kazandırdıkları

Sayaç otomasyonunun dağıtım şirketlerine kazandırdıklarını genel olarak üç başlık altında incelemek mümkündür.

  1. İşgücü kazanımı
  2. Zaman yönetimi
  3. Sağlıklı ölçüm

Ortalama büyüklükte bir ilde yaklaşık 300.000 adet aktif olarak elektrik kullanan müşteri olduğu düşünülürse; bu müşterilerin sayaç endekslerinin alınması yaklaşık 30 gün sürmektedir.

Bu iş için istihdam edilecek personel sayısı açma kesme elamanları da dahil olmak üzere 50 kişiden aşağı olamaz. Bu personellerin iş programı çerçevesinde ilgili lokasyona ulaştırılması geri alınması, araç gereç gideri tamamen ortadan kalkacaktır.

Fatura Okuma Süresi

Bir dağıtım bölgesinde müşterilere ait elektrik sayaçlarının mevcut yöntemle yaklaşık 30 günde okunabilmektedir. Oysa uzaktan okuma sistemi ile bu süreç toplamda bir gün içinde tamamlanmış olacaktır.

Faturaların abonelere ulaştırılması konusuna gelince günümüzde yoğun olarak uygulanmaya başlanan e-fatura uygulaması ile bir miktar abonenin faturaları bu sisteme dahil edildiği zaman geri kalan faturaların dağıtılması; sayaç okuyup fatura dağıtma işleminden çok daha kısa sürede tamamlanacaktır.

            Diğer önemli konu ise hepsinden daha önce gelen; sağlıklı ve hızlı ölçüm ile dağıtım şirketinin kendi ticari performansını daha net ölçümleyebilecektir.

Dağıtım şirketlerinin enerji alış noktasındaki elektrik sayaçlarının tüketimleri her ayın son günü gece 24.00 itibari ile değerlendirilirken; alınan bu elektriğin son kullanıcı olan abone sayaçlarının tüketim değerleri ise ortalama 30 günlük bir zaman dilimine yayılmış olarak alınabildiği için hiçbir zaman alış ve satış miktarını tam olarak oranlamak mümkün değildir.

Bu nedenle her zaman kaçak/kayıp oranları yaklaşık olarak hesaplanabilmektedir.

Müşteri sayaçlarının da alış sayaçları gibi bir gün içinde okunabilmesi durumunda hem alış satış oranı daha gerçekçi olacak, ayrıca özellikle trafo lokasyonu bazında kaçak oranları net olarak gözlemlenebilecektir.

Bunun yanında sahada sayaç okuma işlemi sırasında hatalı okuma işlemi tamamenortadan kalkacağı gibi, birçok dağıtım bölgesinde yıllardır yıkılan, veya fonksiyonunu kaybetmiş ve şu anda kullanılmadığı halde; Dağıtım şirketlerinin abone portföyünde aktif abone gibi görünerek gerçek sayaç okuma performansının ölçülmesini engelleyen ve istatistiki olarak hatalı veri üretilmesine sebep olan uygunsuz durum ortadan kalkarak şirketlerin net abone sayıları belirlenmiş olabilecektir.

            Çift yönlü haberleşen bir sistemle operasyonel yönetim sağlanarak Sayaçların açma/kesme işlemleri uzaktan yapılabileceği için tahakkuk/tahsilat oranları daha makul seviyelere çıkacak,

Coşkun Tezel

Yazar: Coşkun TEZELYorum yapınKategori: Akıllı SayaçlarEtiketler: Akıllı Sayaçlar, akıllı şebeke, akıllı şebekeler, elektrik dağıtımı, sayaç otomasyonu, Smart grid, smart meter



EDAŞ’ların Yeni Vizyonu, Akıllı Şebeke

Okunma Süresi: 10 Dakika Yazar: İçerik Gönder Güncelleme: Şubat 15, 2020 23:48Yorum yapın Kategori: Makaleler Etiketler: Akıllı Sayaçlar, akıllı şebekeler, akıllışebeke, aSAY, Smart grid, smart grid turkey, smart meter

Abone ol


Tamer TATLICI asay enerji inşaat san. tic. a.ş
asay enerji izmir
asay enerji inşaat
asay energy
asya enerji elektrik üretim sanayi ticaret a.ş
asya gaz enerji ve petrokimya
asya gaz enerji ve petrokimya ürünleri san. tic. a.ş
asya gaz enerji
asyagüç enerji
asya enerji inşaat elektrik
asya enerji kaynakları
asya'nın enerji kaynakları
asya enerji sancaktepe
aSAY Enerji

aSAY Enerji Çözümleri; Elektrik Dağıtım Şirketlerinin özelleştirilmeleri ile birlikte, işletmeleri satın alan firmaların operasyonu daha verimli yönetmeleri beklenmektedir. Bugün kullandığımız elektrik altyapısı 125 yıl önce tasarlanmıştı. Güç eksikliklerini hissetmemek, karanlıkta kalmamak, güvenilirlik ve verimin arttırılması için şebeke teknolojisi yenilenmelidir. Şebeke Modern, güncel ve akıllı bir yapıda olmalıdır. Bu bildiride, mevcut AG işletmesinde; Dünyadaki uygulamalardan örnekler verip, nasıl daha karlı ve müşteri odaklı hale getirilebilir konularında sizleri bilgilendirmeye çalışacağım.

Elektrik dağıtım firmalarının, gerek yasal zorunluluk, gerekse de mimariye hakim olmak istemeleri,  Akıllı Enerji Şebekelerinin kurulmasını, kaçınılmaz bir duruma getirmiştir.

Asay Enerji Çözümleri – ECHELON

Biz de Echelon (Eşelon) firmasının Türkiye’deki iş ortağı olarak, özelleştirmesini tamamlayan firmalara, uygulanmış yerel çözümler sunuyoruz. Echelon, Amerika menşeili bir firma olmasına rağmen, Avrupa’daki en büyük AMI (AMI-Advanced Metering Infrastructure) Gelişmiş Sayaç Altyapısı uygulamasına sahip firmalardan biri olması sebebiyle; bu sahada uygulama tecrübesi en yüksek firmaların başında gelmektedir.

Firmamız sadece, uzaktan okuma yapmanın ötesinde, çift taraflı haberleşme altyapısı (AMI) ile pek çok katma değerli hizmeti üretilebilmesi lüksünün yaşanmasına olanak sağlayacaktır. AMI’nin AMR’ den farkı, AMR de sadece okuma yapılabilinmesidir.

Mevcut RS232’li sayaçlara takılan harici modem vasıtası ile tüketim ve sayaç üzerindeki diğer bilgiler, merkezi yazılıma iletilmekte; bu veri isteğe göre müşteri ile paylaşılmaktadır.

Asay Enerji Çözümleri – Uzaktan Sayaç Okuma

Uzaktan sayaç okumanın dağıtım şirketine faydası, eleman göndermeden sayacın okunmasıdır. Bu iş için yapılacak maliyet; GSM kartı ve vergisine ek olarak modem ile birlikte 400-500 TL civarındadır (merkezi yazılım bedeli hariç).

Ayrıca elektrik sayaçları, ev ve apartmanların bodrum kısımlarında yer aldığından GSM şebekesinin çekim kalitesi ile doğru orantılı olarak hatta kopmalar yaşanarak, sayaçlara sonradan takılan modemler sıkça arızalanmaktadır.

Bakıldığı zaman uzaktan okuma cazip olsa da iptidai ve pahalı bu tür yöntemler ile tüm şebeke de uygulanması, veri güvenliği ve kesintisiz iletişimde ciddi sıkıntılar meydana getirmektedir.

Gelişmekte olan ülkemizin son yıllarda yakaladığı başarılı büyüme eğrisini devam ettirebilmesi için, kesintisiz ve rekabet içinde ucuz elektriğe ihtiyacı vardır.

Arz ve talep arasındaki dengenin mümkün olan en alt seviyede olması, ulke olarak dışaridan aldığımız doğalgaz ve petrol ürünlerine ödenen paranın cebimizde kalması, cari açığın da azalmasını sağlayacaktır. Buradaki önemli konu, talebin yönetimi konusudur. Kurumlarımız, talep tahmini konusunda gerekli çalışmaları yıllardır yapmakta olup doğru bir sonuca ulaşamamaktadırlar.

Bu gün artık tahminlemeden talep bilgisini saatlik olarak tüketicilerden otomatik olarak alabilmeliyiz. Bu bize daha kontrollü üretim ve daha planlı satın alma imkanı sağlayacağından kaynaklar çok daha verimli kullanılabilecektir. Bu sayede, elektrik fiyatında kesintisiz ve ucuz tedarik de sağlanacaktır.

Asay Enerji Çözümleri – IoT

aSAY ENERJİ

Yukarıda bahsettiğimiz konular,  İskandinav ülkeleri ve ABD’nin bazı eyaletlerince bu konulara ait sistemleri kurarak işletmeye yıllar önce başlamışlardır.

Sistemin özelliği ise Şebekenin akıllı olabilmesine dayanmakta olup bu da mevcut sayaçların, akıllı sayaçlar ile değiştirilmesini gerektirmektedir. Bu konuya, sizlerin şu tür itirazlarını duyar gibi oluyorum; Mevcut sayaçlar neden kullanılamıyor?

Global Yaklaşım

Danimarka, Almanya, İtalya v.b ülkelerdeki elektrik tüketicilerinin, sayaçlarının özellikleri hakkında sizlere biraz bilgi vererek kendi durumumuzu değerlendirmeye çalışacağım.  Örnek olarak Danimarka’dan Seas NVE, EnergiMIDT ve Almanya’dan HAßFURT, ABD den Duke Enerji’nin hizmetlerini ele alalım.

Danimarka’lı Elektrik firmaları, okuma işlemi için sayaç otomasyonuna geçmeden önce uzaktan okuma konusundaki okuma maliyetleri sıfır imiş. Üç ayda bir müşterilere gönderilen mektuplara, sayaçların üzerindeki son endeksin yazılması ve sonrasında geri postalanması ile okuma yapılıyor ve ülkede ki kayıp ve kaçak oranı da %5’lerin altında imiş. Danimarka %20 ile rüzgâr enerjisinden en fazla yararlanan ülke.

Evlerin çatılarında bulunan güneş panelleri ve muhtelif yerlerdeki rüzgâr türbinleri ile ihtiyaçlarının bir kısmını yenilenebilir enerjiden karşılıyor,  Akıllı Sayaçların kullanılması ile birlikte fazlasını da şebekeye satabiliyorlar. Bazı evlerin elektrik faturaları ise borçlu yerine, alacaklı olarak geliyor.

Almanya

Almanya’da evlerde bulunan kombiler, hem ısıtma hem de elektrik üretme amaçlı kullanılıyor. Elektrik dağıtım şirketi, Akıllı Sayaç vasıtası ile istediği kombiyi aktive ederek, müşterilerinden elektrik satın alabiliyor. Müşteriler; yıllık, aylık veya günlük tüketimlerini firmanın web sitesinden yada evlerde bulunan digital ekranlardan görerek, tasarruf önlemlerini alabiliyorlar.

Bu ülkelere (eğitim ve yerinde incelemesini yapmaya gittiğimiz şebekelere) gitmeden önce, Almanya ve Danimarka’nın elektrik şebekelerinin bizim şebekemizden çok daha iyi durumda olduğu ön yargısı ile gitmiştik. Fakat gördük ki, bu ülkeler sanayileşme çalışmalarına bizden çok önce başladıklarından genel itibari ile altyapıları bizden daha da eski durumda kalmış; havai hatlar ve güncel olmayan elektrik ekipmanları ise hala sistemde yer alarak çalışmakta idi. Alman hükümeti Nükleer enerji yatırımlarını geçtiğimiz yıllarda sonlandırıp bunun yerine enerjinin sürekliliği için yenilenebilir enerji kaynaklarını destekleme kararı aldı. Bu kararına parelel olarak Alman ailelerinin evlerine aldığı güneş panellerinin bir kısmına da(elektrik satın almayı sağlamak maksadıyla) destek sağlamaktadır.

Ülkemizde Elektrik Aboneleri

ECHELON
ECHELON Sayaç

Ülkemizde 35 Milyon Elektrik abonesi bulunmakta olup şebekelerimizde yaşanan problemler şunlardır:

1.Kayıp ve Kaçak,  miktarının ne kadarı kayıp, ne kadarı kaçak bilinmiyor.

2.Kaçaklar,  faturasını düzgün ödeyen aboneden tahsil ediliyor.

3.Trafolardaki toplam yük ve kapasite bilinmiyor.

4.Serbest tüketicilerin anlaşma gereği çektiği toplam yük bilinmiyor.

Bu problemleri çözmek maksadıyla; kullanmış olduğumuz teknoloji sayesinde; trafoya konulacak Data Toplayıcı (DC) ile uçlardaki Echelon Sayaçları, elektrik sayaçları üzerinden haberleşecek, sayaçlardan alınan bilgiyi DC ye aktaran sayaçlardan 200’ün üzerinde elektrik ile ilgili bilgi alınabilecektir. Sayaçlar aynı zamanda bir enerji analizörü görevini de yapacak olup Akıllı Sayaç ve Akıllı Trafonun sizlere sağlayacağı getiriler ise şöyledir:

1.Sayacınıza bağlanabilen, gaz-su sayaçlarınin da, ayni şebeke üzerinden farklı dağıtım firmalarına altyapı sağlar pozisyona gelinmesine olanak sağlayabilmesi.( Çözümümüz ile pek çok dağıtım şirketinin başını çok ağrıtan kaynak planlama; kaçakların, sayaç sabotajlarının saptanması, uzaktan okumanın yani sıra uzaktan disconnect ve connect (with or without power), kontörlü hizmetler verilmesi.

2. Demand Response (Talep Tahmin)  anlık olarak tüketiciden alınarak, önce dağıtım şirketine oradan da, üretim şirketine iletilebildiğinden, bu sayede Kyoto protokolüne uygun olarak CO2 emisyonların da düşüş sağlanması.

3.Yakın zamanda hayatımıza girecek olan elektrikli araçlara uygun altyapılar hazırlanması (Şu anki yapı ile elektrikli araçlar şebekeler için çok ciddi birer problemdir. Bu problemi yönetmek için dağıtım şirketlerinin gerekli altyapı ve otomasyon yapısını akıllı hale getirmesi kaçınılmazdır.).

4.Daha güvenilir ve stabil bir şebeke için, tüketimin gerçekleştiği AG den mümkün olduğunca fazla bilgi alınması; bu bilginin, anlık raporlanması ve uzaktan yönetilebilmesi. (Bir mahallede yaşanan elektrik kesintisini, kullanıcıların yaptığı telefon aramaları ile öğreniyorsanız, şebeke yönetiminden ya da stabiliteden bahsetmek çok zordur.)

Asay Enerji Çözümleri

5. Kurduğumuz Akıllı Şebeke ile kayıp ve kaçağın birbirinden ayrılıp, kaçak tespitinin yapılması, hangi hat boyunca ne kadar kaçak olduğunun tespit edilip Coğrafi Bilgi Sistemleri sayesinde kaçağın yerine noktasal erişimin sağlanması.  (Türkiye’de bazı bölgelerde kayıp ve kaçak oranı %60- %70’ler de iken bazı bölgelerimizde %6 – %7 seviyelerinde seyretmektedir. Kayıp ve kaçak oranının yüksek olduğu bölgelerde, bu konu çok ciddi sorun teşkil etmekte ve hızlı tedbirler alınmasını gerektirmektedir.)

6. Sayaçtan başlayıp trafoya, trafodan da elektrik dağıtım şirketindeki Serverlara kadar giden iletişim ağı hizmetleri altyapısının, firmamızca kurulabilmesi.

7.Ödeme Sistemi, Müşteri ilişkileri Yönetimi, Coğrafi Bilgi Sistemleri, Çağrı Merkezi kurulum hizmetlerine destek verilebilmesi (Bu teknolojiye sahip olarak; tüm yapıya hizmet verebilen Asay Enerji, Türkiye ile çevre ülkelerdeki nadir firmalardan biridir).

8. Önümüzdeki yıllar içinde; çatılara konacak güneş enerjisi panellerinden ve ruzgar enerjisinden gelen elektriğin şebekeye kontrollü verilmesi (  şebekenin bu elektriğe ihtiyacı olmaması halinde, bu elektriğin dağıtım şirketi tarafından kesilmesi ) ile ilgili olarak sayacımızın yeterli ve uzerinde özellikli olması.

9.Sayaçların maruz kaldığı manyetik ya da fiziki müdahalelerin tespiti önemli konulardan biri olup sayaç ile bağlantı kesilmesine rağmen sayaçın kendi içinde bu bilgiyi tutması.

10.Sayaçların kartsız ön ödemeli olarak da kullanılabiliyor olması ( cep telefonundan kontör alır gibi kredi alınabilir).

11.Müşterilerin cep telefonu tarifesi seçer gibi, kullanım saatleri ve tüketimlerine göre tarife belirleyebilmesidir.

Akıllı Sayaç Otomasyonu

NES-System-Software
Akıllı Sayaç Otomasyonu

Çözümlerimiz ile ( GIS ) Coğrafi Bilgi Sistemlerini Entegre ederek Google Maps üzerinden her türlü sayaç, trafo ve sokak aydınlatmanızı anlık görebilecek ve arıza çıkan yeri noktasal tespit ederek, ekiplerinizi yönlendirebileceksiniz. Bu da firmalara operasyonel hız, düşük maliyet ve müşteri memnuniyeti olarak geri dönecektir. Dağıtım şirketi olarak, sayaçlarınızı ve trafolarınızdaki bilgiyi %99,7 doğru okuma yüzdesiyle okuyup ki bu konuda çok iddalıyız, bilgiyi bankaların kullandığı güvenlik seviyesinde emniyetle merkezlerinize iletebileceksiniz.

Asay Enerji olarak, Akıllı Şebekeler konusunda altyapı danışmanlığı ve teknoloji tedarikçiliği hizmetleri sunmaktayız. Kullanmakta olduğumuz Echelon teknolojisi Dünya çapında 80 Milyonun üzerinde sayaç tarafından kullanılmakta olup, bu da Echelon’u akıllı şebeke de lider firma konumuna getirmiştir. Frost & Sullivan’nın 2011 Ağustos ayında Avrupa’da yaptığı araştırmada, % 81 ile Akıllı Sayaç pazarında lider pozisyondayız.

TAMER TATLICI

aSAY Energy

YÖNETİCİ ORTAK

Yazar: İçerik GönderYorum yapınKategori: MakalelerEtiketler: Akıllı Sayaçlar, akıllı şebekeler, akıllışebeke, aSAY, Smart grid, smart grid turkey, smart meter



  • Go to page 1
  • Go to page 2
  • Go to page 3
  • Go to Next Page »

Birincil kenar çubuğu

Sosyal Hesaplarınızda Bize de Yer Verin!

+30.000 okuyucumuza teşekkür ederiz. Siz de aramıza katılarak ekosisteme katkıda bulunun...

Eposta adresinizi paylaşmak istemiyor musunuz? Size uygun platformlar için ↓↓↓

  • Facebook
  • Google+
  • Instagram
  • LinkedIn
  • Medium
  • Pinterest
  • RSS
  • StumbleUpon
  • Tumblr
  • Twitter
  • YouTube

En’ler

  • Tek ve Çok Zamanlı Tarife Nedir?
  • Elektrik Faturası Açıklamaları

Köşe Taşı İçeriklerimiz

EÜAŞ nedir, eüaş ne işe yarar, tetaş,teiaş,teaş,tedaş,ektb,enerji bakanlığı,elektrik üretim kurumu, santral dairesi,hidroelektrik santral kurumu,elektrik üretmekten sorumlu kurum, enerji üretimi kimin sorumluluğunda, elektriğ kim üretiyor, elektrikten sorumlu devlet kurumu

Elektrik Üretim Anonim Şirketi

Copyright © 2022 - akillisebekeler.com | Yeni Nesil Akıllı Teknolojiler -Giriş