• Birinci navigasyona geç
  • Skip to main content
  • Birinci sidebar'a geç
  • 5G
  • Nesnelerin İnterneti
  • Blockchain
  • LPWAN
  • İçerik Gönder
  • S.S.S
  • Sözlük
  • Dökümanlar
  • İletişim

akillisebekeler.com

Yeni Nesil Akıllı Teknolojiler

  • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • Gizlilik Politikası
    • Şartlar ve Koşullar
    • Yasal Uyarı
    • İçerikleri Listele
  • Blog
  • Makaleler
    • Akıllı Binalar
      • Neden Bina Enerji Yönetim Sistemleri?
    • Akıllı Sayaçlar
      • OSOS Nedir? OSOS Yönetmeliği ve Haberleşme Teknolojileri
        • LPWAN İle OSOS
        • NB-IoT İle OSOS
        • LORAWAN ile OSOS
        • Sigfox İle OSOS
      • OSOS (Otomatik Sayaç Okuma)
      • Dağıtım Şirketlerinde Otomatik Sayaç Okuma Sistemi (OSOS)
      • Akıllı Şebeke Mi, Yoksa OSOS mu?
    • Alternatif Enerjili Elektrik Sistemleri
      • Rüzgar Enerjisi
      • Güneş Enerjisi
    • Blockchain
      • Akıllı Şebekeler ve Blockchain
      • Blockchain ile Enerji Ticareti
      • Bankacılık Sektöründe Blockchain
    • Elektrikli Araçlar
      • Bugün Arabayla Çıkmasak mı?
      • Elektrikli Araba Mı Baksak?
  • Medya
    • Haberler
    • Röportajlar
  • Danışmanlık
  • Eğitim
    • Sektör
  • Analiz
    • 5G
      • 5G ve IoT
      • 5G Stratejileri
      • 5G Özellikleri ve Senaryoları
      • Değişen İş Modelleri ile 5G
      • 5G ile Akıllı Şebekeler
      • 5G Uygulamaları: Enerji Sektöründe Beklenen Teknolojik Yenilikler
    • Nesnelerin İnterneti
      • Nesnelerin İnterneti (IoT) Değer Zinciri
      • IoT İş Modeli
      • Telekom Operatörleri için IoT İş Modeli
      • IoT’nin Türkiye’deki Durumu
      • Nesnelerin İnternet (IoT); Enerji Çözümleri
      • Nesnelerin İnterneti (IoT); 2019 Özet – En Önemli IoT Teknolojisi Atılımları
    • LPWAN
      • LPWAN Nedir?
      • LoRAWAN ile IoT Deneyimi
      • eLTE-IoT Nedir?
      • LPWAN İle OSOS
    • Köşe Taşı İçeriklerimiz
      • Tek ve Çok Zamanlı Tarife Nedir?
      • Elektrik Tüketiminde Tek ve Üç Zamanlı Tarife Seçenekleri.
  • İletişim
    • Ekibimiz
    • İçerik Gönder
    • S.S.S
    • Sözlük
Buradasınız : Ana Sayfa / Arşivleri su

su

Sudan Sebepler

Okunma Süresi: 11 Dakika Yazar: Gokhan Yanmaz Güncelleme: Şubat 9, 2020 10:512 Yorum Kategori: Nesnelerin İnterneti Etiketler: kayıp-kaçak, NB-IoT, su, tüik

Abone ol


Su İsrafı – Suyun değerini bilmek

Su yaşamın en önemli kaynaklarından birisidir. Ne yazık ki değişen iklim şartları, dikkatsizce kullanım ve tüketme alışkanlıklarımız bu kaynağı kirletmekte ve yok etmektedir.

Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafi alanın çölleşme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu pek çok kaynak, haber ve makaleden okuyabiliriz. Değişik önlemler sıralanırken, önlemleri uygulamakta, denetlemekte ve sahiplenmekte kimi zaman zorlanmaktayız.

Kullanılmayan su miktarı %50 den fazla

25-26 Mayıs 2017 tarihinde yapılan 3. Su Kayıp-Kaçak Forumunda Orman ve Su İşleri Bakanı Sn. Veysel Eroğlu, Kayıp/ Kaçak suyun resmi rakamların her ne kadar %35-%40 ifade etse de, gerçek rakamın %50-%55 seviyelerinde olduğunu ifade etmiştir. %50 ve üzeri….!!!!

Önlem olarak ise şebekelerin yenilenmesi ve israfın önüne geçmekte olduğunu pek çok kere belirtilmiştir. Peki, şebekenin neresini ve ne kadarını yenilemeli? Doğru ve en etkin nokta neresi? En çok kayıp nerelerde yaşanmaktadır? İsrafı nasıl önleyeceğiz?

Aslında bunun ipuçları Belediyelerin yıllık veya iki yılda bir açıkladıkları faaliyet raporları net bir şekilde görebilmekteyiz. Diğer bir bilgi kaynağı ise TÜİK in yıllar ve illere göre paylaştığı ve internetten herkes tarafından kolayca okunabilen su istatistiklerini de sıralayabiliriz.

TÜİK verileri

Resmi rakamlara göre 2016 yılı itibarıyla kullanılan toplam su miktarı 5,3 milyar m3 dür. Toplam suyun 3,4 milyar m3 lük kısmı arıtılmakta ve hizmete sunulmaktadır.

Kişi başına Türkiye genelinde kullanılan su yıllık 217 litredir. Üç büyük İl için ise değerler aşağıdaki gibidir;

  • İstanbul 189 lt
  • İzmir 173 lt
  • Ankara 227 lt

Su kaynaklarımız bakımından ise, yarıya yakını açık hava Barajlar (%44,8), Kuyular (%26,8), Doğal Kaynaklar (%17,1), Akarsular (%9,5), kalanı Göl, Gölet v.b. den olmaktadır.

Gelelim hizmet alınan ve alınamayan suyun bedeline. Gene 2016 itibarıyla TÜİK verilerine göre 5,3 milyar m3 suyun sadece 3,73 milyar m3 lük kısmı fatura edilmiştir (resmi kayıp %35). KDV hariç ödenen rakam ise 14,22 milyar TL, abone sayısı da 27,5 milyon olarak ifade edilmektedir.

Gelir Getirmeyen Su (Non-Revenue Water – NRW) miktarı ise 5 Milyar TL seviyelerinde. Sade Vatandaşın anlayacağı bir dille, abone başına yıllık 182 TL sokağa atılmaktadır veya cebimizden çıkmaktadır.

2016 yılında bütçe açığı 29,3 Milyar TL olduğunu düşünürsek, %17 lik kısmı parası alınamayan sudan kaynaklandığını (resmi rakamlara göre) görebiliriz.

Acaba bu kayıp nerede ve illere göre nasıl bir değerde kalmaktadır?

Bazı illerin kayıp-kaçak değerleri

Belediyelerimizin faaliyet raporları ve TÜİK verilerinden yola çıkarak bazı illeri paylaşmak isterim. Sağlam veri bulabildiğim Ankara, Bursa, Gaziantep, İstanbul ve İzmir illerindeki 2015 de kesinleşen kayıp-kaçak değerlerini aşağıda sıralanmıştır;

  • Ankara %22
  • Bursa %26
  • Gaziantep %32
  • İstanbul %25
  • İzmir %32

Her 5 ilimizde değişik iyileştirme çalışmaları yapılmakta, ancak bunlar yıllık %1 – %2 lik bir düşüş veya artışın önüne geçememektedir. Pek çok teknoloji uygulamayla kayıp-kaçağın önüne geçilmeye çalışılıyor ki en yaygını SCADA kullanımıdır.

Yanlış bir adım olmamakla beraber, kullanılan SCADA uygulamaları öngörü ve ön analiz gibi modülleri veya uygulamaları desteklemediğinden veya yetersiz veri girişi sağlandığından tam umulan avantajı ne yazık ki veremiyor.

Bazı illerde değişik tipte sensörlerle denemelerin devam ettiği, ancak henüz tüm şebekeye yaygınlaştırılmadığı da belirtilmelidir.

Kayıpların 10 yıl öncesine göre çok daha iyi noktada olduğunu da unutulmamalıdır.

Kayıp-kaçak nerede oluyor?

Sanırım bu soruya herkes önce SAYAÇ der, ki bu sorunun sadece küçük bir kısmıdır.

Gelin size önce musluğu her açtığımızda olan akışı çok basitleştirilmiş olarak aktarayım. Aşırı basit anlatırsam, Su İdarelerin Yetkilileri, Su ve Çevre Mühendisleri lütfen beni bağışlasın.

Sıradan bir sabah…

Selçuk sabah kalkıp işe gitmeden önce musluğunu açıp elini yüzünü yıkar. Musluk açıldığında, binasında varsa önce bina su deposundan bu su hidrofor vasıtasıyla pompalanmaktadır. Su deposunda azalan su belirli bir seviye altına inince, su şebekesinden su ister ve depo seviyesi normale dönene kadar su alır.

Ayşe teyzemiz, Mehmet amca, Fatma hala v.b. aynı anda musluğu açınca ne olur? Şebekede yeterince su miktarı varsa musluktan su akar, yetersiz veya azalan miktar olunca ise su şebekesi ilgili miktarı pompalar ve borular yardımıyla suyu şehirde, köyde v.b. su kaynaklarından tüketim noktasına kadar iletmektedir.

Zaten sorunlar burada başlar. Su şebekesi yıllar önce kurulmuş ve pek çok kentin nüfusu makul seviyelerdeyken hizmet veriyordu. Su miktarı nüfus artışına cevap veremeyince, su şebekesi sorunlar ve zorunlu durumlar olmadıkça değişmedi, genel olarak basılacak su miktarını arttırmak için pompalarımız değiştirilmiş, kaynaklar arttırılmış ve çeşitlendirilmiştir. Pompa yeni, şebeke eski olunca, malzemenin de yaşlanması eklenince, belirli yerlerde sızıntı, çatlamalar v.b. kaçaklar oluşmaktadır. Pompalar çalıştıkları her seferinde artan su basıncı, boru hattında titreşimlere ve belirli bir süre sonra da boru hatlarına zarar vermekte, dayanamayan noktalarda sızıntı ve arızaların yaşanması kaçınılmaz olmaktadır.

Kayıp-Kaçak noktaları

Hemen başta belirttiğim gibi SAYAÇ olayı küçük bir kısmıdır. Gelin size İSKİ (İstanbul Su ve Kanalizasyon İşletmeleri) tarafından 2015 yılı itibarıyla Web sayfasında yayınlanan resmi rakamları paylaşayım.

Kayıp-Kaçak toplam % 25 dir (242 milyon m3 / 830 Milyon TL). Bunun %0,99 kısmı ölçülen, ancak fatura edilmemektedir. Kalan %24 lük kısım için ise sayaç v.b. için idari kayıplar SADECE %2, kalan %22 lik kısım ise %0,80 depolar ve istasyonlarda; %21,2 ve üzeri kısmı ise isale (iletim) ve dağıtım hatlarında, yani su dağıtım şebekesinde yaşanmaktadır. Özetle borularda çatlama, kırıklar, bağlantı noktaları v.b. esas kaybın nedenleridir.

Benzeri bir durum diğer şehirler için geçerli olacağını tahmin ediyorum. Kaybın %85-%90 boru hattından kaynaklı olmaktadır.

Su İsrafı için Kayıp-Kaçak Tespiti

Şimdi okuyucularımız, idari bunları nasıl bulamıyor diye sorabilir. Ne yazık ki bu o kadar da kolay değil. Öncelikle pek çok şehirde var olan ve belgelenebilen şebeke varlıkları ile mesafeleri birbirinden farklı olduğu görünmektedir. Yani VARLIĞIN tam değerini bilinemiyor. Pek çok nedenleri olabilir, ancak şebekenin yaşı ve geçtiği güzergahı kimi zaman tam tamına bulmak kolay değildir, bilenler ise çoktan emekli olmuş ve bilgilerini ise belgeleyemeden kurumdan ayrılmıştır.

Geçtiğimiz yıllarda yeni özelleşmeler başında bir elektrik dağıtım şirketi, bir kablonun toprak altına girişini ve çıkışını bilmekle beraber mesafesini tam kestiremiyordu. 2 km lik tahmin edilen kablonun aslında 5 km den uzun olduğu değişik ölçüm yöntemleriyle ortaya çıkmıştır. Benzeri durumlar diğer kamu hizmet sistemlerinde de görebiliyoruz.

Su İsrafı için Su hattında kayıp kaçakları tespiti için uluslararası örneklerinden yola çıkarak, temelde iki yöntem görülebilir. İlki şebeke suyunu keserek, “Gaz”lı tespit (zararsız ve tatsız Helyum gazı kullanılır) diğeri ise şebeke kesmeksizin “Akustik” yöntemle yapılmaktadır. Basınç izleme v.b. değişik yöntemlerinde olduğunu belirtmeliyim. Tahmin edeceğiniz üzere en yaygını şebeke suyunu kesmeden yapılan ve boru hattının seslerini dinlemeye yarayan, kimi sensörlerle yapılan uygulama Akustik yöntemdir.

Gazlı yöntem aslında çok basittir. Su olmayan boru hattına bir gaz basılır ve bu gaz izlenerek, nerede kaçak, kırık, sızıntı v.b. olacağı görülmektedir. Su kesme zorunluluğu nedeniyle pek kullanılmak istenmez.

Akustik yöntem boru hattını dinleyerek, normal akış sesi olması gereken yerde ortaya çıkan ses bozulmaları dinler ve sorunun yaklaşık olarak nerelerde olduğunu bulmaktadır. Hata payı oldukça düşüktür ve noktasal tamirat veya boru hattı değişimi yapılabilir. Tabi borunun yer altında bulunacağı derinliği de önlemlidir.

Yöntemin anlatılması kolay olmakla beraber uygulanabilmesi için değişik noktalardan şebekenin SESİ dinlenmesi gerektiğini de unutulmamalıdır. Bu tarz noktalar yangın söndürme hidratları veya su çıkışını ayarlamak için sokaklarda var olan noktalardan yapılmalıdır.

Kaybın %20 ve üstü değerlerde olduğu düşünürsek, dağıtım şebekelerinde rastgele veya şikayet üzerine inceleme yerine, devamlı saha incelemesi yapılarak ciddi önlemler geliştirilebilir.

Tek sorun kayıp-kaçak mı?

Su İsrafı aslında kayıp-kaçak rakamsal olarak çok net bir değer olmakla beraber, su kaynaklarımız bakımdan ne yazık ki tek sorun kaynağı değildir.

Birkaç hafta öncesi Tuzla da yaşanan olayı tüm Türkiye hatırlayacaktır. İstanbul da yaşanması nedeniyle ciddi ses getirdi. Peki ya diğerleri? Kaçımız 2016 yılında Kahramanmaraş ta 15.000 kişinin hastanelere başvurduğu ve içlerinden 4.000 gerçekten de içme suyundan zehirlendiğini hatırlıyoruz? Antalya da 50 öğrenci gene içme suyundan kaynaklı nedenlerle sorun yaşadığı v.b. örnekleri çoğaltabiliriz.

Yazımın ilk bölümlerinde su kaynaklarını sıraladığımda, kaynakların yarısından fazlası açık hava ve insanların kolayca erişimine açık barajlar, akarsular v.b. den geldiğini belirtmiştim. Açık havada yani insan müdahalesine açık olması nedeniyle, ne yazık ki kolayca kirletilebilir ve insan sağlığını tehdit etme potansiyeli vardır.

Ne yazık ki su kaynakları haftanın 7 günü, 24 saat boyunca incelenmemektedir. Bu sadece Türkiye de değil, pek çok ülkede aynı durumdadır. Su idareleri belirli bir döngü içinde içme sularından alınan örnekleri, yetkili analiz merkezleri tarafından incelemekte ve web sayfalarından paylaşmaktadır. Genelde bunlar aylık döngüler halinde yapılır. Peki ya ölçümler yapıldıktan, örnekler alındıktan sonra bir sorun veya bir zehirlenme girişimi oluşursa? Bu tip durumlarda ancak vatandaşlar şikayette bulunursa veya hastanelik olaylar ortaya çıkarsa bilgimiz oluyor. Ki çoğu zamanda bu geç kalındığı anlamına gelmektedir.

Suyun kalitesini kaynağında devamlı olarak ölçülmeli ve en ufak bir farklılaşması durumunda zaman kaybetmeden müdahalesi gerekmektedir.

Nesnelerin İnterneti (IoT), sihirli bir değnek mi?

Su İsrafı için Sihir mi değil mi bilemem, ancak yukarıda anlatmaya çalıştığım boru hatlarında yaşanacak kayıpların ve zehirlenmelerini erken aşamasında, verimli ve etkin tespiti için Nesnelerin İnterneti / IoT değişik için yaklaşım sunmaktadır.

Ucuz maliyetli ve uzun ömürlü çalışma sağlaması nedeniyle 7×24 çalışabilirliği ve kolayca uygulanır, ciddi bir katma değer sağlamaktadır.

Boru hatlarının yakınlarına, istasyon ve depolarda, pompa istasyonlarına, boru hattının içine bile uygulanabilecek tipte sensörler kullanarak, boru hattının arıza noktaları tespit edilebilir. Bunu drone desteğiyle de daha da geliştirebiliriz.

Su kaynaklarında ise suya batırılmış şekilde kullanılacak sensörler sadece suyu seviyesini değil, aynı zamanda devamlı su kalitesi hakkında bilgi verecek ve değeri ölçülemeyen insan ve canlı hayatını korumak için yardımcı olacaktır.

İzlenmesi için kullanılacak haberleşme teknolojisinin önemli olduğunu eklemem gerek.

Su İsrafı ; Hayat rakamsal bir değer ile ölçülemez!

Su İsrafı Elbette burada dikkat edilmesi gereken konu başlıklarından birisi de hangi teknoloji ve çözümün doğru olacağı, maliyetlerinin nasıl karşılanacağı v.b. sorular gündeme gelebilir, ancak şu sorulara da hepimiz kolayca cevap verebiliriz:

  • Su kaynaklarını daha ne kadar süreyle, alışılagelmiş yöntemlerle ve devamlı izleme olmaksızın koruyabiliriz?
  • Kayıp-kaçakları en etkin ve hızlı şekilde nasıl önüne geçilebilir?
  • Boru hattında çıplak gözle görülemeyen sızıntı noktalarını nasıl bulacağız?
  • Yaşam kaynaklarımızın %20 sinin akıp gitmesine seyirci kalmaya devam mı edeceğiz?

Yaşamı ve hayata önem veriyorsak, sadece musluklardan akan suyu idareli kullanmak yetmez, bize gelmeden önceki noktalarda da korunmalı ve önlemler alınmalıdır.

Gökhan Yanmaz

Ocak 2018

Yazar: Gokhan Yanmaz2 YorumKategori: Nesnelerin İnternetiEtiketler: kayıp-kaçak, NB-IoT, su, tüik



Suyun ve Akıl Gücünün Birlikte Başarısı!

Okunma Süresi: 3 Dakika Yazar: Coşkun TEZEL Güncelleme: Şubat 10, 2020 17:38Yorum yapın Kategori: Analiz Etiketler: alternatif enerji, çevreci, doğal enerji, enerji kaynakları, malatya, su, su çarkı, temiz

Abone ol


Su Değirmeni İle Elektrik Üretmeyi Başardı!

Suyun ve Akıl Gücünün Birlikte Başarısı!
Su Değirmeni İle Elektrik

Zamanınızda enerjiye olan talep sürekli olarak artmakta, artan enerji tüketiminin üretimi nedeniyle de çevreye verdiğimiz zarar da artmaktadır.

Bu arada yatırımcılar Dünya genelinde yenilenebilir ve çevreci enerji yatırımlarına yatırım yapmakta iken; insanlar kendi ihtiyaçlarını karşılamak için çeşitli alternatif girişimlerle hem yatırım miktarı çok düşük hem de işletme maliyeti sıfır olan özel tasarımlı donanımlarla bazı ihtiyaçlarını karşılamaktadırlar.

Bugün, bırakın bir mühendislik eğitimini okuryazarlığı bile olmayan ve arazisini sulama ihtiyacını karşılamak amacıyla; sadece akarsuyun gücü,  kendisinin çalışma azmi sonucunda geliştirdiği kendi imalatı olan bir donanımla sulama ihtiyacını bedava olarak karşılayan bir çiftçimizin dedelerinden öğrendiği,  sulama mekanizmasını tanıtmak istiyorum.

Belki benzer mekanizmalar vardır ama ben gördüğümü, görmeyen okurlarımla paylaşmak istedim.  Bu nedenle yeni fikirler doğmasına sebep olabilirsek bir faydamız olur.

Su Değirmeni İle Elektrik Üretim Maliyeti

Çiftçimizin sermayesinin tamamı, birkaç sırık, çöpe atılabilecek birkaç teneke kutu ve fikir ile çalışma azmidir.

Birkaç sırıkla tekerlek benzeri bir aparatın uç kısımlarına monte edilen teneke kutulardan ibaret olan sistem, akarsuyun içine suyun akış yönüne yerleştirilerek; suyun kuvveti ile çark dönerken içine su dolan tenekeler çarkın nihai noktasında içinde biriken suyu bir kanala boşaltmasından ibaret çalışmaktadır.

Kendi yöntemleriyle (Enerjide Ar-ge) bir akarsuyu üç beş metre yukarılara çekerek ihtiyaçlarını karşılayan bu çiftçilerimizin çabalarını takdir etmek gerekiyor.

Böylelikle hiçbir masraf yapmayan çiftçimiz kendi arazisini bedava olarak sulama imkânına kavuşmuş oluyor.

Günümüzde İnsanların tasarlayıp programladığı ölçüde faaliyet gösteren, akıllı şebekeler, akıllı sayaçlar ve akıllı telefonlar diye tanımladığımız ürünler yanında; hiçbir elektronik devresi ve yazılımı bile olmadan sadece suyun gücünü kullanarak, ihtiyaç duyulan miktar suyu istenilen yüksekliğe çıkaran bu mekanizmaya akıllı mekanizma demezsek kendimize haksızlık etmiş oluruz.

Hiç olmazsa Doğayı katletmeden Doğal ürünlerin üretilmesine katkıda bulunan bu isimsiz çevrecilerin; emeğini Dünya Çevre Gününde yâd ederek en azından saygımızı belirtmek istedim.

Sistemin çalışma videosunu izlemek isteyen okuyucularımız, videomuzu izleyebilirler.

Saygılarımla

Coşkun Tezel

coskun.tezel@akillisebekeler.com

Yazar: Coşkun TEZELYorum yapınKategori: AnalizEtiketler: alternatif enerji, çevreci, doğal enerji, enerji kaynakları, malatya, su, su çarkı, temiz



Dağıtım Sektöründe Oyunun Kuralları

Okunma Süresi: 3 Dakika Yazar: Coşkun TEZEL Güncelleme: Şubat 16, 2020 13:12Yorum yapın Kategori: Analiz Etiketler: doğalgaz, Elektrik, elektrik dağıtımı, su

Abone ol


Dağıtım Sektörü; Doğalgaz, Su ve Elektrik iletimi ve dağıtımının her birinin kendine ait özellikleri ve kuralları vardır. Söz konusu bu iletim ve dağıtım hizmetleri kendi kurallarının gerektirdiği hassasiyet ve şeffaflık ile yönetildiği zaman, strateji oluşturmada ve yönetimin doğru bilgilendirilmesinde yararlı olur.

Aksi halde golf sahasında basketbol kuralları ile basketbol oynamak gibi karmaşık ve denetimsiz bir durum oluşur ki bundan da ne dağıtım şirketine ne de tüketiciye bir fayda beklenemez.

Yaşadığım şehirde 925 kilometrekarelik bir alanda Merkez ilçe Belediyesinin işlettiği içme suyu dağıtım şebekesi ile Doğalgaz Dağıtım şirketinin işlettiği bir doğalgaz dağıtım şebekesi mevcut iken aynı şehir sınırları içerisinde 12.300 kilometrekarelik bir alanda elektrik dağıtım şirketinin işlettiği bir elektrik dağıtım şebekesi mevcuttur. Bu bilgiler yukarıdaki benzetmemizin açıklamasında bize yardımcı olacaktır.

Dağıtım Sektörü – Üç Enerji Kaynağı; Elektrik, Su, Doğalgaz

Bu üç sektörün iletim ve dağıtım hattı tesisi, işletmesi, bakımı ve dağıtım hizmetlerinin tamamı birbirinden farklı kurallara bağlı olduğu gibi ölçü sistemlerinin tesisi, denetimi, kontrolü ve kalibrasyonu ile mühür altına alınması da farklı kurallara bağlıdır.

Dağıtım sektörü içerisinde özellikle ürün satışının ölçümlenmesi ve fiyatlandırılması da diğer hizmetlerde olduğu gibi kendine göre özellikler bulundurmaktadır. Bir müşterinin elektrik tüketiminin faturalandırılmasına esas olmak üzere;

Toplam Aktif,

Gündüz,

Puant,

Gece,

İndüktif reaktif,

Kapasitif reaktif,

Demand (Çift terimli tarifeden müşterileri)

gibi birden yediye kadar farklı değerler alınmaktadır ki bu değerler bile tek başına tüketimin faturalandırılmasına yetmemektedir.

Bunun yanında varsa akım trafosu değeri ve özel trafolu müşterilerin bağlantı ve ölçüm özelliğine göre yönetmelik gereği alınan % 3,5 trafo kayıpları da dikkate alınarak ve farklı fiyat kriterleri uygulanarak tüketim faturalandırılabilir.

Havai Hatlar

Bunların dışında bu kadar geniş bir coğrafyada özellikle havai hat ve şebekelerin, diğer etkenlerin yanında ayrıca yağmur, kar, şimşek ve rüzgar gibi dış meteorolojik etkenlere de maruz kaldığı göz önüne bulundurularak işletme ve bakım hizmetlerinin zorluğu görülmüş olacaktır.

Ayrıca şebekede kullanılan farklı ürünler dışında enerji sektöründe çok sayıda farklı şebeke ve işletme donanımları düşünüldüğünde, sadece ambar yönetimi bile başlı başına düşünülmesi gereken bir işletme olmaktadır.

Bu kadar farklılıklar dikkate alınmadan yapılan organizasyonlar sonucunda işlemlerin başarı şansından söz edilmesi olanaksızdır.

Coşkun Tezel

coskun.tezel@akillisebekeler.com

Yazar: Coşkun TEZELYorum yapınKategori: AnalizEtiketler: doğalgaz, Elektrik, elektrik dağıtımı, su



Elektrik Dağıtım Şirketlerinde İnovasyon

Okunma Süresi: 8 Dakika Yazar: Coşkun TEZEL Güncelleme: Mart 19, 2012 08:53Yorum yapın Kategori: Analiz Etiketler: doğalgaz, edaş, Elektrik, elektrik dağıtımı, enerji yönetimi, su

Abone ol


Elektrik Dağıtım Şirketlerinin Özelleştirilmesi

Bir taraftan elektrik dağıtım şirketinin özelleştirilmesi, diğer taraftan günün gelişen teknolojik şartları ile inovasyon gündeme gelmişti. Belki de gündemi teknoloji şirketlerinin belirlemesi ile sadece teknolojik olarak gündemimizi işgal ediyor. Bugünün şartlarına uygun bir organizasyon ve bunlara bağlı değişim birlikte düşünülmüyor.

Oysa düşünülmesi gereken konu tüm organizasyon içinde inovasyon olmalı; her ne kadar isimleri biraz değişmiş olsa da bugünkü özel dağıtım şirketleri,  geleneksel Belediye Elektrik Dağıtım birimi ve Tedaş yapısını yaklaşık olarak muhafaza ediyor. Burada asıl sorulması gereken şirketlerin mevcut durumu muhafaza etmesi mi, yenilik yapması mı?  Asıl sorun değişime ihtiyaç duyulup duyulmadığına karar verebilmek; değişim ihtiyacının veya mevcut durumun performansının yetersiz olduğu konusunda fikir birliği oluşmuşsa o zaman inovasyon çalışmalarına hız verilmelidir.

Elektrik Dağıtım Şirketlerinin Pazar Payları

Elektrik dağıtım şirketlerinin pazar payları, lisanslarında belirtilen ve coğrafi olarak tanımlaması yapılmış görev alanları ile sınırlıdır.

Bu sınırlar içerisinde pazar paylarını arttırmak konusunda yapabilecekleri tek şey; lisansını almış oldukları dağıtım bölgesindeki serbest tüketici hakkını elde etmiş tüketicileri müşteri portföylerinde tutabilmek başarısıdır.

Onun dışında tüketimi arttırmak konusunda şirketlerin yapabilecekleri fazla bir uygulama yoktur. Tüketim miktarını etkileyen faktörler, Dünyadaki ve Ülkedeki mevcut zamandaki genel ekonomik durum; görev bölgesinin gelişmesi ile ilgili yatırım teşvikleri ve görev bölgesinin gelişme potansiyeli ile doğrudan ilgilidir.

O zaman şirketlere pazar paylarını arttırmada sınırlı imkan sahibi olduklarından dolayı; kârlarını muhafaza etmek veya arttırmak için verimlilik dışında çok fazla alternatif kalmamaktadır, verimlilik için de inovasyon kaçınılmaz olmuştur.

Elektrik dağıtımı müşteri hizmetlerinde 1984’ten günümüze;

  • Kâğıt kalemle yapılan bazı işlerin bilgisayar ortamında yapılmasından, (o zamanlar en lüks teknoloji elektronik hesap makineleri idi)
  • Elektromekanik sayaçlar yerine, elektronik sayaç kullanımına geçilmesinden,
  • Sayaç okumada kâğıt kalem yerine, GPRS’li el terminali kullanımına başlanmasından,
  • Düzenlenmiş faturaların veznelerde tahsilinden, Online ve Offline tahsilat yapılmasına

kadar ilerleme kaydedilmiştir.

Bugün teknolojinin geldiği noktaya bakarsak; IT olarak bugün günlük hayatımızda sıradan olan birçok teknolojiyi o günlerde hayal etmek bile neredeyse imkânsızdı. Bugün sahip olunan imkanlar ile imkanlar dahilindeki iyileştirmelerimizi kıyasladığımız zaman, teknolojinin bize sunduğu imkanları verimli değerlendiremediğimiz ortadadır.

Elektrik Dağıtımında Dünden Bugüne…

Sadece teknoloji olarak sahip olduğumuz imkânlar dışında, bugün düşünce olarak da eskiye oranla çok iyi durumdayız, eskiden bir hesaptan, bir hesaba para havale etmek için banka kuyruğunda saatlerce beklerken, bugün masamızda otururken veya seyahat halinde iken bile internet aracılığı ile her türlü ödeme işlemini gerçekleştirebiliyoruz. (elektrik fatura ödemeleri dahil)

Oysa bu süreçteki teknolojinin gelişimini düşünürsek, inovasyon olarak fazla bir şeyler yapıldığını söylemek yanlış olur.

Bugün baktığımızda her türlü geniş bant iletişimi, yazılımlar, donanımlar bu kadar gelişmiş iken ve diğer sektörler bu teknolojinin imkânlarından faydalanırken sadece elektrik dağıtım sektörü konjonktürün gerisinde kalmış bu nedenle karlılık erozyonuna uğramıştır.

Elektrik dağıtımı müşteri hizmetlerindeki yapısal ve hizmet çeşitliliğindeki değişim nedeni ile görev tanımlarının yeniden belirlenmesinden; iş akış yapısına kadar olan süreç yeniden gözden geçirilmeli, bu işlemler sırasında ise kurum içi bir otokontrol oluşması sağlanmış olmalıdır. Aksi halde karmaşa devam edecek, hangi iş hangi aşamalarda hangi birimde ilgili bölümü kadar tamamlanacak, hangi usul ve esaslarla kimlere nasıl devredilecekse belirlenmelidir.

Bu işlem aslında bir organizasyon inovasyondur, teknolojinin sunduğu fırsatlardan faydalanarak stratejik bir inovasyon mümkün, hatta zorunlu hale gelmiştir.

Elektrik Dağıtım Hizmetlerinde İş Tanımları

Bugün elektrik dağıtım hizmetlerinde iş tanımları ve süreçleri incelendiğinde onlarca bölümde inovasyon fırsatı doğduğu görülecektir. İster Tesisat Muayene/geçici kabul, ister sayaç okuma, Tahakkuk Tahsilat işlemleri olsun, kısaca hizmetin olduğu her noktada yapılabilecek, şirketin faaliyet kârlarını olumlu yönde etkileyecek değişim imkânları mevcuttur.

Daha basit usullerle kaçak/kayıp denetim altına alınabilir, tahsilat oranları daha yukarılara çekilebilir, Bütün bu değişimleri yapabilmek için öncelikle şirketin faaliyetlerinin sayısallaştırılması gerekir. Şirket faaliyet verilerinin sayısallaşması olmadan üretilen hizmetlerin ölçeklenebilmesi mümkün değildir.

Şehirlerin muhtelif yerlerinde kiosk’lar ve temassız ödeme noktaları tesis edilerek kredi kartı vasıtası ile tahsilat oranları attırılabilir. Böylece şirketler daha az tahsilat büroları açarak hem büro, hem de işgücü masraflarını asgari oranda tutabilirler.

Bu aşamada doğrudan şirketin verimlilik ve karlılık durumunu etkileyecek kararların alınabilmesi için detaylı analizler yapılmalı, inovasyon yapmış olmak için inovasyon olmamalı, önce şirketin değişim gerekliliği tespit edilerek, aksayan yerlerde ve değişimin gerektiği yerlerde çözüm getirilmeli.

Bunun için Kanun, tüzük, Yönetmelik ve uygulama talimatlarına göre standartlar çerçevesinde iş tanımlarını incelemek, bu iş tanımlarına göre iş akışlarını gözden geçirerek, gerekli olan formları üretmek veya güncellemekten gerekir.

Marmara Belediyeler Birliği

16. Mart 2012 tarihinde Marmara Belediyeler Birliği tarafından elektrik, su ve doğalgaz sektöründe faaliyet gösteren katılımcıların iştiraki ile yeni nesil sayaç okuma sempozyumu düzenlenmiştir.

Bu konudaki genel yaklaşım kurumlar arası koordinasyon açısından çok güzel olmuştur, fakat bu tür uzaktan sayaç okuma işine şu anda en yakın sektör (müşterilerinde aktif olarak kullanılmakta olan uzaktan okumaya elverişli sayaçların kullanımı nedeniyle) elektrik dağıtım firmalarıdır. Tek bir network kullanılarak tüm elde edilen farklı verilerin kurumlar arası paylaşımı mümkün olabilir.

Genel yaklaşım her ne kadar doğru olsa da kurumların kendi sayaçlarından almış oldukları veri ihtiyacı ve yapısı farklılık göstermektedir. Bunların içinde de diğerlerine göre en karmaşık olan elektrik sayaçlarıdır, (elektrik sayaçlarından sadece fatura tahakkukunda esas olmak üzere 7 ayrı veriye ihtiyaç duyulmaktadır.) bu nedenle uzaktan sayaç okuma altyapısı çalışması yapılırken sayaçlardan alınması gereken verilerin ve uygulamada kullanılacak farklı model sayaç sayıları da (EPDK tebliğine göre elektrik dağıtım sektöründe yarısı yerli olmak üzere en az altı farklı marka sayaç kullanılması öngörülmüştür.) dikkate alınarak detaylı çalışması da ayrıca yapılmalıdır.

Bunların dışında fonksiyon olarak da elektrik sayaçları yapısı itibari ile açma/kesme özelliğinden dolayı diğerlerinde farklılıklar arz etmektedir.

Abone Adres Sistemi

Ayrıca abone adres sistemi ve coğrafi bilgi sisteminin entegrasyonu da bir inovasyondur, bu çalışmanın elektrik dağıtım şirketlerinde uygulanması ile potansiyel aboneler daha proje aşamasında belli olacak, bu taramalar sonucunda da sözleşme yapmadan elektrik kullanan (kaçak/usulsüz) kullanıcılar daha çabuk tespit edilebileceği gibi, özellikle bu yapı ile trafo ve şebeke üzerindeki yük durumları hakkında daha detaylı bilgi sahibi olma imkanı da bulunmuş olunur.

İgdaş abone yapısında müşterilerin tesisat numaralarının üretilmesi bile yerleşim anlamında bir anlam ifade eden sayılardan oluşur, Tedaş yapısında ise coğrafi mahal olarak bir anlam ifade etmeyen ve müteselsil olarak birbirini takip eden bir numaralandırma yapısı mevcuttur. İgdaş abone yapısındaki tesisat numaralandırma yapısı birçok açıdan faydalı bir modeldir.

Adres yapısı katmanı olarak da İgdaş’ın kullanmış olduğu hiyerarşik adres yapısı işletme açısından avantajlı bir yapı oluşturmaktadır.

Her ne kadar elektrik dağıtımı müşteri hizmetlerindeki muhtemel sorunlar birbirine benzer ve bilinirliliği olsa bile her bir dağıtım bölgesi hatta dağıtım bölgesi içindeki il durumuna göre incelenmeli ve sorunların çözümü ve verimlilik artışı için değişim düşünülmeli.

Son Söz: “Tabiatta her şey bir değişimdir ama her değişimin ardında bir sonsuzluk yatar”. Goethe

Coşkun Tezel

Yazar: Coşkun TEZELYorum yapınKategori: AnalizEtiketler: doğalgaz, edaş, Elektrik, elektrik dağıtımı, enerji yönetimi, su



Birincil kenar çubuğu

Sosyal Hesaplarınızda Bize de Yer Verin!

+30.000 okuyucumuza teşekkür ederiz. Siz de aramıza katılarak ekosisteme katkıda bulunun...

Eposta adresinizi paylaşmak istemiyor musunuz? Size uygun platformlar için ↓↓↓

  • Facebook
  • Google+
  • Instagram
  • LinkedIn
  • Medium
  • Pinterest
  • RSS
  • StumbleUpon
  • Tumblr
  • Twitter
  • YouTube

En’ler

  • Tek ve Çok Zamanlı Tarife Nedir?
  • Elektrik Faturası Açıklamaları

Köşe Taşı İçeriklerimiz

5g nedir 5g teknolojisi 5g internet 5g baz istasyonu 5g çıktı mı 5g çalışmaları 5g çalışma prensibi 5g çıkış tarihi 5g çiftçi 5g iot 5g kullanan ülkeler 5g özellikleri 5g türkiye, nesnelerin interneti, yenilenebilir enerji, 5G ne yapacak

5G’den Beklentiler

Copyright © 2022 - akillisebekeler.com | Yeni Nesil Akıllı Teknolojiler -Giriş