5G hayatımızda neleri değiştirecek? 5G Nasıl Daha Yaşanılır Bir Dünya Sağlayacak?
5G ile ilgili söylenecek, anlatılacak çok şey var elbette. T-Mobile for Business’in Forbes’ta kaleme aldığı makaleyi okurken 5G’nin bireysel kullanımımıza yönelik yeniliklerden ziyade, şehir ve toplum hayatına getireceği fayda ve çözümlerden bahsetmek istiyorum. Yazıyı okurken fonda Mia Fora Thymamaidinlemeniz yazıdan aldığınız tadı katlayacaktır.
5G ağlarının ve Nesnelerin İnterneti (IOT) teknolojilerinin hayatımıza girmesiyile birlikte çok yakın bir gelecekte daha yaşanabilir, sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler hızla günlük hayatımızda yerini almaya başlayacak.
Makalede, Carnegie Mellon Üniversitesi’nin Metro21 adlı Akıllı Şehirler Enstütisi: (Metro21 Smart Cities Institute), içinde yaşadığımız toplumun ve şehir hayatının içinde bulunduğu problemlere sürüdürülebilir çözümler bulmak adına beş ana konuya odaklanıyor. Bunlar karbon salınımı, hava ve su kalitesi, su ve toprak gibi doğal kaynakların korunması, enerji verimliliği, ve daha katılımcı bir toplum olarak sıralanıyor. Her biri konu özelinde nasıl ilerlemeler kaydediliyor, çözümler planlıyor kısaca değinelim:
5G Hayatımızda Neleri Değiştirecek; Karbon Salımının Azaltılması
Karbon salınımının en önemli nedenlerinden biri; hepimizin de İstanbul’da her gün tecrübe ettiği üzere, sehirlerdeki motorlu araçlar ve bu araçların yarattığı yoğun trafik. Trafik konusu ile ilegili olarak bir çok telekom operatörü, teknoloji firması, yerel yönetimler ve girişimler (start-up) akıllı çözümler geliştirmeye ve bu çözümleri uygulamaya çalışıyorlar. Nitekim, dünyanın en büyük telekomünikasyon teknolojileri sağlayıcısı konumundaki Huawei’de; Çin’in Shenzhen şehrinde Trafficgo adlı akıllı trafik sistemini ülkenin üç büyük telekom operatörü ve tabi ki Shenzhen yerel yönetimlerinin de desteği ile hayata geçirmiş durumda. Sistem, temel olarak şehrin bir Dijital İkizi (Digital Twin) yaratılması ve yapay zeka desteği ile gerçek zamanlı olarak şehrin trafiğinin dijital ikiz üzerinde otomatik olarak yönetilmesi, yönlendirilmesi ve tahminlemesine olanak sağlıyor. (bkz: Intelligent Traffic Management System Drives Collaboration for Shenzhen Traffic Police)
Karbon salınımını trafiği otonom bir şekilde yöneterek azaltmanın en kritik noktası; değişen yol ve trafik koşullarına kamera, sensor, radar ve sinyalizasyonu gercek zamanlı olarak kontrol ederek trafiğin akışına doğru ve zamanında gerekli yönlendirmeleri yapabilmek. Metro21’in Surtrac adlı çözümü de bu konuda büyük bir başarıya imza atmış görünüyor. ( bkz: Surtrac for the People: Upgrading the Surtrac Pittsburgh Deployment to Incorporate Pedestrian Friendly Extensions and Remote Monitoring Advances). Amerika’nın Pittsburgh kentinde uygulanan çözüm; araçların dur-kalk için daha az zaman harcaması ve trafikte daha az süre kalmaları sağlanarak karbon salınımını %20’ye varan oranda azaltmayı başarmış durumda.
Su Kaynaklarının Korunması ve Tüketimin Yönetilmesi
“Akıllı Su Yönetimi” deyince aklımıza sadece şehir su dağıtımı şebekesinin izlenmesi, barajların yönetilmesi ya da yağmur suyunun içme suyuna dönüştürülmesi gelmemeli. Aslında akıllı su yönetimi, bitkilerin ihtiyaç duyduğu su miktarından tutun da , güneşin ve hava şartlarının su tüketimine olan etkilerinden, günlük hayatın su kullanım ve tüketimini etkiyeleyen tüm parametrelerini hesaba katarak su tüketiminin izlenmesi, tahminlenmesi ve optimize edilmesine kadar varan, suyun kaynağından evdeki musluğa kadar geçen uçtan uca tüm süreçleri yöneten kompleks bir sistem olarak düşünülmelidir.
Su yönetiminde ve su kaynaklarının korunmasında en önemli rolü; su tüketimin hatasız ve tam olarak ölçümlenmesi ve su tüketimine neden olan tüm değişkenlere karşı nasıl aksiyonlar alınacağının tespit edilmesi ve gerçek zamanlı olarak bu aksiyonların uygulanması oynamaktadır. Buna en iyi örneği; İspanya’nın Zaragoza şehrinde hayata geçirelen akıllı su yönetimi projesini verebiliriz: şehrin nüfusunun %12 artmasına rağmen su tüketimi %27 oranında azaltılmış.
Gıda İsrafını Önleme
Dünyada bu kadar açlık, bu kadar temel gıdalarda bile yoksun insan varken; dünya üzerinde üretilen her 3 gıda ürünün 1 tanesinin çöpe gitmesi maalesef acı bir gerçek. Teknoloji bu kadar gelişmiş; dünya bu kadar ilerlemiş, iletişim bu kadar hızlanmışken hala nasıl bu kadar israf olabiliyor akıl alır gibi değil. Hele hele üretilen sebze ve meyvelerin %40’dan fazlasının çöpe gitmesi? Burada mesele sadece gıdanın israf olması değil; çöpe giden ürünlerle birlikte bu ürünleri yetiştirmek için harcanan su, elektrik, gübre ve insan gücünün de çöpe gidiyor olması. Örneğin Türkiye’de her gün 5 milyon ekmek çöpe gidiyor. Afrika’daki yiyecek mama bulamayan çoçukları düşününce, gıda israfındaki duyarsızlık ve plansızlık gerçekten vicdanları sızlatıyor.
Su ve karbon salınımınında da olduğu gibi gıda israfını önlemede de bütünsel bir yaklaşım; etkin bir sonuç alınabilmesi için kritik önem taşıyor. Konuya yaklaşım sadece “üretilmiş gıdanın tüketiminin yönetilmesi” değil, daha ekim aşamasında planlanmaya başlanması ve gıdanın tüm yaşam döngüsünü, üretimden tüketime tüm süreçlerin yönetilmesi demek.
Ümit ediyorum ki 5G, yapay zeka ve nesnelerin interneti sayesinde; dünya üzerinde üretilen ve tüketilen gıda miktarını anlık olarak gözlemleyip yönetebiliyor ve gıda fazlası olan yerden ihtiyaç duyulan bölgelere sevkiyatını sağlayarak israf, açlık ve yoksulluğun önüne geçiyor olacağız.
Enerji Tüketiminin Optimizasyonu ve Enerji Verimliliği
Akıllı binalar giderek yaygınlaşıyor. “Akıllı Bina”, “Akıllı Ev” kavramı sadece binadaki ya da evinizdeki cihazların uzaktan kontrölü ile sınırlı degil tabi ki. En önemli unsurlardan biri de evlerin, binaların ve tesislerin enerji tüketimindeki verimliliğin sağlanması.
Enerji verimliliği için binalarda neler olup bittiğini an be an gerçek zamanlı olarak takip edebilmemiz temel mesele. Bunun için de süper düşük gecikme ile veri toplanması gerekiyor. İşte 5G ağlar da bu noktada devreye giriyor. 5G’nin sağladığı çok yüksek hızlı ve düşük gecikmeli veri transferi sayesinde; binaların durumuna göre çok hızlı ve otonom bir şekilde karar alınması ve uygulanması mümkün hale geliyor.
Bir diğer enerji tasarrufu uygulaması ise sokak lambalarının sensörler ile yönetilmesi. Mevcut uygulamalarda enerji verimliliği zaman ayarlı sensörler ile yapılıyor fakat maalesef bu pek de yeterli değil.
Akıllı sokak lambaları ışığı hissedebilen cihazlar ile donatılıp, örneğin sisli ya da yağmurlu havalarda, aydınlık akşamlarda, yapay zeka desteği ile otonom olarak gerekli aydınlatma miktarını belirleyerek süper verimli bir şekilde çalışabilir hale getirilebilir.
Böylece şehir yönetimleri elektrik faturasından tasarruf ederken, şehir sakinlerinin de memnuniyet seviyesi ve hayat kalitesi artırılmış olacak. Daha da önemlisi, buradan elde edilen tasarrufun enerji ve doğal kaynakların korunmasına olan pozitif etkisi.
Bireylerin Daha Katılımcı Olmasının Teşvik Edilmesi
5g, IOT, sensörler ve yukarıda bahsi geçen tüm teknolojilerin yanında en önemli bileşen tabi ki insan zekası (Human Intelligence, HI). 5G ile birlikte yakın gelecekte hayata geçecek olan teknolojiler sayesinde; sıradan bireyler de daha yaşanabilir bir dünyadan faydanlanmakla kalmayıp, aynı zaman daha sürdürebilir bir dünyanın gerçekleşmesine doğrudan katkıda bulunabilecekler.
Gerek akıllı telefonlarındaki uygulamalardan, gerek üzerlerindeki giyilebilir akıllı cihazlardan, gerekse de şehre yayılmış olan sensör ve cihazlarda veri toplanmasına, geri bildirim sağlanmasına yardım ederek, daha temiz daha akıllı daha düzenli, daha enerji verimli yaşam alanlarının oluşmasında aktif rol alabilecekler.
5g hayatımızda neleri değiştirecek özetle; yakında 5G’yi yaşadığımız şehirlerin her bir köşesinde, günlük hayatımızın her anında görüyor ve kullanıyor olacağız. Şehirler 5G ile akıllı hale gelecek ve “Akıllı Şehirler” 5G için en iyi oyun alanı olacak. Yapay zeka (Artificial Intelligence) ve sensörler de daha yaşanabilir bir dünyanın temeline oturacak. Fakat ne olursa olsun, teknolojinin sağlayacağı tüm bu kolaylıklara ancak İnsan Zekası (Human Intelligence) ve hassasiyeti (Human Sense) ile ulaşabiliriz.