
Daha önce YNC19 etiketi ile Yeni Normal Covid 19 yazımda pandemi ile hayatımızda nelerin ‘Yeni Normal’ sayılacağı konusunda fikirlerimi belirtmiştim. Şimdi ‘Sayaç Okuma İşlemleri’ konusunda ‘Yeni Normal’ ne olacak ona bakalım.
Başlıklarımız
Sayaç Okumada Yeni Normal
Her gün haberlerde COVID-19 un bugün ve gelecekte hayatlarımızı nasıl etkileyeceği duymaktayız. Yeni NORMAL in nasıl olacağı veya alınan önlemler, alınmamış önlemler, diğer ülkelerde neler olup bittiğini vb. devamlı olarak akşam haberlerinde veya sonrası yapılan tartışma programlarında evlerimize misafir olmaktadır.
Bazı konularda ise COVID-19 aslında bize yeni fırsatlar sunduğunu ne yazık ki yeterince duyamıyoruz. Sürekli olarak reddedilen veya uzak görülen konular için bize yeni bir başlangıç sunabilir ve günlük çalışma hayatımızda veya tüketim alışkanlıklarımızda olumlu yönde ciddi değişimlere neden olacaktır.
Covid-19 Sayaç’ın Getirdikleri
Daha önce iş yerlerinde, günde en az 8 – 9 saat boyunca, çok katlı iş merkezleri ve kampüs alanlarında çalışırken, salgın nedeniyle pek çok beyaz yakalı çalışan evlerinden çalışmaya başladı veya devam etmektedir.
İster istemez bu alışıla gelmiş elektrik şebekesi ve diğer kamu hizmetleri üzerinde ciddi ve olumsuz etkilere neden olmaktadır. Sistemler yüzyıldan uzun süre temelleri atılan kanunlara göre tasarlanmış, işletilmekte ve abonelerin hizmetine sunulmaktadır.
Genel olarak salgın öncesi alışılan konut elektrik tüketimi ister kısmi sokak kısıtlamasında ister değişen çalışma hayatımızda nedeniyle eve kapanmış olsun tümden değişti. İş yerlerinde beyaz yakalı çalışanların kullandığı elektrikli cihazların pek çoğu konut alanlarına kaydırılmış durumda, özellikle bilgisayar ve modem kullanımı nedeniyle yüklenme söz konusu. Evde birden fazla cihaz olması durumda ise çok daha yoğun yaşanmaktadır. Örneğin bizim evde herkeste ya tablet veya bilgisayar yanında bir de telefonlar bulunmaktadır. Gün içinde en fazla üç istemci varken, bu sayı 3 hatta 4 katına çıkmıştır. Özetle elektrik dağıtım şebekesi COVID-19 nedeniyle bambaşka bir NORMAL e doğru yol almaktadır.
EPDK nın kıyaslamalı fatura kararı
Türkiye için Nisan 2020 ayının başını hatırlayalım. EPDK evlerde sayaç okuma işlemlerinin hem hane halkı hem de sayaç okuyucular açısından risk teşkil etmesi nedeniyle, KIYASEN FATURA kararı almış, 3 ay süreyle elektrik ve doğalgaz sayaçlarının tüketimini geçmiş ayların tüketimini esas alarak fatura kesilecektir. Ancak fatura bırakmak için binalara kadar gelmeleri gerekiyor. Bir süre sonra tüketici şikayetleri ve aşırı gelen faturalar nedeniyle sonradan vaz geçildi. İşin ilginç tarafı su faturaları için bir karar alınmamıştır. Sanki risk grubuna dahil değillermiş gibi…
Peki, karar hatalı mıydı yoksa aslında doğru muydu? Deloitte ’un Nisan 2020 de yayınladığı çalışmaya göre, hane elektrik tüketiminde geçen seneye aynı aya göre %4 seviyesinde bir artış yaşanmış, ancak sanayi tüketimi azaldığı için toplam tüketim elbette düşmüştür (genel olarak %23-%25 seviyelerinde). Geçen senelerin verileri ele alınarak aynı aylar karşılaştırma yapılmış olsa, muhtemelen daha az şikayetler oluşurdu, bu bakımından evet karar doğru, kıyaslama metodu yanlış. Elbette tüketim yok ise fatura kesilmesin, o konuda hemfikirim.
Sayaç Okuma işlemleri öncelikle sayaç okuyanların sağlıkları ise sayaçların konumları bakımından risk oluşturabilir, çünkü binalara gelmek zorundalar.
Sayaçların Yerleri
Büyük şehirlerde yaşayanların sayaçları genel olarak hane dışında bulunmaktadır. Anadolu’nun pek ise çok yerinde sayaçlar ya evin içinde veya dış duvarlarda ya da elektrik direklerinde bulunabiliyor. Apartmanlarda elektrik sayaçlar bodrum katındayken, su ve gaz sayaçları ise katlarda bulunmaktadır.
İster binalara gelip, katlara veya bodruma girsinler, ister ev içindeki sayacı okusunlar, sayaç okuma hizmet veren çalışanlar her türlü durumda bir risk altındadır ve risk ancak uzaktan okuma sistemleriyle giderilebilir.
Bugün için her türlü durumda sayaç okuyanlar binalara gelip, sayaçları yerinde okumalı ve incelemelidir, çünkü Türkiye de henüz hane tüketicileri için “Uzaktan” veya “Otomatik Sayaç Okuma sistem (OSOS)” yoktur. Bunu değişik nedenleri var.
Neden Konutlarda OSOS Yoktur?
Anadolu Ajansının 5 Haziran 2019 tarihli haberine göre elektrik abone sayısı 44 Milyonu geçti ve bunun içinde konut abone sayısının ise 36 Milyon olduğu ortaya çıkmaktadır. Bugün bir karar alınmış olsa ve herkese akıllı sayaç verilecek denilirse çok ciddi bir maliyet ortaya çıkacaktır.
Bilinen ortalama haberleşmeli mono faz sayaç fiyatı 50 € seviyelerinde (milyonlarca sayaç üretilmesi halinde alınabilecek bir fiyat). 1,75 Milyar ile 2 Milyar € yani 10 – 15 Milyar TL bir maliyet söz konusu. Elbette bunun işletme giderleri ve benzeri de dikkate alınmalıdır (kabaca 5 – 10 € ek gider demektir).
Türkiye de birim sayaç okuma için ödenen bedel bunun çok çok daha düşük bir değerde olması nedeniyle ESKİ NORMAL koşullara göre olanaksız. Diğer bir engel ise, var olan sayaçları yer değiştirmesi, yani sadece okuma işlemi yapılması için cazip değil. Hanedeki tüketimin izlenmesi, enerji alışverişi yapılması, enerji tarifelerin kullanıcıya özel uygulanması, enerji tüketimine göre voltaj seviyelerini adapte edilmesi, hane enerji yönetim çözümleri sunulması ve benzeri, bugün için Akıllı Şebeke konusunda yer alan çözümleri için kullanılacaksa, Akıllı Sayaçlarının aslında bambaşka bir kapı açacakları kesindir.
İdarelerin farklı olması nedeniyle tüm işleticiler için tek altyapıda birleşmesi kamu yararı olmasına karşın, anlaşma sağlanamadığından, üç hizmet (elektrik, su ve gaz) için gene üç farklı sistem kurgulanmaya çalışılır ki bu ciddi bir israftır. Çözüm tek altyapı olmalıdır.
Akıllı Sayaç ve Avrupa Birliği
AB de daha önce alınan ortak karara göre 2020 de en az %80 seviyesinde Akıllı Sayaç uygulaması yapılma tavsiye kararı konusunda bugüne kadar uygulayanların sayısı sınırlı kalmaktadır. Tractabel in Temmuz 2019 da Engie ile beraber hazırladığı rapora göre İskandinavya, İspanya, İtalya ve Estonya gibi ülkeler tamamlama noktasındayken, 2020 sonuna kadar bunlara Fransa, Büyük Britanya, Yunanistan ve Avusturya katılacak. Diğer ülkeler ise 2025 lere ve sonrası için tarih vermektedir.
BBC nin Eylül 2019 daki haberine göre Büyük Britanya 2019 da bitirileceği söylenen akıllı sayaç geçişi 2024 e ertelenmiş. Bunun en büyük nedeni siber güvenlik ve kişisel verilerin korunması yatmaktadır. Benzeri çekinceler diğer Avrupa Ülkelerinde ve dünyanın başka yerlerinde görülmektedir.
Çekimser kalma konusu aslında hem yatırım miktarı hem de kişisel bilgilerin korunması etrafında dönmektedir.
Akıllı Sayaç ve Diğer Ülkeler
Kuzey Amerika da AB benzeri gerekçelerle ve maliyet sorunları nedeniyle Akıllı Sayaçların uygulaması 2024’e kadar uzayacağı konuşulmaktadır. Benzeri yaklaşım diğer bölgeler içinde geçerlidir.
Akıllı Sayaç ve Ötesi

Akıllı sayaç bugün için sadece elektrik tüketimi ölçmek için kullanılmıyor. Hem işletici kuruluşa hem de pek çok kullanıcıya ek hizmet sunmaktadır. Sayaç ötesinde hizmet noktası olduğunu hatırlamamız gerekecek. Burada akıllı sayaçların sağladığı avantajları yeniden sıralamak yerine, olası zayıflıkları özetlemeye çalışacağım.
Sayısallaşma her ne kadar ciddi avantajlar getirse de beraberinde siber saldırıları da davet etmektedir. Özellikle yeterince dikkatle tasarlanmayan yapılarda siber saldırılar kaçınılmazdır. Her şeye saldırılabilir varsayımından yola çıkarak, en az zararla nasıl kapatırız ’ı dikkate almamız gerekecek. Ne yazık ki sadece bilinen saldırılara önlem alınabilir, yeni tip saldırılara sadece kapan benzeri (honey-pot) sistemleri kurabiliriz.
Hizmeti reddetme (denial on service), virüs atakları, sayaç yazılımlarının değiştirilmesi, sızmalar vb. bugün için bildiğimiz saldırılardır. Bunların yeterli olmadığını özellikle “Notpetya” veya “Stuxnet” gibi saldırılar gösterdi.
Sayaç çözümlerinde ya kapalı tasarıma gidilmeli, ki sadece fiziksel saldırılara izin verilsin ve bunlar algılanabilsin veya sağlam siber saldırıdan koruyucu çözümleri tasarlanması gerekecek.
Yeni İş Fırsatları
Akıllı sayaçlar bize uzaktan okuma yerine yen iş alanlarına da kapı açmaktadır. Her bir daire yeni bir dükkan gibi değerlendirilebilir ve değişik iş modelleri sunulabilir.
Ev Enerji Yönetimi (Home Energy Management), Evden Yaşlı ve Bakım Muhtaç kişilere hizmet sunumu, Yenilenebilir enerji ile “Üreten Tüketici” (ProSumer), Dijital Ev Çözümleri (Eğlence, Güvenlik, Konfor vb.) ve daha nicelerini sayabiliriz.
Asıl Önemli Olan Soru…
COVID-19 bizi eve kapattığı ve birbirimize karşı daha dikkatle davranmamızı gerektirdiği bugünler için asıl önemli olan soruları sormamız gerekmektedir: İnsan hayatının değeri nedir? İnsanın iş gücü ve sağlığı ne kadarlık parasal yatırıma karşı gelmektedir? Yatırım ve Para mı yoksa İnsan Hayatı mı?
Bu sorular sizi rahatsız edebilir, ancak geçtiğimiz yıllarda pek çok ülkede yatırımcı hep şunu savundu, “İş gücü maliyetleri ve devletin ödediği bedeller, akıllı ve uzaktan okuma çözümlerinden daha ucuzdur”!
Son kez vurgulamak için İnsan hayatı hane başına yapılacak akıllı yatırımdan daha değerli olduğunu unutmamak gerekir.
Gökhan Yanmaz
Mayıs 2020 / İstanbul
Bir cevap yazın